Bölüm 14

388 41 19
                                    

Bölüm 14

Lan Wangji yaradılışı gereği hızlı bir adamdı. Metanetli, soğukkanlı ve umursamaz olarak tanımlanabilecek soğuk kişiliğinin, tamamen hazırlıklı olduğunu düşündüğü olaylara karşı sarsılıyor oluşu karşısında sinirlerine hâkim olamıyordu.

Alnındaki belirginleşmeye başlamış damarların arasından akıveren birkaç ter damlasının çenesine yolculuğu kadar kısa bir sürede saray muhafızlarının yanında yer almayı başarmıştı. Yine de bu, kanlı tabloyu engellemesine yardımcı olmayacak gibi gözüküyordu.

Sağ tarafında kalan saray muhafızı, keskin kılıcını uzattığında tüm salon Baş Yaver'in yaralanmamasını umarak nefeslerini tutmuştu. Fakat şaşırtıcı bir biçimde kılıç, Lan Wangji'nin kendini savunma amaçlı doğrulttuğu silahı ile buluşmadı. Doğrudan diğer muhafıza yöneltilen keskin nesne, soldaki saray muhafızının kafasını gövdesinden tamamen ayırdıktan sonra sesli bir şekilde yere düştü.

Sessizlikle donatılmış birkaç saniyenin ardından, hala sağ olan muhafızın elleri belindeki küçük hançeri kavramıştı. Kendi boğazına yönelttiği bıçak, henüz hedefine ulaşamamışken Yüce Yaver tarafından durdurulmuştu.

Tamamen acımasız bir şekilde.

Wei Wuxian, görüntüye çoktan alışmış olmayı beklemiyordu. İsyancı saray muhafızının muhtemelen hala sıcak olan ön kolunun, altın rengindeki işlemelerle donatılmış zemindeki duruşunu hafif çatık kaşlarla izliyordu.

"Baş Yaver bir sorgulama olmasını istiyorsa, en azından yaşamasına izin vermeli." Wei Wuxian muhafızın arterinden fışkıran kanın, Lan Wangji'nin beyaz cübbesini boyamasından rahatsızlık duyuyorken söyledi.

"Hain arkadaşının yaşaması için mi çabalıyorsun? Seni pis sıçan!" Bilgelerin zehirli sözleri kulaklarında yankılandı.

Wei Wuxian söylenenleri umursamayarak Yaver'in yanına ilerlerken tüm gözlerin üzerinde olduğunun farkındaydı. Çoktan kirlenmiş olduğu için Wangji'nin bir daha giymeyeceğine emin olduğu cübbeyi gözleriyle taradı ve İmparatorluğun Baş Yaveri'nin önünde hafifçe eğildi.

"Bu müstehcen davranışım için beni affetmenizi umuyorum." Wuxian, şaşkınlıkla onu izleyen bal rengi gözlere bakarak dudaklarını yalamış ve ardından sinsice göz kırpmıştı. Marifetli elleri hızla cübbeden büyükçe bir kumaş parçasını koparıverdi.

Silahsız ve Yüce Yaver tarafından olduğu yere sabitlenmiş muhafızın koluna, çok profesyonel olmasa da kanamayı durduracak şekilde tampon uygularken mutlu bir gülümseme yüzünde yer almıştı. Muhtemelen henüz yeni öğrenmiş olduğu birkaç bilgiyi kullanabiliyor olmak onu heyecanlandırmıştı.

"Eğitimime tam olarak devam edebilmiş olsaydım bu kadar amatörce gözükmezdi. Şansına küs." Kırmızı cübbeli genç, tırnaklarını muhafızın sağlam kolu üzerine sertçe geçirirken söyledi. Gözleri kin ve nefret doluydu. Eh, sonunda sinirini çıkarabileceği gerçek bir suçlu bulabildiği için sevindiğini de inkâr edemezdi.

Lan Wangji rahatsızca boğazını temizledi. Sert bakışları Bilge Meclisi üzerinde geziniyordu.

"Çapraz sorgu talep ediyorum."

***

"Bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim." Wei Wuxian görevlilerin gereksiz kalabalığı uzaklaştırmasını ve salonun yeni bir sorgu için hazırlanışını izliyorken yanındaki bedene doğru fısıldadı. "Beni suç ortağı olarak göstermek isterse ne söylersem söyleyeyim bilgelerin fikrini değiştiremeyeceğim."

"Göstermeyecek." Yüce Yaver görkemli kılıcına bulaşmış olan kanı temizliyordu. Yanlarından geçen bir hizmetliyi durdurmuş, elindeki bezi temiz olanı ile değiştirmesini işaret etmişti. Konuşmaya devam etmeden önce kırmızı cübbenin altına saklanmış olan kemikli ellerden birini, hafif bir dokunuş ile bileğinden kavradı. "En az benim kadar onlar da senin masumiyetini kanıtlamak istiyor."

"Ne? Bu işin başındakilerin de bana hayran olduğunu mu ima ediyorsunuz Baş Yaver?"

Lan Wangji'nin daha küçük olan bedeni temizlemeye odaklanan elleri aniden duraksamıştı. Yüzünde neredeyse fark edilemeyecek kadar hafif bir gülümseme belirdi. "Sana hayran olduğumu mu iddia ediyorsun yoksa?"

Wei Wuxian haylazca sağ kaşını kaldırdı. "Aksi mümkün olmayan bir durum için iddia etmek eylemini kullanmak doğru değil. Dil bilgisi konusundaki eğitiminizden şüphe edeceğim neredeyse!"

Heybetli beden kafasının iki yana sallamış, isteksizce avucundaki elleri serbest bırakmıştı.

"Rahatla. Hiçbir örgüt, bu denli uğraştığı bir eylemi başkasının üstlenmesine izin vermez. Varlıklarının bilinmesini isteyecekler."

Wuxian söylenenleri sorguluyordu. Aklında binlerce cevapsız soru dolaşıyordu. Örgütten kastı neydi? Neden bir şeyler saklıyormuş izlenimi veriyordu? En önemlisi ise bunları daha önce söylemiş olsa ve onu bilgilendirse ölür müydü?

"Hah." Parmak uçlarında dönüp Bilge Meclisi'nin kendisini çağırdığı alana doğru adımlamadan önce söylendi. "Her zaman kazanırsınız, değil mi?"

Lan Wangji uçuşan kırmızı cübbenin eteklerini incelerken hafifçe mırıldandı. "Aslında hep kaybediyorum." Gözleriyle siyah saçları ve kırmızı kurdeleyi adeta okşarcasına taradı. "Sana karşı ne kadar mağlup olduğumu görmüyorsun sadece."

***

Hikâyeye ara verdiğimi duyurmadan önce kısacık bir bölüm atmak istedim.

Hala hevesle yeni bölüm bekleyen herkesten içtenlikle özür diliyorum. Açıkçası buradaki Wei Wuxian büyük oranda kendimi yansıttığım bir karakter olduğu için, benim yıldızım söndükçe onunkiyle ne yapacağıma karar veremez oldum. Aylardır zihnim bir şeyler yazma isteği ile doluyor fakat ellerim sinir iletiminde bir blokaj varmışçasına hareket etmeyi reddediyor. Yine de belki bir gün devam ederim umuduyla burada bırakacağım.

Yeni bir hikâyede yahut belki de bir sonraki sayfada görüşene dek, sağlıkla kalın

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dark Night of The SoulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin