10. Bölüm

95 11 0
                                    

Multide İlayda var.

"Gel güzelim seni sınıfa götürelim." diyen Ogün'e aslında kırılmış olsam da mecburen peşine takıldım. Sınıfa girmeden önce bana koridordaki dolabımı gösterdi. "Bak buraya kitaplarını koyarsın." "Peki." Dedikten sonra onu biraz terslediğimi fark etti ama yinede bir açıklama yapmadı.

Ogün böyle yapmazdı neyi vardı diye düşünmekten beynim yanmıştı, bunun biraz da olsa azalmasını sağlayan zil çaldı. Sınıfa girdiğimde her şey bana o kadar yabancı geliyordu ki alışmam çok zor olacaktı. Şimdi en zor işe geldik boş bir yer bulup oturmak. Gözüme kestirdiğim ilk kişinin -ayakta dolanan,büyük ihtimalle sınıf başkanı olan çocuğun- yanına gittim. "Ben yeni geldim neresi boş." Dedim. Bana 1 dakika boş boş baktından sonra "Heeey milleet yeni kız okula gelmiiş!" diye bağırdı.

Geleceğimi biliyorlar mıydı nasıl?? Tüm sınıf dönmüş bana bakıyordu,en sinir olduğum şey. Bir çocuk yanındaki kızı ittirerek bak burası boş diyip kızı yere attı. Kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. "Bak bu Serkan çok komik çocuktur." diyerek gülümsedi. Başkan diye tahmin ettiğim çoçuk tatlıydı,adını bile bilmesem de bana gayet samimi davranıyordu. Daha sonra bir kız "Benim yanım boş." diye elini kaldırdı. "Yanıma gelebilirsin." Dedikten sonra tam kızın yanına giderken başkan arkamdan seslendi "Sen adını söylemedin ama İdil sanırım." Dedi "Evet ama nereden biliyorsun?" "Okula yeni biri geliyorsa herkesin önceden haberi , olur ki bu kişi Emir Kaya nın iş ortağı ve İdil Soykan ise." Dedi tabiki başınız sağolsun diye de ekledi. "Sağol." Dedim. "Zaten fark etmişsindir bende sınıf başkanı Berk." El sıkıştıktan sonra çok çekingen bir şekilde yerime oturdum.

Tam o sırada hoca içeri girdi. Hayıır olamaaz! Hocanın arkasında da bana bugün sataşan kız girdi. Hoca arkasından giren kıza dönerek "Evet klasik İlayda her zamanki gibi geç kaldın,yerine otur." Gözlerini devirerek hoca ya bakan İlayda'dan daha da soğumuştum. Bu arada adının İlayda olduğunu öğrenmiş oldum.

Yüzümü çevirip bakmamaya çalışmasamda "Yine mi sen." diye sayıkladı. Ben yanımdaki kıza "Selam" dedim kendimden emin bir şekilde "Selam. Ben Ceren , İdil galiba sensin." dedi. "Evet" diyip samimi davranmaya çalıştım.

Hoca derse girdikten sonra yine bir tanışma faslı da geçti tabiki. Zil çaldığı gibi sınıftan fırladım önce kitaplarımı dolaba bırakıp sonrada Emir'i görmek istedim. Dolabımı açtığım gibi önüme kırmızı bir kağıt düştü ve dolabımın içinde bir papatya. Hızlıca eğilip kağıdı aldım ve açtım.

"HOŞGELDİN YENİ"

Nasıl? kim benim dolabıma neden not bırakırdı ve neden papatya? Heralde biri ilk günüm diye şaka yapmıştı. Şuan bu notu önemseyecek havamda değildim. Karnım acıkmıştı ama yemekhaneye tek başıma gitmek istemiyordum. Daha yemekhanenin nerede olduğunu bile bilmiyordum. Gidip Ogün'ü bulsam iyi olacaktı.

Okulu turlamaya başladım. Neredeydi bu çocuk ? Heryere bakmıştım ama yoktu. Suratımı asarak ilerliyordum ki birden önümde Emir belirdi.

"Ödümü koparttın Emir . "
"Korktun mu yeni?" diyip saçlarımı dağıtmaya başladı. "Ya Emir napıyosun çok acıktım beni yemekhaneye götürür müsün ?" diyip en masum bakışlarımı yolladım . Ama etkilenmişe benzemiyordu. Yine de acımış olacakki yemekhanenin nerde olduğunu söyledi.

"Sen gelmicek misin Emir ya nolur gel nolur yalnız gönderme beni Emirr lütfe-"dememe kalmadan eliyle ağzımı kapatıp "Yine çok gürültülüsün." dedi.

Kolunu omzuma atıp beni yönlendirdi. Ve tüm kızların kötü bakışları eşliğinde yemekhaneye indik. Hemen sıraya girdim. Ama Emir kolumdan çekip beni sandalyaye oturttu. "Emir napıyosun ya açım dedim sana niye sıraya girmedik?""Ben sıraya girmem güzelim." dedi umursamazca. "Şaka mısın Emir'cim yemekler mi sana gelcekti?" dedim alayla. O sırada hemen masaya iki tabak geldi. Öğrencilerden biri getirmişti. Afiyet olsun deyip gitti. Şaşkınlıkla Emir'e döndüm.

Gülüyordu. Mükemmel gülüyordu. Ve onun güzel gülüşünü keşfedenin sadece ben olmadığımı gelen seslerden anlayıp etrafıma baktım. Tüm kızlar bizim masaya bakıp iç cekiyordu. Sinirlenip yemeğime gömüldüm. Kıskanmış mıydım ? Yok canım neden kıskanayım. Sadece şu salak kızların böyle hayran hayran bakıpta Emir'i bu kadar yüceltmelerine sinir olmuştum. Bu kadar abartılıcak ne vardı? Tamam belki biraz vardı. Aman ne diyorum ben banane.

Bu düşüncelerden kurtulup karşıma baktığımda İlayda ve Ogün'ü gördüm. Yemek yiyorlardı. Ogün'e inanamıyorum. İlk günümde beni yalnız bırakıp İlaydayla yemek yiyordu.

Ona kötü bakışlarımı gönderirken "Ne oldu? Yoksa kıskandın mı kızı?" dedi Emir. Aynı kötü bakışlarımı ona doğru çevirirken yeşil gözleriyle karşılaşınca afalladım. Gözlerinin ne kadar güzel olduğunun farkında mıydı acaba? Bana söylediği şeyi hatırlayınca "Ne? Kim? Ben? İdil Soykan kimseyi kıskanmaz bi kere. Hem sen beni mi izliyosun?" Gözlerimi kıstım. Bu sefer ne cevap verecekti bakalım Emir bey.

"Sinirden izlerken çatalını yemek yerine masaya batırmaya çalıştığın için bakmıştım." Dedi ve yemek yemeğe devam etti. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Bir şeye de cevabın olmasın yani. Çatalıma baktım. Uçları hafif eğrilmişti. Ben de kaşıkla yemeğe devam etme kararı almıştım.

Yemeğim bittiği gibi tepsimi tezgaha bırakmaya gidiyordum ki birisinin bana çarpmasıyla yemek tepsisinin üstüme düşmesi bir oldu. Üstüm başım yemek olmuştu. Gözlerimi kapamış her şeyin bir kabus olmasını diliyordum ama etrafımdaki kahkaha sesleri bunu mümkün kılmıyordu. Gözlerimi araladığımda tepsinin sahibinin İlayda olduğunu gördüm. Bana sırıtarak zafer kazanmış gibi bakıyordu. "Napıyorsun sen be?!" diye çıkıştım. Ogün hemen yanımıza geldi. "İdil iyi misin?" Ogün'e kızgın olduğum için cevap vermedim.

O sırada İlayda'nın yüzü masumane bir hal alarak bana baktı. "Ah İdilciğim çok özür dilerim sen iyi misin? Be-ben yanlışlıkla çarptım sana böyle olsun istemezdim." Pis sinsi yılan. Ben bu numaralara gelir miyim ha?

"Yaa öyle mi? Eminim yanlışlıkladır. Bundan sonra birisine 'yanlışlıkla' çarpmamak için dikkatli ol. Herkes senin sakarlıklarına katlanmak zorunda değil." dedim.

Herkes susmuş bize bakıyordu.  Emir'e baktığımda bütün yemekhanenin aksine bana bakmak yerine yemeğini yemeğe devam ediyordu. İlayda ise fena bozulmuştu. Bense üstümü silkip lavaboya girdim. Okul üniformam çok kirlenmişti. Etrafta böyle gezemezdim. Eve gidip üstümü değiştirmem gerkiyordu. Çantamı almak için sınıfa geri döndüm. Sınıfta kimse olmadığı için şükrettim ve sırama yöneldim. Çantamı alacaktım ki sıramın üstünde bir kutu farkettim. Kapağını açtığımda ise içinde temiz üniforma buldum. Üstünde ise bir not ile papatya vardı.

Notta: " İlk gün için kötü ha? Böyle üstün kirli dolaşmak istemezsin diye düşündüm. Bunları da kirletirsen başın belaya girer. " yazıyordu.

Allah aşkına kimdi bu papatya?

SİYAHI TATMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin