Arzeria, gözünü açtığında uykuyla yana döndü. Birkaç dakika yatakta uyuşuk bir şekilde dolandıktan sonra dün gece abisinin onu ziyaret ettiğini ve kendisine söylediklerini hatırladı. Prenses Agnes yarın kendisiyle buluşmak istiyordu. Sonra da abisiyle beraber kütüphanede randevuya çıkacaklardı. Abisine bunun bir randevu olduğunu söylediğinde hafifçe kızarıp sonuna kadar itiraz etse de umurunda değildi. Onunla tatlı tatlı dalga geçmeye bayılıyordu.
Yavaşça kalktı ve yatağını topladı. Sonra da saçlarını tarayıp güzelce ördü, kıyafetlerini üzerine geçirip takılarını taktı. Odasındaki banyoya gitti ve yüzünü iyice yıkadı. Kapıyı coşkuyla açıp muhafızlarını korkuttu."Günaydın!"
"Günaydın prenses Arzeria."
Yemek odasına doğru gitti. Kahvaltı yapıp güne başlamak istiyordu. Böylece Agnes ile bir an önce buluşup konuşabilecekti.
"Sabah enerjilerin her zaman aynı."
Adriel'in sesini duyan Arzeria kafasını ona çevirdi ve kıkırdadı."Sana da günaydın Adriel."
"Bugün daha mutlu görünüyorsun. Umarım kötü bir şey olmaz."
Arzeria somurttu. Adriel'in böyle demesi hiç hoşuna gitmiyordu.
"Susar mısın? Sen böyle konuştuğun zaman bir şeyler oluyor."
Adriel omuz silkti. Kesinlikle kendisinden kaynaklanmıyordu bu.
Koridorlardan geçerken abisini gördü. Anında durmasıyla Adriel'i de muhafızları da şaşırttı."Ne yapıyorsun?"
Arzeria duvarın arkasına saklandı. Adriel de ona uyum sağladı. Bu durumun farkına varan ve artık alışmış olan muhafızlar tepki bile vermedi.
Arzeria gözlerini kısıp muhafızla konuşan abisine baktı. Konuşmaları duyamıyordu ve dudak okumada iyi değildi. Ancak muhafızı hatırlıyordu. Prenses Agnes'in muhafızıydı. Abisi endişeli görünüyordu. Odadan önlüklü birisi çıktı. Doktor olduğu belliydi. Arzeria o anda duvarın arkasından çıktı ve hızlı adımlarla onların yanına geldi. Adriel'in sesini duydu ama umursamadı. Beklemesini söylediğine emindi."Ne oldu?"
Adrian doktorla olan konuşmasını bitirip Arzeria'ya döndü.
"Cildinin her tarafında kızarıklık, soyulma ve tahrişler var."
Arzeria kaşlarını çattı.
"Dün bir sorunu yoktu."
"Sebebini araştırıyoruz. O zamana kadar doktor gözetiminde kalacak."
---
Minerva kapıdan gelen konuşma seslerini duyuyordu. İçinden küfretti. Bu kadar kötü hissedeceğini tahmin etmiyordu. Ölmeden önceki hayatında hiçbir alerjisi yoktu o yüzden bu tarz sorunlarla karşılaşmamıştı. Ancak Agnes'in cildi çok hassastı. Şu an yatakta yatmasının sebebi dünkü banyoydu. Hizmetçinin taşıdığı kutunun içinden Argan yağı çıkmıştı. Suya karşıtırdığı yağ cildinde yapışkan bir his bırakmıştı. Hizmetçilerin işini halletmesini izlerken geriye çekilmiş ve sinsice sırıtmıştı. Ne yaptığını tabii ki de biliyordu. Argan yağı asla ve asla suyla suyla karıştırılmamalıydı, ve saf bir argan yağı yapışkan hissettirmezdi. Başına gelecekleri ve çekeceği acıyı biliyordu, bundan kimin sorumlu olduğunu biliyordu ve onu buna pişman ettirecekti. Hissettiği acı yüzünden küfretti, ama içinden. Konuşmaları duyabiliyordu. Az önce doktora uyanık olup olmadığını sormuşlardı. Geliyorlardı. Doktor uyanık olduğunu söyledi. Kapıyı tıklattılar. Minerva onlara kısık sesle gelmelerini söyledi. Arzeria hemen ona doğru geldi ve ona baktı. Yüzünün halini görünce kötü hissetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilginin Gücü
FantasyBilgi güçtür. Doğru bilgiyi doğru zamanda doğru yerde kullanmak güçtür. Ve o en güçlüsüydü. İktidarı mutlaktı. Ancak sahip olduğu her şey bir günde yok olmuştu. Ve en baştan başlaması gerekiyordu. Reklam yorumları silinecektir.