SİYAHI TATMAK

2. Bölüm

Multi: İdil

Ağlayarak uyuyakalmıştım. Uyandıgımda saat sabahın 5'iydi. 10 saattir uyuyordum. Açıkçası uyanmak istemiyordum çünkü gerçeklerle yüzleşmek çok canımı yakıyordu.

Duvara boş boş bakmaya başladım. Yarım saat kadar öylece durup düşündüm. Şimdi ne yapıcaktım peki? Evden kaçmalıydım belki de. Halamlara gidip onlara duyduklarımı anlatsam bana inanırlarmıydı ki? Ya inanmaz da anneme söyleseler? O adam kesin beni bulup öldürürdü.

Tekrar ağlamaya başladım. Kimseye güvenemezdim. Olanlara asla göz yumamazdım da. Belki de bir yerlerden silah bulup o adamı öldürebilirdim. Hayır, hayır o şerefsiz yüzünden hapse girmeyecektim. Bütün bunları bir kenara bırakıp mantıklı düşünmeye karar verdim.

İntikam. Kesinlikle en mantıklısı buydu.

Adam öldürmeyecektim kesinlikle böyle bir şeyi yapamazdım ama o adamın zayıf noktasını bulabilirdim. Bunun için önce adamın kim olduğunu araştırmaya karar verdim.

Laptopuma girdim. Annem bu adamı nerden tanıyo olabilirdi acaba? Önce annemin üniversiteden eski arkadaşlarına baktım. Yaklaşık 40 dakikalık araştırmamda annemin tüm eski okul ardaşlarına baktım ama sonuç yoktu.

Sinirden laptopun kapağını sertçe kapatmamın saniyesinde yaptığıma pişman olmuştum. Babamın matematikten 100 aldığım için bana aldığım laptoptu bu. Matematiğim berbattır ama o gün babamın yardımıyla 100 almıştım. Ah baba.. Aklıma babam gelince büyük bir iç çektim ama bu sefer ağlamamıştım. Öfkem tekrar vücudumu ele geçirirken laptopu tekrar açtım ve bu sefer aile dostlarımıza bakmaya başladım.

İşten tanıdıklarımıza bakarken babam, annem ve o adamın olduğu fotoğrafı gördüm. Sinirden yumruğumu sıkarken adamın ismini görünce şok oldum. Fatih Kaya.

Nasıl yani bu adam babamın ortağı mıydı?

Babam beni işlerinden olabildiğince uzakta tutmaya çalışırdı. Tam olarak nedenini hiç bilmesem de babam işini ailesiyle hiçbir zaman karıştırmak istemediğini söylerdi. Ortağı olan bu adamın ismini duymuştum ama onu hiç görmemiştim. Annemi bile iş yemeklerine 3-4 kereden fazla götürmemişti. Ben de zaten babamın sekreteri Timur abiden başka pek bir insan tanımıyordum.

Adamın ismini google dan arattırdıktan sonra ilk sırada bizim holdingin resmi sitesi çıktı. Linkin üstüne tıklayıp siteye girdiğimde ilk kocaman bir 'başımız sağolsun' yazısıyla karşılaştım. Sitenin arama kısmına Fatih Kaya yazdıktan sonra adamın hakkındakileri okumaya başladım. Adamın sadece iş hakkındaki başarıları yazdığı için özel hayatıyla ilgili bilgi almak için bu sefer adını google a yazdım ve ilk sırada çıkan bir röportaja tıkladım.

Şerefsizin sadece bir oğlu vardı. Karısı ölmüştü. Oğlu benden bir yaş büyüktü yani lise sondaydı. Fatih işlerin hepsini kendisinden sonra oğluna bırakmak için onu yetiştirdiğini söylemişti. Hah. Eminim oğlu da kendisi gibi şerefsizdir. Nefret katsayım artarken aklımda yeni bir fikir filizlenmeye başladı.

Oğluyla tanışırsam belki babamı öldürmesiyle ilgili bilgi alabilirdim. Hatta kendime aşık edip evine girebilsem harika olurdu. Daha önce sevgililerim olduğundan zor olmazdı.

Biraz daha araştırma yaptıktan sonra oğlunun adını buldum. Adı Emir Kaya'ydı. Merhaba Emir, seni kendime aşık etmek zorundayım.

Daha sonra Emir Kaya'yı google yazıp görsellere baktım. Bakmaz olaydım. Çocuğun yakışıklılığını görünce bütün özgüvenim yerle bir oldu. Bu çocuk nasıl o iğrenç şeyin oğlu olabilirdi ki? Vaz mı geçseydim? Sonuçta bu çocuğun muhtemelen sevgilisi vardı. Yoksa bile kızlarla etrafı çevrilmiş olmalıydı. Fotoğrafların çoğu güzel, seksi kızlarla birlikte çekilmişti. Bu kızların arasından sıyrılmam zor olacaktı.