-15-

2.6K 31 1
                                    

Arkadaşlar gece gece yeni bölüm atmaya çalışırken bişeyler oldu silmek zorunda kaldım. Çok üzgünüm. 15.bölümü tekrar atıyorum, değişiklik yoktur.

-------------------------------------------------------------

Uyandığımda yanım boştu, üstüm örtülüydü, hızla kalktım. Temizlenmeli ve Serhat'ımın yanına gitmeliydim. Düşünmek yoktu.

Hızla duşa girdim ve vücudumu kızarana kadar keseledim. Odama geçtim kapımı kilitledim ve aynanın karşışına geçerek bornozumu indirdim.
İzler vardı, midem bulanıyordu vücudumdan.
Telefonumun sesiyle kendime geldim. Arayan Serhat'tı.
"Bebeğimm"
"Nerde kaldın, soğudu herşeey"
"Uyuyakalmışım giyinip geliyorum"
"Ben başlıyorum hemdee en sevdiğindeen"
"Serhaat dövülmek istemiyosaan elleme sakın krepimi"
Kahkahasıyla gülümsedim.
"Hızlı gelirsen yetişirsinn."
Ve suratıma kapattıı.

Hızla üstüme bişeyler geçerdim.

Hızla üstüme bişeyler geçerdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bere yok)

Telefonumu ve sigara paketimi yanıma alarak aşşağı indim. Dumanı görünce hemen sarıldım, çok özlemiştim çoook. Beni görünce hemen yanıma gelip, beni yalamaya başladı. Uzun zaman sonra içtenlikle gülmeme sebep oluyordu.
Biraz daha onunla ilgilendikten sonra arabama binip Serhat'ın evine sürdüm.

15 dakika sonra korumalar bahçenin kapısını açıp geçmeme izin verdiler. Eve girdiğimde salonda yemek hazır ve Serhat yemeğe başlamiştı. Yemek yemekten benim geldiğimi görmemişti bile.
Çığlığı bastım
"Aaaaaaaa"
Serhat elindekileri birakıp aniden ayağa kalktı."
Ben gülmekten karnımı tutarken o bana yaklaşıyordu.
Hemen koşa koşa gidip sarıldım
"Çok özledim seni küçük sıçan"
"Bende, arayıp çağırmasam geleceğin yoktu."
Onu bırakıp masaya yerime kuruldum o da yerine oturdu.
"Bebeğim böyle soğuk yapmanı istemiyorum, böyle olman beni içten sarsıyor." Gözlerim doluyordu.
"Doldurma o gözleri, herşeyi saklaman üzdü beni, hem sen benden gizlemezdin bi anda ortaya çıktı Alkanı tanımasam kandırıyorsunuz dicem" diyip gülmeye başladı.
Sende tanımıyorsun ki Serhatım, onun ne kadar kötü biri olduğunu, beni seninle tehtid ettiğini.
Bana seslenmesiyle gözlerim onu buldu.
"Hadi hadi ye, soğudu herşey."
"Bak krebine dokunmadım"
"Gördüm ve yiyorum bebeğim" diyip ağzıma doldurdum yemekleri.
"Ne zaman tanıştınız?" demesiyle Alkan'ın bana dediklerini hatırlamaya çalıştım.
"1 sene önce, toplantıda" dememle Serhat'ın gözlerini büyültmesi bir oldu.
"Ohaaaa çok uzun bir süre ve ben herkes gibi aynı zamanda öğreniyorum."

"Beni anla Serhat kesin bişey yoktu."
Sinirle ayağa kalkarken konuştu

"Olumm anlamıyorum ya nasıl kesin bişey yoktu, sen hamilesin hamilee, yarın düğünün var, daha ne kadar kesin olması gerekiyor. İlk başta inanmadım hamile olmana baak hamile olmana diyorum Alkanla sevgili olmanıza demiyorum. Ama hamile olmak çok başka, hayatın değişiyor ve sen bana en son söylüyorsun hatta sen bile demiyorsun önüme daha hiç görmediğim birini yolluyorsun.İlk başta olumlu bakmak istedim ama olmuyor sen nasıl hamile kalabildin Lidya, NASIL!?"
Bağırmasıyla gözlerim doldu, doğru söylüyordu. Hepsi o Alkan denen şerefsiz yüzündendi.
"Serhat tamam haklısın ama beni de anla" dememle elini masaya vurması bir oldu.

"Anlamıycam abla anlamıycam, sen evleniyorsun ve ben o adamı daha tanımıyorum bile."
"Sen bile tanımıyorsundur belki."
Demesiyle kuşkulu gözlerle beni süzdü.

Gözleri yanağımda durduğunda gözlerinde hayal kırıklığı ve öfke gördüm. Kollarımdan tutup sofradan kaldırdığında elini yanağımda gezdirdi

"Lütfen herşeyin yalan olduğunu ve tehtid edildiğini söyle, lütfen."

Gözlerimden yaş akarken aklıma Alkan'ın bana yaptıkları söyledikleri gelmeye başladı. Kardeşimi tehlikeye atamazdım.
Bu sözler beni ne kadar zorlasada söylemek zorundaydım Gözlerinin içine baka baka içim yana yana...
"Hayır, ben Alkan'ı seviyorum."
Cümlemle Serhat bi rahatladı. Hemen sarıldı.
"Sana bişey olucak diye çok korkuyorum. "
Oldu bile ablan yok oluyor ve sen bunu fark etmiyorsun kardeşim...

2 saat sonra

"Abla" diyip sohbetin ortasında ellerimi tutup konuşmaya başladı.

"Gözlerin hep dolu, ellerin sanki bişey olucakmış gibi hep kendine güvene alıyormuş gibi, göz bebeklerin hele, titriyor. Seni korkutan bişey mi var, bak bana söyle her ne olursa tamam mı?
Herşeyi beraber toplarız gerekirse herkesi de yıkarız yeter ki sen hep gül, mutlu ol."
Demesiyle ağlamaya başladım. Ellerimle gözlerimi silerken konuştum
"Birşeyim yok ablacım, sadece annem ve babam yok ama ben yarın evleniyorum tekmiş gibi." Dedim. Aslında yalan değildi zorla da olsa evleniyordum ve ailemin olmaması canımı çok yakıyordu.
"Oy oyyy sen annemleri mi özledinn, hem senin koskoca kardeşin vaaar." Diyip kollarını sardı.
Bir süre sonra gitmek için kalktım, kapıda
"Gelinliğin hazır mı ?" diye sorunca kalkaldım. Hemen uydurdum bişeyler.
"Bilirsin hayalimde gelinlik falan yoktu, hiçde hayal etmedim, ama sade bi gelinlik buldum." Cümlemle gülümsedi.

"Yarın desene bir sürü insanı çatlatacaksın" demesiyle beraber güldük.

Sonunda arabama binip hemen yola koyuldum. Serhat beni yormuştu, akıllıca sorular sorup denetlemişti, oysa o da bişeylerden şüpheleniyordu. Ama bugün şüphelenmesini gözlerinden silmiştim.
Eve gelmemle üstümü çıkarıp duşa girdim. Gene derimi yüzercesine yıkandım.

Üstüme havluyu sarıp odaya geçtiğimde gözlerim korkuyla açıldı.
Elleri ve üstü kandı ve bu halde koltukta oturmuş sigara içiyordu.
Benim çıktığımı duyunca gözleri beni buldu, süzdü.

Yanına yaklaşmadan gözlerim ellerindeyken
"Naptın, b-birini mi öldürd-dün?" sesimden korku akıyordu, ben bile anlıyordum.

Yüzünde gülümseme oluştu, güldü.

Yavaşça ayağa kalkıp yanıma yaklaşmaya başladı.

"Bu sorunun cevabını alman sadece seni korkutur" kulağıma yaklaşıp tekrarladı "sadece seni korkutur" ondan uzaklaşmamla bana döndü
"Yorulmadın mı kaçmaktan?"
"Hep kaçıyorsun hemde hep. Ama ne yazik ki yarın düğünümüz var artık hiç ama hiç kaçamıycaksın." diyip güldü.
Gözlerim hüsranla dolarken kollarım yanlarıma düştü. Fısıltım odayı doldurdu.
"Evlenmek istemiyorum."
Yanıma gelip karşımda durdu.
"Artık çok geç, benimlesin benimsin"

Son bi umutla konuştum.
"Alkan biraz zaman ver, bak söz veriyorum evleneceğiz ama zaman ver lüt-" elini dudağımın üstüne koyarken kafasını hayır diye sallıyordu.

"Susmalısın bebeğim, yarın evleneceğiz bunu o güzel aklına sok, kimse seni benden alamaz." Demesiyle omuzlarım çöktü.

Doğru söylüyordu bitmişti artık uğraşmanın anlamı yoktu. Belkide kabullenip alışmalıydım. Bana verilen hayat buydu belkide...

KırmızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin