on beş : "Bence güzel gözüküyoruz."

2.1K 203 133
                                    

Ben ölmüşüm ben bitmişim gerçekten ya

Okulum açıldı, ödev falan veriliyor sürekli. Üstelik onuncu sınıf olmama rağmen tyt kampım varmış yazın, ona hazırlanmam gerekiyor. Derslerime çok fazla yoğunlaştığım için buraları biraz boşladığımın farkındayım, üstelik el bileğim burkulduğu için çok ağrıyor. Beklentiniz ne düzeydedir, ya da bu bölüm adına neler bekliyordunuz bilemem ama inanın elimden gelenin en iyisi buydu. Beklediğiniz için teşekkür ederim, sizi seviyorum

iyi okumalar, umarım beğendiğiniz bir bölüm olur<33


Elimde tuttuğum telefonu zorlukla kulağıma götürmüş, derin bir nefes alıp vermiştim yavaş bir şekilde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elimde tuttuğum telefonu zorlukla kulağıma götürmüş, derin bir nefes alıp vermiştim yavaş bir şekilde. Bizimkilerle saatlerce tartışmıştık Yoongi'nin yaptığı hareket yüzünden. Tamam, garipseyeceklerini biliyordum ama beni bu denli dışlayacaklarını düşünmemiştim. Jeongguk tepki vermemişti, Hoseok bana bağırırken bir köşede sadece izlemişti. Anlatmıştım ona aramızda olanları, büyük ihtimalle şimdi Hoseok'u sakinleştirmeye çalışıyordu.

Kendimi çalan telefona odaklamış, umutsuzlukla omuzlarımı düşürmüştüm çünkü Yoongi açmıyordu.

Tam telefonu kapatacaktım ki Yoongi'nin kısık sesi kulaklarımı doldurdu. "Ne var?"

Normalde böyle cevaplamazdı beni, yanında birilerinin olduğunu anlayabilecek kadar zekiydim. "Yoongi, neredesin?"

"Arkadaşlarımlayım." diye mırıldandı beni doğrulayarak, ardından birkaç hışırtı sesi duydum. "Bebeğim, neyin var? Sesin kötü geliyor."

Kısık sesle konuşuyordu, birilerinin duymaması için bu tonda konuştuğuna emindim. "Bizimkilerle kavga ettik." diyebildim sadece, beni anlamış gibi derin bir iç çekti. "Biz de farksızız şu an, saatlerdir bir susmadılar anasını satayım."

"Kötü bir şey yapmışız gibi hissediyorum." dedim sessizce, ardından elim ensemi buldu. Siyah tutamları karıştırıp dağıtırken ciğerlerime derin bir nefes çekmiş, çaresizce etrafıma bakınmıştım. "Hayır," dedi Yoongi o sırada, "Hayır, yanlış bir şey yapmadık. Neredesin sen? Sesin dışarda gibi geliyor. Üşüyor musun, gelip alayım mı?"

'Neredesin sen?' dedikten sonraki cümleleri öyle hızlı kurmuştu ki, anlamakta zorlanmıştım. Üstelik peltek konuşuyordu, kelimeleri birbirinin ardına böyle hızlı diziyor olması anlamamı zorlaştırmıştı. "Aslında gelsen güzel olur." dedim gülerek, tatlılığına gülmeden edememiştim. "Hoseok'la o kadar uzun süre atışmak kafamı sikti."

"Sen bir de beni düşün," dedi gülerek. "Üç kişiyle uğraşıyorum. Neyse, konum at yavrum. Beş dakikaya oradayım."

Ufak bir vedalaşma faslından sonra telefonu kapatmış, ona konumu attıktan sonra oturmuştum kaldırım kenarına. Boş bir sokaktaydım. Eh, Kore sokakları saat gece ondan sonra çok da dolu olmuyordu. Üstelik kalabalık bir cadde değildi burası, bu yüzden sessizdi ve huzurlu hissettiriyordu.

bummer : yoonmin✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin