•12•

955 102 22
                                    




"Kalbimde saklanan tüm anılardan, seninkileri topladım ve birbirine bağladım."

•••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



•••

"Birinci olmazsan ceza alacağını söylediğimiz sınavda nasıl sondan beşinci olabildin? Açıklar mısın Roseanne?"

Tırnaklarımı avuçlarımla saplarken karşımda dik bakışlarla beni izleyen annem ve babamla göz göze gelmemek için başımı eğdim. "Özür dilerim," dedim fısıltıdan farksız bir sesle. "Uyuya kalmışım, gece sınava çalıştığımdan-," "Bana bahanelerle gelme artık!" Babamın lafımı kesip bağırmasıyla olduğum yerde sıçradım.

"Her yolu denedim! Lanet olası aptal bir çocuğa sahibim ve onun başarılı olması için denemediğim hiçbir yol kalmadı! Ne yapmamız gerekiyor Chaeyoung? Ben ne zaman senden bahsederken gururla gülümseyebileceğim? Bizi utandırmaktan bıkmadın mı?"

Babam konuşmayı bıraktığı an, annem konuşmaya başladı.

"Başarısızlığın yetmezmiş gibi kendine de bakmıyorsun! Gerçekten hiçbir iyi yönün yok! Seni övebileceğim hiçbir şey vermiyorsun bana Roseanne! Aklım almıyor! Benim kızım nasıl bu kadar aptal olabilir?"

Gözlerim dolarken ağlamamak için kendimi sıktım. Sakın ağlama. Şimdi değil. Burada değil. Yalnızken istediğin kadar ağla ama onların yanında ağlama. Güçsüz tarafını görmelerine izin verme.

"Haklısınız, özür dilerim."

"Telefonunu ver Chaeyoung. Bundan sonra telefonunla dahi kimseyle iletişime geçmiyorsun. Gelecek haftanın telafi sınavlarında notunu düzeltmek zorundasın. Ve sonra, bir ay sonra yapılacak sınavlarda birinci olacaksın. Yoksa telefonunu unut."

"Artık bir saat daha erken uyanacaksın. Kahvaltın ve akşam yemeklerin de odana gelecek, hiçbir şey için mola vermeyeceksin Roseanne."

"Bugün ise git ve yaptığın aptallığı düşün, yarın buna zamanın olmayacak. Sınavda uyuyacak kadar sorumsuz bir insana nasıl dönüştüğünü sorgula."

Lütfen durun, susun artık.

Nefes alamıyorum artık.

İzin verin, birazcık yaşayayım.

Hiç mi göremiyorsunuz? Hiç mi görmüyor gözleriniz yorgunluğumu?

Telefonumu cebimden çıkarıp masaya koydum ve babama doğru ittim. Yavaşça ayağa kalktığımda, ardımdaki bakışlarını hissederek salondan ayrıldım. Eş zamanlı olarak kalp atışlarım hızlanmaya, ellerim titremeye başlamıştı. Gözlerimden yaşlar akarken hızlıca merdivenleri çıktım. Odama girip kapıyı ardımdan kapatarak yere çöktüm. "Nefes al, Rosie," dedim kendi kendime. "İyi olacaksın, geçecek, sadece nefes al."

Anne, baba, görebiliyor musunuz?

Yavaş yavaş bitiyorum, sanki yolun sonuna yaklaşıyor gibi hissediyorum.

Keşke başarısızlığım için nefret etmeyip, kızınız olduğum için sevseydiniz beni.





•••

🦋Lily🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




🦋Lily🦋

stay with me | jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin