Bölüm 2 : Sonu Görünmeyen Yolculuk

27 3 2
                                    

Birkaç saat sonra bavulumu toparlamış babamla vedalaşıyordum.

''Güzel kızım bak söz ver orada çok dikkat edeceksin kendine her zaman arayacaksın annenle beni.''

''Tamam babacığım söz veriyorum merak etme sen beni.''

Babam bana tekrar sarılırken elinde telefonla annem yanımıza geldi.

''Anladım hanımefendi, tamam. Merak etmeyin sabah ilk işim programıma bakıp sizi aramak olucak, teşekkürler bende iyi akşamlar diliyorum.''

''Hayırdır hanım noldu?''

''Bir bayan eşiyle ayrılacakmış. Çocukları da çok küçükmüş onlara nasıl anlatacağını bilmiyormuş, benden yardım istedi. Onu ayarlamaya çalışıyorduk.''

''Bende yardımcı olabilirim istersen.''dedi babam.

Annem de babam da psikologdu. Psikologluğun en zor mesleklerden biri olduğunu düşünüyordum. Çünkü birçok kişi gelip sana sorunlarını anlatıyordu. Sende onlarla üzülüyordun ve onlar için çözümler bulmaya çalışıyordun. Başarınca da onlarla birlikte seviniyordun. Yani duyguları hep hastalarla bölüşmek hem keyif verici hem de zor bir işti.

''Bak Güneş, gider gitmez bizi ara tamam mı?''

''Tamam anneciğim.''diyip konuşmanın uzamasını istemediğimden anneme sarıldım ve ayakkabılarımı giymek için dışarı çıktım.

''Bavulları taşıyabilecek misin? Geleyim mi aşağı seninle.''

''Gerek yok baba ben hallederim.'' diyip onlara döndüm.

''Kızım kaç gün sürecek yolculuğunuz biliyor musun?''

''4 gün sürer diye tahmin ediyorum .''

''Tamam kızım, çok dikkat edin hava kararınca da yola devam etmeyin. Bizi haberdar etmeyi de unutma sakın.''

''Tamamdır.''

 Babam elini annemin omzuna atmış ikisi de dolu gözlerle bana bakıyordu.

''Aaaa olmaz böyle beni de ağlatacaksınız. Gider ayak salya sümük olamam.''diyince ikisini de biraz güldürmeyi başardım. Annemle babama son kez baktıktan sonra bavullarımı da peşimden sürükleyip asansöre bindim.

Belki de onları son görüşümdü, bunu nereden bilebilirdim ki?

***

Yaklaşık 3 saattir yoldaydık. Hava kararmıştı ve yollar ıssızdı. Yaz ayında olmamıza rağmen dışarı da akşam soğuğu vardı. Başımı çevirip camdan dışarı baktım. Cam buğulandığı için dışarısı net görünmüyordu.

''Nasıl yapıyorsunuz o bileklikleri?''diye sordu Ateş.

''Kanaviçe iplikleriyle yapıyoruz. İstersen bir ara öğretirim.''

''Olur isterim, acıktınız mı?''

''Ben acıkmadım abi.''

''Bende acıkmadım, sağ ol.''

''Tamam o zaman şimdi kenara park edeceğim arabayı, Buse'nin uyuma saati geldi sabah tekrar yola çıkarız.''

Buse uyumamak için oflanırken şaşkınlıkla etrafa baktım. Sokak lambalarının bile yanmadığı, hiçbir evin olmadığı terk edilmiş bir yerdeydik. Neden bu kadar ıssız bir yerde uyuyorduk ki? 

Hayır Güneş, Ateş güvenilir biri. Annen seni endişelenmeden buraya yolladıysa demek ki güvenilir biri.

Ateş arabayı park ettikten sonra inip arkaya geldi.

Yıldızlar ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin