Multi: Ogün
Bu Ogün'dü. Nerden çıkmıştı ki birden ve beni nasıl bulmuştu ? Bu düşüncelerle boğuşurken serserilerden biri Ogün'e sert bir tekme savurdu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Kargaşadan yararlanıp yolun kenarında bulduğum odun parçasını alıp önüme gelene vurmaya başladım.
Bir yandan da yardım isteyerek var gücümle bağırıyordum. Şoför sesimi duyup sonunda gelmişti ve kavgayı ayırmayı başardı. Derin bir nefes aldım. Allahım başıma açtığım işlere bak! 'Neyse kimse pek bir zarar görmedi' diye içimden geçirirken Ogün'ün inlemesiyle kendime geldim.
En yakın arkadaşım benim yüzümden fena halde dayak yemişti. Koşar adımlarla yanına gittim ve kaldırımın ucuna oturdum.
"Ogün iyi misin ?"
"Sence İdil nasıl iyi olabilirim ? Hadi yardım et de hastaneye gidelim. Bu arada odunla güzel darbeler vuruyorsun aferin ama keşke bana denk gelmeseydi ."Olamaz o aralıkta gözümü kapatıp önüme gelene odunu çarpmıştım. Ogün de benim gazabıma uğramıştı malesef. Kendimi çok suçlu hissediyordum.
"Ya çok özür dilerim Ogün gözüm kimseyi görmedi valla"
"Neyse küçük hanım bir hastaneye gidelim de sonra konuşacağız seninle"Ben hala olayın şokunda Ogün'ün koluna girerek onu arabaya bindirdim.
Acaba Ogün'ün ne işi vardı burda? Tam arabanın kapısını kapatırken uzaktan tanıdık bir şaşkın yüz gördüm. Emir uzaktan bana bakıyordu. Ogün'ün yaraları çok kötü olduğu için tam Emir'e bakamadan vakit kaybetmeden hastaneye gittik. Aklımda hala Emir'in o bakışı vardı. Öyle dalmışım ki Ogün'ün İdiil diye bağırmasıyla yerimden sıçramıştım.
"Güzelim şuan senin kahramanın yanıda duruyor ve sen benimle ilgilenmiyorsun." diye söylendi. "Olur mu ya ben hala senin neden orda olduğunu anlayamadım. Neyse iyi misin ya tekrar teşekkür ederim."
"Tamam tamam hadi yine iyisin neden orda olduğumu soracağına kurtulduğuma dua et bence hem senin ne işin var o saatte sokakta tek başına?"
"Emi.." Diye cümleme başlayamadan "Emir mi? Emir Kaya için orda olduğunu söylemeyeceksin umarım. " diye sözümü kesti. Nasıl ya Ogün Emir'i tanıyor muydu?
Ogün bana gözlerini dikerek " O ağzını kapat da söyle Emir Kaya yüzünden mi ordaydın?" Şaşkınlığımdan açık kalan ağzımı kapattım.
"Evet. Yani ha-hayır. Emir yüzünden değil ben kaybolmuştum. Bir dakika ya sen Emir'i nerden tanıyorsun?" Bu sefer göz dikme sırası bendeydi. Meraklı gözlerimi iyice Ogün'e diktim ve cevap vermesini bekledim.
"Bu bir soru mu İdil? Emir'i tanımayan mı var?" Doğruydu aslında. Ogün popüler bir çocuktu. Emir gibi birini tanımaması anormal olurdu.
Ogün tekrar meraklanarak "Asıl ben sana soruyorum Emir'le nereden tanışıyorsun?" diye sordu. Şimdi ne diyecektim? Ogün tekrar gözlerini kısarak baktı. "Emir'le nerden tanışıyorsun diye sordum İdil." Ogün iyice şüphelenmişti ama ona gerçekleri söyleyemezdim.
"Bilirsin, ben hep bilardo oynamayı öğrenmek istemişimdir. Onun da iyi oynadığını duyduğum için bana öğretmesini istedim. Hepsi bu." Yutkundum.
Ogün beni şüpheli gözlerle süzdü "Güzelim ben senin bilardo oynamayı bu kadar istediğini hiç hatırlamıyorum. Ne ara çıktı sende bu merak?"
"Yok ya ben hep istemiştim zaten
Aa bak hastahaneye gelmişiz hemen gidelim ya baya kötü gözükuyorsun. Zaten kendimi çok suçlu hissediyorum." konuyu değiştirmeye çalışmıştım ve Ogün bunu fark etse de bana 'bunu daha sonra konuşacağız' bakışı attıktan sonra hafifçe gülümsedi."İdil kendini suçlu hissetme falan diyemiyeceğim açıkçası odunu sırtıma gömdün yani. Bak aslında hiç fena değilsin ha yani bir ara dövüş sanatlarına katılsan baya ilerlersin diye düşünüyorum."
"Yaa Ogün öyle deme ya ağlıycam gerçekten çok üzgünüm." diyerek yavru kedi misali bakıp kendimi acındırmaya çalıştım.
"Tamam tamam minik kedi hadi gel." dedi. Bir koluna ben diğerine şoför destek olarak onu hastaneye götürdük.
Neyse ki birkaç morluk dışında başka bir şeyi yoktu. Çok mutlu olmuştum. O kadar korkmuştum ki. Biraz hastanede kaldıktan sonra birlikte bizim eve gittik.
İçeri girdiğimizde bizi annem karşıladı. Annem Ogün'ü görünce şaşkınlığını gizleyemeyerek "Ogün noldu sana ?"
"Yok bir şeyim Demet Teyzeciğim merak etme sen."Daha fazla annemin bizi düşünürmüş gibi konuşmasına dayanamayarak Ogün'ü kolundan çekiştirmeye başladım o sırada annemin yapacağı sürpriz aklıma geldi. Merak etmemiş gibi görünmeye çalışarak
"Anne sen sürprizim var falan diyordun ?" diye sordum."Ah evet canım söylemeyi tamamen unutmuşum Ogün'ü öyle görünce. Akşama yemek için misafirlerimiz var. Üstünü değiştirip aşağı gel. Ogün sen de kalmalısın oğlum."
Off bugün olanlar yetmiyormuş gibi bir de misafir mi çekecektim? Ogün'e yardımcı olarak yukarı çıkardım. Ogün odamda beklerken giyinip yanına oturdum.
"Ee söyle bakalım senin ne işin vardı orada? Beni takip ettiğini söyleme sakın. " dediğimde gözlerini kaçırıp huzursuzca kımıldandı. Beni takip etmediğini biliyordum. Ogün ben onu istemediğim sürece yanıma gelmeyeceğine, beni takip etmeyeceğine söz vermişti. Ogün sözlere çok fazla -baya aşırı- önem verirdi. Sorumu tekrar soracağım anda kapı çaldı.
Annem aşağıdan "İdil canım siz bakın kapıya lütfen ben hazırlanıyorum daha" diye seslendi. Ogün " Bak kapı çaldı hadi inelim" diyerek fırladı. "Ay şu hareketlere bak sabah odunu yiyen bendim sanki" diye gülerek söylenip ben de ona yetiştim. Kapıyı birlikte açmıştık ve karşımızdakileri görünce ikimiz birlikte tekrar yüzlerine kapıyı kapattık.
İnanamıyordum. Sanırım halüsinasyon görmüştüm. Ogün ile birbirimize baktığımızda onun da benim kadar şaşkın olduğunu fark ettim. Yani gerçekten gördüklerim doğruydu!
Ogün'le birlikte kapıya tekrar kapıya bakıp birbirimize gözlerimizi çevirdik. Hepbir ağızdan "Emir'in burada ne işi var?!" diye birbirimize şaşkınlıkla sorduk.
**

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHI TATMAK
Genç Kız EdebiyatıÖğrendiği gerçeklerle hayatı değişen İdil, içindeki öfkeyi intikam alarak dindirmeye çalışıyor. İntikamını alabilecek mi? Yoksa karşısındaki düşmana yenik düşüp ona aşık mı olacak?