ekip

263 6 8
                                    

bölüm şarkısı: Derrière le brouillard

can kafeden hızla çıktı ve sadece koştu. nereye doğru koştuğunu bilmiyordu sadece koşuyordu. tek bildiği karmakarışık olduğuydu. saatlerdir gözüne tek damla uyku girmemişti. mavi gözleri kan çanağına dönmüştü. en sonunda duruşunda nefes nefeseydi. telefonunu çıkardı.

araması gerekn birileri olmalıydı. içini dönebileceği biri.. yoktu ama öyle biri. batuhan denizle birlikteydi, onun elinden tutmuştu ve bu anlam veremediği bir biçimde canını yakıyordu. rehberindeki insanlara baktı. sahte arkadaşlıklar ve sahte ilişkilerden oluşan rehberinde derdini anlatabileceği tek bir kişi bile yoktu.

öyle biri olsa bile nasıl anlatabilirdi ki aklında sürekli cinayet işleyecek olan bir kız olduğunu. onu her dakika düşündüğünü kime söyleyebilirdi.

arama başlattı.

"alisa"

"efendim abiş."

"abiş ne alisa yaaaa. nerdesin söyle."

"kızlarla oturuyoruz abi neden sordun?"

"iyi değilim ben, nerdesin seni almaya gelicem."

......

batuhan,

"deniz, iyi misin?" dedim. deniz çok gergindi, kaskatı kesilmişti. masadaki tuzluğa odaklanmıştı. sabit bir yere bakıyordu ve dudaklarını kemiriyordu. aklından het ne geçiyorsa onu odağına almayı başarmıştı. dalıp gitmişti...

"deniz?" dedim eline dokunarak. irkilerek bana baktı. ondaki dalgınlığı farkettiğini anlayıp soru sormamam için,
"pardon, bu konu hakkında konuşmayalım. kafe bu konuyu konuşmak için uygun bir yer değil." diyerek konuyu kapattı.

boğazını temizledi ve,
"ee nasıldı günün?" dedi gülümseyerek.

denizin aklında ne varsa sonra öğrenecektim nasıl olsa, denizin bana güvendiğini ve her şeyi anlayabileceğini biliyordum nasıl olsa. şimdi onca yılın ardından bu güzel vakti değerlendirmek istiyordum.

"güzel geçti. seni düşünerek çoğunlukla." dedim ben de gülümsemesine karşılık vererek.

....

aradan yaklaşık bir hafta geçmişti deniz ve batuhan bir ilişkiyi başlatmaya karar vermişlerdi. caddelerde, sokaklarda elele yürüyorlardı. mutlulardı, hiç olmadıkları kadar. yıllardır kayıp olan parçalarını bulmuşlardı. şimdi ise tamamlanmış bir puzzle gibi gururla duruyorlardı.

deniz, batuhandan sonra eskiden her gece gördüğü kabusları görmüyordu. artık rahat bir şekilde uyuyabiliyordu. çünkü batuhanın hangi şartta olursa olsun, onun yaninda onu koruyacağını biliyordu.

batuhan, o dünyanın en mutlu adamı olabilirdi. her gün o adamı öldürme planı yapsa da deniz için, ailesi denizle tanışmaya can atıyordu. deniz hakkında bir çok öykü duymuşlardı. oğullarının yıllardır kayıp olan aşkını bulmak için onlar da çaba sarfetmişti. kimin aklına gelirdi ki bir kitap kafenin önünde çarpışacakları.

cana gelecem olursak 1 haftadır doğru düzgün uyumamış, yemek yememişti. alisa, kız kardeşi canın derdini dinlemişti ancak tek sorun alisa'nın da bu cinayet planından haberi yoktu. can ona söylememişti, denizi yarı yolda bırakamazdı. bir yandan desteklemese de kızsa da ona içi el vermiyordu sırrını yaymaya. yalnız da geceleri uyuşmadığını sürekli düşündüğünü söylemişti kız kardeşine.

alisa, canın aşık olduğunu düşünmeye başlamıştı artık. bazen durduk yere gülümsüyor, bazen sinirleniyordu. okuldan döndüğü zaman çok agresif oluyordu. öğlen vakti hatta sabah bile içiyordu. durmadan... akşama annesi ve babası sorgulamasın diye ayılıyordu sadece.
aslında o da ayılmak istemiyordu.

KUTSAL BAKİRE - DEVAM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin