13. Bölüm

47 6 1
                                    

Multide İdil var.

Bu iş beni git gide korkutmaya başlamıştı. Biri bu notu bıraktığına göre olan her şeyi biliyordu ve daha da kötüsü eve hatta odama rahatça girebilmişti. Muhtemelen ben uyurken yapmıştı ve gerçekten korkmaya başlamıştım. Ne yapmalıyım bilmiyordum.
Bay/bayan papatyanın olabileceği kişi olarak aklıma en başta Emir geliyordu. Sonuçta dosyayı onların evinden almıştım. Belki de elbisenin altından dosyayı fark etmişti. Belki de ilk başta ona yaklaşma nedenimi biliyordu. Her şeyden haberdar olabilirdi.

Ya da belki papatya Emir değildi. Belki başka biri beni izliyordu. Bu düşünce tüylerimi diken diket etmişti ama bu durumda her şey olabilirdi. Her şey karışmıştı. Her şey bulanıktı.

Pekala, bu papatyayı bulmak konusunda neredeyse bir saattir düşünüyordum ama aklıma pek de parlak bir fikir gelmemişti. Tabi arada Emir'in kolunu omzuma atması ya da elbisemin çok yakıştığını söylemesi gibi şeyler aklımı meşgul ettiğinden tam odaklanamam da vardı. Ama artık daha dikkatli olmalıydım. Eğer Emir tahmin ettiğim gibi papatyaysa.. Ah, umarım değildir.

Bu son bir ayda o kadar çok şey yaşamıştım ki artık beynim yorulmuştu. Biraz kafamı rahatlatmaya ihtiyacım vardı.

Çantamdan cep tefonumu kapıp Ogün'ü aradım. Onu en son gördüğümde durumu çok da iyi değildi. İkinci çalışta açtı. "Efendim İdil?" Gözlerimi devirdim. "Telefonu böyle açtığına göre hala eski Ogün ortalıkta yok galiba." Biraz sessiz kaldıktan sonra devam ettim. "Hemen bize geliyorsun. Sana bir süprizim var," dedikten sonra konuşmasına izin vermeden kapattım. Böyle daha çok merak ediyordu ve hemen geliyordu.

Ogün'ü çok iyi tanıyordum.

*

Kapının çalmasıyla hazırladıklarıma son bir göz attım ve gülümsedim. Buna bayılacaktı. Koşarak kapıyı açtım ve Ogün'ün suratsızlığıyla karşılaştım ama önemli değildi. Ben onu gülümsetmesini bilirdim. Kolundan tutup heyecanla odama çıkardım. Kapıyı açtığımda somurtuk yüzü gitmiş, şaşkın yüzü gelmişti. "Süpriiiz!" diye bağırdım.

Odanın bir köşesini onun en sevdiği çizgiroman karakterlerinin biblolarıyla süslemiştim ve tabi ki çizgiroman serisi de yanındaydı. Posterleri ve dergileri onların üst kısmına koymuştum.

Ogün gözünü kırpmadan hazırladıklarıma bakıyordu. "İdil! Sen harikasın." Bunlar, nasıl? Ben gelene kadar nasıl hepsini hazırladın?"

Saçlarımı savurup kollarımı prenses edasıyla önümde kavuşturdum. "Ah, biliyorum. Ben bir meleğim," dedikten sonra kahkaha attım. "O suratının halini görmeliydin." Ogün hala şaşkındı. "Ama neden?" "Aslında bunlar senin doğumgünü hediyelerin. Bu kadar suratsız bir Ogün görmekten bıktığım için hediyeni erken vermek istedim."

Bana minnettarlıkla bakıp "Teşekkür ederim İdil! Sen muhteşem bir dostsun," diyip bana sımsıkı sarıldı. Bu beni gülümsetmişti. Uzun zamandır kendimi mutlu hissetmiyordum. Ogün'ü böyle görmek benim için gerçekten mutluluk vericiydi. O benim çocukluğumdu. Onunla büyümüştüm. Benim erkek kardeşimdi.
Ayrıldıktan sonra "Tamam, bu kadar duygusallık yeter." dedim ve puflardan birine oturdum. Artık onunla o gıcık İlayda hakkında konuşmam gerekiyordu. Ellerimi ciddiyetle bir araya getirdim. O kız benim canım arkadaşımı hak etmiyordu. "Ogün," derken bana baktı. "Oo hayır. Benimle o kız muhabbetlerinden yapmayacaksın İdil hanım. Bak, ben İlayda'nın nasıl biri olduğunu biliyorum ama ne yaparsam yapayım olmuyor tamam mı? Bu konu hakkında konuşmayalım. Senin beni önemsediğini ve iyiliğim için konuşmak istediğini biliyorum. Bu yaptıkların, hepsi çok güzeller. Ama ben İlayda'yı böyle konuşmalarla unutamam. Biz keyfimize bakalım olur mu? Bu konuyu da şimdilik unutalım," dedi ve gülümsedi. Bense dudaklarımı büzdüm.
"Ama ben o kadar konuşma hazırlamıştım Ogün bey," dedim ve gülümsedim "Madem böyle olsun istiyorsun, benim de işime gelir. Ay sıkıldım ya başka şeyler konuşalım." Birbirimize bakıp kahkaha attık. İşte tanıdığım Ogün geri dönmüştü.

Ogün'ün çizgiromanının animesinden birkaç bölüm izledikten sonra Ogün evden ayrılmıştı. Ben de biraz olsun notları, papatyayı ve Fatih Kaya'yı unutmuştum. Yatağıma uzanıp derin bir nefes aldıktan sonra biraz tutup dışarıya verdim. Sonra baş ucumdaki babamın resmini alıp uzun uzun izledim onu. Çok özlemiştim. Onun gidişi hayatımı allak bullak etmişti. Her şey değişmişti. Şimdi burda olsaydı, birlikte balığa gitseydik, her balık tutuşumda bana lolipop alsaydı yine. Keşke..

Sinirlenip yanaklarımı ıslatan gözyaşlarımı tek elimle silerek elimdeki çerçeveyi yere fırlattım. Duvarda parçalanan çerçevedeki cam parçalara ayrılmıştı. Kırıkların yanına gidip titreyen ellerimle babamın resmini büyük bir dikkatle elime aldım. Resmi alır almaz yerdeki başka bir kağıt dikkatimi çekmişti. Bu resmi daha önce bu çerçeveye koyan bendim ve bu kağıdı daha yeni farkediyordum.

Kağıt bir nottu. Vakit kaybetmeden okumaya başladım.

"Benim güzeller güzeli kızım, sana şuan bunları yazmak çok zor geliyor bana ama yazmak zorunda hissediyorum kendimi. Bilmediğin şeyler var ve bunları söyleyemeden seninle geçirdiğim her vakit beni boğuyor artık. Üzgünüm. Ben senin hak ettiğin bir baba olamadım. Bilmiyorsun. Nasıl bir adam olduğumu bilmiyorsun. Bilmemen senin için iyiydi. Çok kötü bir adamım ben ama şunu bil ki, ne yaptıysam senin için yaptım kızım. Bunları okurken ben yanında değilim muhtemelen. Kafanın nasıl karıştığını biliyorum bitanem. Cevaplar istiyorsun. Yakında cevapların olucak kızım. O zaman her şeyi anlayacaksın. Yazacaklarım senin için anahtar olacak..

Öncelikle bilmeni istiyorum ki başka mektuplarım da var sana ama ilk bu mektubu bulduğunu düşünüyorum. Diğerleri de bunun gibi özel yerlerde saklı. Umarım diğerlerini de bulabilirsin kızım. İşlerimden sana pek bahsetmememin tabi ki bir nedeni vardı. Bu senin güvenliğin içindi yavrum. Bu yüzden sen de kimseye güvenme olur mu? Bu notu okuduktan sonra yırt ve yak. Biliyorum bu mektupta pek cevap yok senin için ama bir ipucum var sana: lolipop."

Sıcacık gözyaşı yanaklarımdan akıp giderken bacaklarım beni daha fazla tutamadı ve yere çöktüm. Biliyordu. Başına gelecekleri biliyordu ve bu yüzden bırakmıştı notları. Tek güvendiğim insan, tek sığınma yerim de benden çok şey saklıyordu. Kime inanacaktım? Kimin için savaşacaktım? Babamın benden sakladıklarına rağmen hala ona güvendiğimi biliyordum. Galiba bu mektup hiç bilmediğim akıntıda gelişigüzel savrulurken tutunabileceğim tek daldı. Ona göre hareket edecektim. Kendimi derhal toplayarak mektubu her ihtimale karşılık yaktım. Yerdeki cam kırıklarını temizledim ve bana verilen ipucu hakkında düşünmeye başladım.

İpucu lolipoptu. Benim en sevdiğim şeylerden biri. İyi bir şey yaptığımda bana lolipop alırdı babam. Odamı topladığımda, ödevlerimi bitirdiğimde, balık yakaladığımda.. Bir saniye! Balık! Aklıma gelen düşünceyle hemen babamın balık tutma malzemelerinin yanına koştum. Neyse ki annem alt katta bir filme kendini kaptırmış haldeydi. Bir şey bulma umuduyla malzeme çantasını alt üst etmiştim ama ne bir mektup vardı ne de başka bir şey.

Ah baba neden daha fazla şey yazmadın ki? Birinin mektubu görmesinden bu denli korkması beni de korkutuyordu. Belki de çok dikkatsiz davranıyordum. Papatya o Fatih denen pislik olabilirdi. Aklıma bu düşüncenin gelmesiyle gitmesi bir oldu. Okulda okul üniformasını benim için bırakan da papatyaydı. Hem bana yardım ediyor, hem de bazı şeyleri ögrenmeme engel oluyordu.

Hava kararmıştı. Elimde hiçbir şeyin olmadığını düşünürken bu mektubun ortaya çıkması beni kendime getirmişti. Aklıma yürürken belki bir şey gelir diye paltomu alıp dışarı çıktım.

Lolipop.. Babam.. Papatya.. Fatih Kaya.. Emir Kaya.. Emir.. Düşüncelerimle savaşırken bir korna sesi ve ani bir fren karşısında dona kalmıştım. Araba en fazla 3cm uzağımdaydı. Nefesimi tutmuş halde burun buruna geldiğim spor arabaya bakarken arabanın sahibine gözüm kaydı. Yok artık!

Enis arabanın içinden çıkıp yanıma geldiğinde yüzünde şaşkınlık ve endişe karışımı gözüküyordu. "İdil! Sen iyi misin?!"

Uzun aradan sonra yeni bölümümüzle geri geldik :)

Umarız beğenirsiniz :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SİYAHI TATMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin