58.TATLI MEYVE...

1.7K 102 39
                                    

Tabakları servis edildiğinde garsonlar tekneden ayrılmışlardı birer birer. Masal önündeki tavuğa baktığında her zaman bayılarak yediği şey bugün rahatsız etmişti onu.

Bu durumu çok önemsemeyerek kocasına baktığında onun yemeğine başlamış olduğunu gördü. Demir karsının bakışlarını üzerine hissettiği anda çatalını masaya bırakıp karşılık vermişti.

"Ne oldu bir tanem yemiyorsun, beğenmedin mi yoksa?"

Kadın başını olumsuz anlamda sallayarak çatalını eline alarak tabağından küçük bir parça kesip ağzına atmıştı, Ama ne yazık ki daha çiğnemeye fırsatı olmadan midesi yükselişe geçmişti.

Hızlıca masadan kalkıp içeriye koşarken Demir kalakalmıştı. Neler olduğunu anlamaya çalışırken o da beklemeden kalkıp karısının peşinden koşmuştu.

Banyonun önüne geldiğinde kapıyı açmaya yeltenmişti ki, beklemediği bir durumla karşılaştı, Kapı kilitliydi. Bu adamı daha da korkuturken bir eliyle kapıya vurup seslenmişti;

"Meleğim iyi misin, Lütfen aç kapıyı."

İçeriden gelen öğürme sesleri Demir'in daha da endişelenmesine neden olmuştu, öyle ki kapıyı çalarken şimdi yumrukluyordu var gücüyle. Bir yandan da Masal'a sesleniyordu bir ses duyma arzusuyla;

Yediği bir şey mi dokunmuştu diyecekti ama bu düşüncesi olumsuzdu, Aksi halde karısı yemeğine dokunmamıştı bile.

Dakikalar sonra tam kapıyı kırmak için geriye adım atmıştı ki açılan kapının ardında karısının üzerindeki elbise gibi bembeyaz kesilmiş yüzü göründü. Demir derin bir nefes alırken hızlıca karısının belinden tuttu ve yürümesine destek oldu.

Bir kaç saniye geçtikten sonra Masal kendini çok daha iyi hissediyordu, Elinin birisini kocasının sıkıntıdan gerilmiş eline götürdüğünde hafifçe okşayarak iyi olduğunu hissettirmek istedi.

"Meleğim hadi hastaneye gidelim!"

Masal buna hiddetle karşı çıkmıştı çünkü içinde bulundukları ortamı her bir detayıyla özenle ilgilenerek kocası hazırlamıştı, Üstelik bugün sevgililer günüydü. Ve sadece bir mide bulantısı yüzünden bugünlerinin berbat olması çok saçma olurdu.

"Saçmalama Demir, Hem bak yok bir şey."

Ama bu adamı durdurmamıştı;

"Kadınım nasıl bir şeyin yok, Bak yüzün bembeyaz oldu."

Onun bu düşünceli hali Masal'ı daha da aşık ederken kararında oldukça ciddiydi, Zaten midesi de geçmişti ama tavuk yiyebileceğini yine de pek sanmıyordu.

"İyiyim aşkım korkma, Öyle bir kokusu rahatsız etti midemi o kadar."

Demir bu cevapla tatmin olmasa da karısını üzmemek adına sessiz kalmıştı, Dikkatlice yüzüne baktığında eskisi gibi yanakları pembeleşmiş ve birer tane elma şekeri olmuştu yeniden.

Biraz eğilip iki yanağını da özenle öptükten sonra Masalın başını göğsüne yaslamasıyla öylece durmuşlardı bir anlığına hafif esintide sallanan teknede.

Bir yanda gökyüzünü süsleyen yıldızlar, Diğer yanda Melekleri kıskandıracak güzellikte olan karısı göğsünde, en parlak yıldız misali aydınlatıyordu Demir'in dünyasını.

"Hadi yemeğimize devam edelim Demir'im."

Masal'ın mayışmış sesiyle gülümseyen Demir, eğer karısını biraz daha göğsünde tutarsa uyuyacağına emindi.

BİR YALAN UĞRUNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin