Herkese iyi geceler~~Umarım güzel bir hafta geçirmişsinizdir <3
Kendinize ve sağlığınıza çok çok dikkat edin~~~
<3
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere '😍💜💚💎----- Bölüm13 - Denk - -----
Eklem yerlerinin bembeyaz olduğunu görmüş ve yine duygularıma yenilmemek için bakışlarımı hızla ondan çekmiştim. Artık bundan sonra aldığım ve alacağım tüm kararlarda ne Doktor Sang'ı ne de kendimi düşünecektim. Bu iş ikimizden de daha önemliydi...
...
Cebimdeki kulaklıkları hızla kulağıma takarken Doktor Sang'ın arabayı takip edip etmediğine bakıp telefona baktım tekrar. Ben ekrana bakarken tam o sırada Amir So'nun araması ekranda belirmişti.
Aramayı hemen cevaplandırıp kulaklığımı kontrol ederek konuşmaya başladım.
" Arabayı takipeyim. İki araç önümde, Daegu bölgesindeki ormanlık alana giden kavşaktan az önce döndük. " diyerek daha Amir So'nun soru sormasına fırsat vermeyerek söyleyeceklerimi bir çırpıda söylemiştim.
" Takibe devam edin Amir Tuva. İlgili ekipler ormanlık alana giden yolun çıkışında sizleri bekliyor olacak. Artık o lanet insanlar avucumuzun içindeler!" demişti tüm nefretini kusarcasına sinirle konuşan Amir So. Ki açıkçası ben de onun kadar öfkeli ama bir o kadar da mutluydum. Bu bitmek bilmeyecekmiş gibi duran takibin sonunda adamlardan birini elimize geçirecektik.
" Dağ yoluna giriyorlar. Ormanlık alandan uzaklaşıyoruz." Diyen Doktor Sang'a baktım. Hangi ara buralara gelmiştik?
Girdiğimiz ormanlık alan hafta sonları ailecek gelinebilecek tarzda sık olmayan ağaçlarla dolu bir dağ eteğiydi. Açıkçası buradaki anayolu kullanmamış olması elbette onun profesyonelliğini ve kesinlikle bu işte parmağı olduğunu da doğruluyordu. Arabanın içindeki her kimse... O kişi bize tüm kilitleri açacaktı.
" Takibe devam edin!" diyerek telefonda benden haber bekleyen Amir So'ya döndüm. Araba o kadar hızlı gidiyordu ki yönümüz her saniye değişiyordu.
" Adamlar dağ yoluna girdi! Takipteyiz. Ormanlık alanın sonunda bekleyen ekibi dağ yolunun çıkışına yönlendirin!" dediğimde Amir So'nun sinirle verdiği nefesi duymuştum.
" Hemen geliyorlar! Biz de birazdan orada olacağız! Amir Tuva, size güveniyoruz!" demişti. Çok güzel ! Şimdiye kadar sakin duran duygularım birden bire mehter marşı duymuşçasına coşmuştu... Ne hoş!
" Tamamdır. Telefonu kapatmıyorum takipte kalın." Diyerek nihayet yola baktım. Doktor Sang arabayı kaçırmamak için fazlasıyla hızlı gidiyordu ama direksiyon hakimiyetini sağlamak dağ yolunda bir süre sonra çok zorlaşıyordu. Nitekim şimdi hızımız da bu sebepten yavaşlamıştı.
Yolun birden genişlemesi ve eğimin neredeyse sıfıra inmesiyle etrafımıza baktım. Yol ilerde ikiye ayrılıyordu. Büyük ihtimalle sağdaki yol ormanlık alana diğeri ise direk dağa çıkıyordu. Ama adamın şu an düşüncesi neydi kestirmek çok zordu. Eğer kestirebilseydim gelen ekibi direk o yola yönlendirecektim. Önümüzdeki araba ikiye ayrılan yolun tam ortasından giderken birden sağa dönmesiyle bizde direksiyonu kırmıştık ki kulaklığımdan gelen sesle direksiyonu hızla tutup sol tarafa çevirdim.
" Sola dönüş yapın. Yollar ileride birleşiyor başka gidecek yerleri yok. "diyen Amir So'yu duymamla yaptığım hareket karşısında Doktor Sang birden afallasa da hemen direksiyon hakimiyetini eline alıp gaza basmıştı. Açıkçası onun kadar meraklı birinin neden bir kelime bile etmeden söylediklerimi yapıyor oluşu kafamı karıştırmıştı. Ama buna takılmamaya çalıştım.