Emir Kaya ile bilardo salonunda kilitli kalmıştım!
Kapıyı yumruklamaya ve bağırmaya başladım. "Of yine çok gürültülüsün." Umursamaz ve sesimden rahatsız olmuş gibiydi. "Nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun ya kilitli kaldık farkında mısın ?" bunları söylememle birlikte gülmeye başladı.
"Noldu sana bir şey yapacağımdan mı korkuyorsun yoksa ?" Aslında ben sadece kilitli kalmaktan korkuyordum ama bu geri zekalı şimdi aklıma kötü kötü şeyler getirmişti.
"Yoooooo. Neden öyle düşüneyim ki?" Yo'mu uzatırken sırıtmıştı. Bir şey yapmazdı değil mi? Yapmaz canım. Yapmaz di mi lan?! Hele bir yapsın!
"Sonuçta ben bir erkeğim sen de bir kızsın ve burada yalnızız. Böyle düşünürsen seni suçlayamam. Bunu yapmak isteyecek tek kız değilsin." Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Şaşkınlığımı görünce dudağının kenarı iyice kıvrıldı. Ağzımı açıp cevap vereceğim sırada beni susturup "Ben senin bildiğin kızlardan değilim deme sakın." diyip küçük bir kahkaha attı. Şaşkınlığım daha da arttı. Söyleyeceğim şeyi nasıl bilmişti?
Sinirden gözüm seğirmeye başlamıştı artık. "Tamam, yeter şakan hiç komik değil. Gülmeyi bırak da birilerini ara çıkalım buradan." İfadesi ciddileşirken yavaş adımlarla bana yaklaşmaya başladı.
Yine.
Ben de korkmaya başlamıştım.
Yine.
"Şaka olduğunu mu düşünüyorsun? Bence birilerini aramadan önce yapmamız gereken bir şey var." Farkında olmadan bir "Ha?" nidası çıkarmıştım. Tekrar dudağının bir kenarı kıvrıldı. Bana iyice yaklaşmıştı. "Beni duydun." dedi. Bunu söylerken sıcak nefesini yüzümde hissediyordum. Yakından daha bir yakışıklıydı sanki. Ahh! Ben ne diyorum ya? Ya şimdi gerçekten bir şey yaparsa?
Tamam biliyorum onu kendime aşık etmeliydim ama böyle olmamalıydı. Güzel gözleri keskin bakışlarla bana bakarken nerede olduğumu, ne yaptığımı, ne yapmam gerektiğini unutmuştum sanki. Beni öpmesi düşüncesi beynimi ele geçirirken yanaklarımın yandığını hissedebiliyordum. Yine de gözlerimi kapatamıyor, doğruca yaklaşan dudaklarına bakıyordum. Kalbim bana ihanet edercesine yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Bana iyice yaklaştı ve fısıltı halinde "Artık o kadar da gürültülü değilsin." dedi.
Önce dedikleri sadece birer dudak hareketi gibi geldi. Sonra anladığım kelimeleri birleştirdim ve.. Ha?! Dalga mı geçiyordu? Yüzüm bu kez sinirden alev alırken onu iteklemeye, vurmaya başladım. Bunlar onu gram etkilemezken kahkaha atmaya başladı.
Kaşlarım olabildiğince çatık, "Geri zekalı!" diye bağırdım. Bu sözümle birlikte gülmesi artmıştı. Resmen sinirlenmemden keyif alıyordu. "Gülme! Komik değil gülme dedim sana! Hadi ara birilerini çıkarsın bizi artık."
Harika. Şimdi de küçük bir kız gibi mızmızlanmaya başlamıştım. Gülmesi bittikten sonra gidip koltuğa yayıldı. Dudakları çizgi halini aldıktan sonra "İstemiyorum." dedi. Ne? Neden? Nasıl? Soru işaretleri kafamın etrafında dönerken cevabı da bulmuştum. "Benim sinirlenmemden zevk alıyorsun değil mi?" dedim. Bundan emindim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHI TATMAK
ChickLitÖğrendiği gerçeklerle hayatı değişen İdil, içindeki öfkeyi intikam alarak dindirmeye çalışıyor. İntikamını alabilecek mi? Yoksa karşısındaki düşmana yenik düşüp ona aşık mı olacak?