•17•

981 103 18
                                    




"Beni yalnızca bu bahara kadar sev."

•••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


•••

Doğru şeyi mi yapıyordum şu an?

Ya yanına gittiğimde beni istemezse?

Ya evde bile değilse?

Bilmiyordum.

Jimin'in sosyal medya hesaplarına bakmış, beraber fotoğraf attığı bir arkadaşına mesaj atmış ve adresini sormuştum. Ben kendimi kötü hissederken o yanımda olmuştu ve eğer şimdi oturup onun bana mesaj atmasını beklersem kendimi kötü hissedecektim. Üstelik sorun sadece vicdan değildi. Odamda uyuduğunda kâbus görmüştü ve onun da dışarıya yansıtmadığı, canını yakan şeyler olduğunu hissetmiştim. Onu merak ediyordum, onun için endişeleniyordum ve o nasıl benim iyi olmamı istiyorsa ben de onun iyi olmasını istiyordum.

Annem ve babam evde değilken yaptığım kurabiyeleri bir kutuya koyup kutuyu çantama yerleştirdim. Annem ve babam bu gece annemin üniversiteden arkadaşlarıyla yemeğe çıktığından evde yalnızdım. Çalışanlara bugün izin verilmişti. Ben de Jimin için bir şeyler yapmak istemiştim ve aklıma geçen yazı evde geçirirken yapmayı öğrendiğim çikolatalı kurabiyelerden yapmak gelmişti. Sevip sevmeyeceğini bilmesem de benim de onun için bir şeyler yapmaya çalıştığımı görmenin onu da mutlu edebileceğini umuyordum. Ben yaparken mutlu olmuştum çünkü.

Tüm heyecanımla evden çıktım ve sokak lambalarının aydınlattığı yollarda yürümeye başladım. Yürüyerek gidecektim, böylece heyecanımı azaltabilir ve saçma sapan bir şeyler yapmamak için kendimi birkaç kez daha uyarabilirdim.

Annem bana bir şeyleri bozmamamı, onları rezil etmememi veya saçma sapan hareketler yapmamamı o kadar çok tembihlemişti ki, zaten saçma sapan işler yapmayan biri bile olsam yine de stresli hissediyor, sanki işleri bozacakmış gibi hissediyordum.

Yavaş yürüdüğüm için on dakikadan daha uzun süren yol nihayet aldığım adrese ulaştığında, gösterişli olmayan ama sadeliği ile bile dikkat çeken evlerine baktım. Annem de babam da gösterişi, lüksü severdi. Abartı süslemeler, dikkat çeken renkler onların vazgeçilmeziydi ve karşımdaki ev gibi bir yerde yaşamayı isterdim. Böylesi çok daha güzeldi.

Oyalanmayı bırakıp zili çaldım. Çok geçmeden annesi Bayan Park, üzerindeki pijamalarıyla ve rahatça toplanmış saçlarıyla kapıyı açtı. Saat dokuzdu ve bizim evde bu saatlerde annem hâlâ evin içinde topuklu ayakkabılarıyla ve baloya gider gibi olan elbiseleriyle dolanıyor olurdu. Onu pijamalarıyla gördüğüm anların sayısı bir elin parmağını geçmezdi. Bayan Park'ın da bundan rahatsız olabileceği endişesiyle özür dilemeye yelteneceğim anda "Roseanne, bu ne hoş bir sürpriz," diyerek bana sarılmasıyla donakaldım. Birkaç saniyelik afallamamı atlatmaya çalışarak ben de kollarımı hafifçe ona sardım. "Bu saatte sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm," dedim kısık bir sesle.

stay with me | jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin