"Beni 'ben' yapan kişi sensin."
•••Hayat bazen çok tuhaftı. Tüm ömrünü boşu boşuna harcamışsın gibi hissederken karşına hiç beklemediğin anda birisi çıkabiliyordu. Artık yola devam edemem, diye düşündüğün anda, sana daha yolun başında olduğunu hatırlatıyordu. Kaderin karşına birini çıkartıyor, karşına çıkan kişi tek bir gülümsemeyle tüm can kırıklarını toplayıp gülümsemesini sana bulaştırabiliyordu.
Böyle düşünmek için erken miydi bilmiyordum ama hiçbir şeyin yaşanmasını engellemeyecek, duygularımdan kaçmayacaktım. Önemli olan şimdiydi, şu an biz vardık, gülümsüyorduk ve önemli olan buydu.
Park Jimin yıllardır yanımda olan ailemin bile tanımadığı beni, kaybolduğum tüm düşüncelerin arasında bulmuş, gülümsemesini bana da bulaştırmıştı. O acılarına rağmen gülümseyebiliyordu, sevebiliyor, farkında olmadan bana da öğretiyordu tüm bunları.
O, bana yolun başında olduğumu hatırlatan kişiydi.
"O kadar yakışıklı mıyım? Yaklaşık beş dakikadır pür dikkat bana bakıyorsun da."
Tüm bunları düşünürken ona bakıp daldığımı konuşmasıyla fark ettim. Yüzüm utançla kızarırken başımı önüme çevirerek "Dalmışım," diye söylendim. "Tabii ki de sana bakmıyordum." Kıkırdadı. "Neyse ki yalandan ölünmüyor," diyerek dalga geçtiğinde sahte bir sinirle kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Sendeki bu egonun kaynağı nedir canım, eğer bensem kalkıp gideceğim de." Gülerek başını iki yana salladı.
"Sen ego kaynağı değil, mutluluk sebebisin Rosie."
Seslice yutkundum. "Aniden söyleme şöyle şeyler," diye homurdandım. "Bende panik atak var, fenalaşayım mı istiyorsun?"
Bir süre daha evlerinin bahçesinde otururken şakalaşıp sohbet ettik. Beraber uyuyuşumuzun üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti ve onunla uyumak dünyanın en güzel şeyi olabilirdi. Bazen böyle küçücük olaylar bile beni günlerce mutlu etmeye yetiyordu. Ve uyuduğumuz an da onlardan biriydi. Bir başkası için önemli bir şey bile değildi belki ama ben günlerdir o an her aklıma geldiğinde salak salak etrafa sırıtıyordum.
Tatil yaklaştığı ve son sınavları birincilikle bitirdiğim için ne annem ne de babam benimle pek muhatap olmuyordu. Üniversite başvuruları başladığında tekrar bana bulaşacaklarını biliyordum ama başvuru zamanı geldiğinde, tercihlerimi onlara sormadan yapacaktım. Yapmak istediğim şeyler olduğunu fark etmiştim. Jimin yanımdayken ve yalnızken geçirdiğim birkaç gün bana kendim hakkında düşünebilme fırsatı vermişti. Çocukluğumdan beri hayvanlara olan sevgimi ve annemin eve bir hayvan alınması söz konusu olduğunda bile çıldırdığını hatırlıyordum. Okula gidiş dönüş yollarında sürekli kedilere yiyecek bırakır, köpekleri severdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with me | jirosé
Fanfiction"Diğerleriyle geçen derin konuşmalardansa, seninle garip bir sessizliğin içinde olmayı tercih ederim." ••• Park Chaeyoung, ailesinin kusursuz olması için uyguladığı baskılarla başa çıkmaya çalışmaktan yorulmuştu. Ve Park Jimin, sevdiği kızın günden...