on bir : "Sanırım düşündüğümden fazla."

2.6K 244 124
                                    

Boş bakışlarım odada gezinirken derin bir nefes alıp vermiş, dağınık saçlarımı elimle geri itmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Boş bakışlarım odada gezinirken derin bir nefes alıp vermiş, dağınık saçlarımı elimle geri itmiştim. Bu saçlarım sıkmıştı biraz, ufak bir değişiklik istiyordum ve saçlarımı boyama kararı almıştım kendi kendime. Zor oluyordu bunu tek yapmak ama Hoseok ve Jeongguk'un bugün müsait olmadıklarını öğrenmiş, bu işin yine bana kaldığını büyük bir üzüntüyle kabullenmiştim.

Önümde duran kutuyu almış, içindeki boyayı fırça yardımıyla karıştırmaya başlamıştım. Normalde saç rengimi değiştirirken nasıl olacağını düşünür, heyecanlanırdım ama siyah, sık kullandığım bir renkti. Sürekli saçlarımı boyuyor, yıpranmasına neden oluyordum ama umursamıyordum çok fazla. 

Boyanın yeterince karıştığına kanaat getirdikten sonra kutuyu masamın üzerine bırakmış, saçlarımı ortadan ayırmaya başlamıştım. Önümde bir boy aynası vardı ve ben de yere oturmuş, bıkkın bir şekilde yansımamı izliyordum. Üzerime sadece uzun bir tişört, dizlerimin biraz altına kadar uzanan çoraplarımı giymiştim. Evde kimse olmadığı için sorun değildi.

Tam fırçaya buladığım boyayı saçlarıma sürecektim ki çalan telefonum irkilmeme neden oldu. Uykuluydum, yorgundum ve benden biraz uzakta duran telefonuma uzanmayı akıl etmem bile beş-on saniye sürmüştü. Ekranda Yoongi'nin ismini görmeyi beklemiyordum, şaşırsam da bir an önce telefonu açmış, kulağıma götürmüştüm. "Yoongi?"

"Selam." diye mırıldandı sessizce. "Jimin, neredesin?"

"Şey," dedim ve elim ensemdeki saçlara gitti. Tırnaklarımla sert bir baskı uygulamadan ensemi kaşırken bakışlarım aynadaki yansımama takılmıştı. "Evdeyim, bir sorun mu var?"

"Sana gelebilir miyim?" Kaşlarım çatılmış, dudaklarım aralanmıştı kurduğu cümleye karşılık. İyi bir şey olmuyordu, hiç iyi bir şey olmuyordu. O gelince öğrenebileceğimi düşünüp etrafa bakındım. Eh, evde tek yaşadığım için çok da toplu değildi ama Yoongi'ydi bu, onun odasını ne hallerde görmüştüm. "Saçlarımı boyayacaktım," diye mırıldandım. "Ama gel, sorun olmaz."

"Teşekkür ederim." dedi derin sesiyle. Dudaklarıma anlamsız bir gülümseme yerleşirken "Jimin," dediğini duydum. "İstediğin bir şey var mı?"

"Hayır, sen gel yeter." dedikten sonra onayladığına dair bir mırıltı çıkarmış, ardından telefonun kapandığına dair sesi duymuştum. Anında ayaklanmış, odamdaki dağınıklıkları toparlamaya çalışmıştım. Büyük ihtimalle odamda takılırdık, oturma odası da toplu sayılmazdı ki Yoongi de bunlara takılacak son kişi bile değildi. Bunun rahatlığıyla yatağımın üzerine oturup etrafı izlemeye başlamıştım. 

Aradan henüz beş dakika bile geçmemişti ki zil sesi yankılandı evde. Uyuşuk adımlarımla beraber kapıyı açmış, Yoongi'yi görünce gülümsemeye çalışmıştım ama o birden üstüme atladı ve sımsıkı sardı beni. Ne olduğunu anlamamış bir şekilde karşıma bakarken kafası boynuma biraz daha gömüldü. "Hey," dedim ellerimi sırtına yerleştirmeyi akıl edebildiğimde. "Yoongi?"

bummer : yoonmin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin