-Teşekkür ederim .
-İyi günler efendim.
Yavaş adımlarla hastane kapısının çıkışına doğru ilerledim. Telefonum inatla çaldırılıyordu ve çaldıran kişinin annem olduğunu biliyordum. Telefonu çantamdan çıkardım ve kapattım . İnsanlar canımı sıkıyordu.
Evime vardığımda asansöre bindim ve 17. numarayı tuşladım . Kapının önüne vardığımda ise yerde bir paket durduğunu gördüm. Yerde duran paketli kutuyu alıp eve geçtim. Masamın üzerine bıraktım odama gidip üstümü değiştirdim . Mutfaktan biraz atıştırmalık alıp kutunun yanına gittim.
Paketini yırtarak açtım . Tahminim gibi bir kutu çıktı . Ama taşırken o kadar hafifti ki boş olduğunu bile düşünmüştüm . Kutuyu açtım içinden bir kağıt çıktı . Sonra birden yerde duran paketteki yazıya kaydı gözlerim.
GÖNDEREN: BESTE SARAÇ
GÖNDERİLEN: ANKA ALEV
-Ne?!
Birden ellerimde ki tüm güç çekildi sanki , tam kalbime nişan alındı , beynim kullanımını yitirdi...
Nefesim tıkanıyordu. Beynim etrafta nelerin döndüğünü anlamıyordu. Kalbimin atışlarını neredeyse ağzımda hissediyor , deli gibi terliyordum ..
Elimde sıkı sıkı tuttuğum kağıdı açtım el yazısı ile yazılmıştı , nerde görsem tanıyacağım o yazıydı. Beste'nin el yazısı...
______________________________________
Merhaba Anka,
Korktun değil mi?
Daha bir hafta olmadı ve sana bir kağıt gönderiyorum,
Bana da gözlerimin önünde intihar eden biri mektup yollasa bende korkardım haklısın.
Kesin şimdi ellerin terlemiştir. Her neyse,
Bunu yazdım , merak etme şuan bu elinde ise ölüyüm demektir. Toprağın altında çürümeye bırakılmış ruhsuz bir bedenim demektir. Daha atlamadım . Ama atlayacağım kararlıyım.
Bunu yazıyorum çünkü şuan ölümümden kendini suçluyorsun , her gece ağlıyorsun, olur olmadık anlarda bayılıyorsun, yemek düzenin bozuldu , uyku uyumuyorsun...
Kafamı kaldırdım nasıl hepsini bilebiliyordu? Sanki beni gözetliyordu . Geri kafamı kağıda çevirdim.
Etrafa bakınma!
Kaç senedir arkadaşız farkında mısın ? Artık yapacağın şeyleri , mimiklerini her şeyi anlayabiliyorum . Mesela şuan gülümsüyorsundur,
Yani bu mektup ölümümden kendini sorumlu tutmaman için yazıldı. Şunu bilmelisin ki ben senin yüzünden intihar etmeyeceğim Anka.
Tamam kabul edelim senin de payın var ama tamamen değil Anka...
Bu mektubu yazdım çünkü seni tanıyorum, hayatı kendine dar edeceğini biliyorum , ölenle öleceğini biliyorum.. Yapma beni ölüme sürükleyen en büyük etken sen değilsin "o ".
Eğer suçsuzluğunu kendine kanıtlamak istiyorsan aşağıya yazacağım yere git Anka..
Orada garson olarak çalışan Serkan Arılar ' ı bul o sana vermesi gerekeni verecek güzelim , çok eski bir arkadaşımdı o .
Ama acele etmelisin o beni takip ediyor ve ne yapmaya çalıştığımı anlamış olabilir o da bunun peşine düşmüş olabilir . Lütfen acele et Anka lütfen...
SEVGİ CADDESİ / NO 21 / BUKET KAFE
Bu sefer o yenmesin , yenilsin .....
Beste...
__________________________________
Mektubu ile kendime geldim.
Neler oldu Beste?
"O" kim?
Sana ne yaptı güzelim.
Beklemenin bir manası yoktu çantamı aldığım gibi evden dışarıya çıktım . O kafeye bir kaç kere gitmiştim , yerini biliyordum.
O her kimse bu sefer yenilecek Beste.. Söz veriyorum...
*
Buket Kafe
Şuan karşısında duruyorum . Ne bulacağımı bilmiyorum , karşılaşacağım şeyi...
Bir nefes vererek derinden içeriye girdim . Dışarıda ki soğuk içime işlemişti kafenin sıcak havası bedenimi gevşetmeye yetmişti. İçerisi çok güzeldi . Kendi halinde mükemmel bir yer.
Dışarısından bakılınca görülmeyen uğranılmak istenmeyecek türden bir yerdi hatta bir depo kapısı gibiydi girişi. Bir kaç kere adresi kontrol etmek zorunda bırakacak türden . İçerisi ise o kadar güzel , o kadar sıcak ve güzeldi ki... İçeriye girdiğimde gözüme karşı duvarda ki yazı takıldı büyükçe yazılmıştı ve bu yazı kapının neden eski olduğunu açıklıyordu . Bile bile yapılmıştı bakımsızlıktan değil...
"Önemli olan dış değil iç görünüştür , dışa değil içe odaklanın, gözleriniz ile değil kalpleriniz ile görün..."
Yazı beni gülümsetip düşündürürken birden buraya neden geldiğimi hatırladım . Zamanla yarışıyordum . Hızla kasaya doğru yöneldim.
-Affedersiniz Serkan Arılar burada mı?
-Buyurun benim.
-Ben Anka Alev Be-
-Demek geldiniz..
-Evet geldim... Bana ne vereceksiniz ?
Elini çekmeceye götürdü . Bir zarf çıkardı aramızdaki masa işlevi gören yerin üzerine koydu. Ve bana doğru sürükledi.
-İşte burada..
Zarfı kavradım ve içini açtım . Anahtar...
-Beste "O nereye gideceğini bilir sadece bunu ona ver" dedi.
Gülümseyerek yüzüne baktım.
-Evet biliyorum...
............................................................
LÜTFEN... GERİ DÖN... BESTE...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERİ DÖN
FantasyÇocukluklarından beri arkadaş olan iki kişi . Anka Alev ve Beste Saraç . Son yıllarından aralarına giren kişiler , birden bire oluşan kavgalar , gereksiz sebeplerden dolayı birbirlerinden gitgide soğumaları ile aralarının açılması kaçınılmaz oluyor...