•9•

983 102 16
                                    



"Keşke sana, hak ettiğin ne varsa verebilseydim."

•••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


•••

Yaklaşık iki haftadır beni okula şöförümüz bırakıyor, çıkışlarda beş dakika içerisinde beni eve bırakıyordu. Eve girdiğim andan itibaren üzerimi değiştirip yemek yiyebilmek için yirmi dakikam vardı. Sonra yatma vaktine kadar iki saatte bir on dakika mola vererek ders çalışıyordum. Annem saat başı beni kontrol ediyordu. Yatmadan önce ve sabahları duş almak için on dakikam vardı. Her şeyimi en ince ayrıntılarına kadar planlamışlardı.

O kadar yorgun ve tükenmiş hissediyordum ki.

Sık sık başım ağrıyordu. İki hafta içinde kendimi beş defadan fazla nefes alamadığım için ölüyor gibi hissetmiş, sayamadığım kadar çok kez uykumdan ağlayarak uyanmıştım. Kâbuslarımda gireceğim sınavların bekledikleri gibi geçmediğini görüyordum. Sonrasında uyku saatlerimi bile azaltıyorlardı. Yarın dönemin son sınavlarına girecektik. Eğer birinci olabilirsem bana tatil için birkaç gün izin vereceklerdi.

Perşembe günü, uykusuzluktan gözlerim yanıyor ve başım ağrıyordu. Gece geç saatlere kadar ders çalışmıştım. Yarınki sınav için hazır olmak zorundaydım. Biraz dinlenebilmek istiyorsam mükemmeli başarmalıydım.

Yaklaşık üç saat boyunca aralıksız ders çalışmamı bölen şey, telefonuma gelen bildirim sesiydi. Ekranda onun ismini gördüğümde, tüm yorgunluğuma rağmen heyecanla gülümsedim. Son konuşmamızın üzerinden biraz zaman geçmişti ve bana yazmadığında, benimle arkadaş olmaya çalışmayı bırakacağından emin hissetmiştim. Ama şimdi bana mesaj atması, düşüncemin aksi olduğunu kanıtlar gibiydi.

Park Jimin: artık uyu

Park Jimin: yoksa sınava yetişemeyeceksin

Rosie: uyumadığımı nereden biliyorsun

Park Jimin: seni okulda görüyorum

Park Jimin: gözlerinin altı morarmış

Park Jimin: derslerde uyuya kalıyorsun

Park Jimin: geçen hafta tam üç defa panik atak krizi geçirdin

Park Jimin: belki istemezsin diye yanına ben gelmedim ama arkadaşımı yolladım yanına

Park Jimin: zayıfladın Rosie

Park Jimin: zor bir ailen olduğunu biliyorum ve keşke bunu değiştirebilecek güce sahip olsaydım

Park Jimin: elimden bir şeyler gelebilsin istiyorum ama sen de bana izin vermiyorsun

Park Jimin: ben senin gözlerimin önünde yok olmanı izlemek istemiyorum

Park Jimin: ya biraz nefes almak için zaman ver kendine

Park Jimin: ya da izin ver nefes alabilmen için yardım edeyim sana

Rosie: nasıl yardım edeceksin ki sen bana?

Rosie: aklımın içinde bir yangın var ve kalbim her an bir okyanusun dibindeymişim gibi boğuluyor

Rosie: ben ne boğulup ölebiliyorum ne de yakıp kül edebiliyorum düşüncelerimi

Rosie: ben bile kendime tahammül edemiyorum

Rosie: sen nasıl edeceksin?

Park Jimin: senin yanındayken tahammül etmeye ihtiyacım olmayacak

Park Jimin: çünkü Rosie

Park Jimin: birini seversen

Park Jimin: onu her şeyiyle kabul edersin

Park Jimin: ben seni her şeyinle kabul edebilirim

Park Jimin: gözlerimin önünde yavaş yavaş çöküşünü izlemek canımı acıtınca anladım

Park Jimin: ben seni seviyorum Rosie


•••

🦋Lily🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



🦋Lily🦋

stay with me | jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin