Kod Adı : Buzdolabı

2.Bölüm: Ejderya kılıklı enik meselesi

Nasılsınız benim çok değerli okuyucu arkilerim.
Ben nasılım biliyor musunuz , üniversite sınava 2. kere giricek olup sanki ben değilde babannem girecekmiş rahatlığını üstünde bulunduran biri gibiyim. Hatta gibi değil direk o benim.

İyi okumalar...( ˘ ³˘)♥

***

Ben doğduğumda bu kadar uğraşa girmediklerine eminim .
Dün yapmayı unuttuğumuz tek şey kalmıştı o da günün anlam ve önemini belirten konuşma . Bunu anneme söylediğimde kafama domates fırlattı ve sonra onu bana temizletti. Sanki ben attım, sanki gel domatesi kafama at dedim. Laa havlee laa havlee.

Domates temizleme işim bittikten sonra odama çıkıp en sevdiğim şeyi yapmaya ,kitap okumaya karar verdim.
Tabi bu evde bırakın su içine yılan dokunmamayı , her cins orangutan dokunuyor maşAllah. Bende diyorum evde bir sessizlik hakim, taki orangutan kılıklı berkayın odama damlamasıyla bütün güzel hava yok oldu.

"Ne var ne istiyorsun ? Neden tepemde dikiliyorsun?"
"Ne okuyorsun , sen okumayı sökmüşmüydün?" illa gel bana bulaş diyor.
"Yavrusunu sinek kapan mandanın dramı'nı okuyorum."
"Ha ha ne de komik.Neyse daha fazla senle konuşup harika beynimi boş işlerle uğraştıramam. Bi rahatsız ediyim dedimde , hadi baaay." dedi ve ışıkları yakıp odanın kapısını da sonuna kadar açıp gitti. Akşam olsa ışıkları kapatırdı ama. Ruh hastası mendebur suratlı orangutan.

Sabahtan beri telefonuma zır zır gelen mesajlara artık bakmanın vakti geldi de geçiyor.
Bilinmeyen Numara :
Buzdolapları olana kadar kalsaydın bari.
Onlarca dolaptan birini tutsaydın bari.
Beni böyle dolapsızca alıp giderken.
Bavuluna buzdolabımıda koysaydın bariiiiiii.

Beni zaten akıllısının bulduğu nerde görülmüş. Hayatım fareli köyün kavalcısı olsa ben orda ki kaval olurdum kesin .

Kumsal: Hacı ne anlatıyon ?

Bilinmeyen Numara: Seni seçtim pikaçu .

Kumsal: Mümkünse ben seçilmiş kişi olmak istemiyorum .
Ama elimizde bi tane sıçılmış kişi berkay var o olurmu.

Bilinmeyen Numara: Sanmıyorum , arkadaş olmaya ne dersin.

Kumsal: Annem tanımadığın insanlarla konuşma dedi. Mdmdmdmd

Bilinmeyen Numara: Ben bir dostluk elçisiyim , dost olmaya geldim nasıl ama.

Kumsal: Dost olmak için yazan bir bilinmeyen , ilginç doğrusu.

Bilinmeyen Numara: Ben bilinmeyenler tarihinde bir ilkim alkışa gerek yok tşk.

Kumsal : Bak cidden ben hiç sevmem böyle şeyleri kimsin söyle belki dost olabiliriz , yoksa engeli basıyorum karşim.

Bilinmeyen Numara:Bari bi güncük geçseydi aradan.

Kumsal: Engelliyorum .

Bilinmeyen Numara: Hiç heyecanı kalmıyor böyle ama :(

Kumsal: Sen söyle ben sana heyecan bulucam söz.

Bilinmeyen Numara: Bak söz verdin.... Tamam hani o gün buzdolabı alıyordunuz ya , ben dolaptaki yakışıklı bi o kadar cazibeli ve aç olan yeni best friend foreverın arda . Numarayı da abinden istedim.

Neeeeeeee türünün tek örneği orangutan yumurtası berkay. Tanımadığı birine nasıl numaramı verebilir.

Bilinmeyen numarayı "Arda" diye kaydettim.

***

"Doğrusu heyecan bulucam dediğinde bundan bahsettiğini düşünmemiştim KUMSAL."
Ee napıyım yani heyecan bulucam dedim buldum daha ne.
Şuan son sürat mahalleyi tavaf ediyoruz. Niye mi? Arda heyecan arayışı içine girince , bende karşı komşumuz Bünyamin amcanın ejderya yavrusu köpeğisine terlik attım.
Terliği kafasına yiyen ejderya çakması bir bize birde terliğe baktı sonrada terlikleri sahiplerine iade etmek istedi galiba.

"Olum sen demedin mi heyecan istiyorum diye al sana heyecan." dedim nefes nefese. Yaklaşık yarım saattir koşuyorduk. Ejderha kılıklı enik hiç yorulmuşa benzemiyor doğrusu.
"Bida senden birşey istersem noliyim."
Ehe ehe işime gelir aslında.
"Aaa niye öyle diyorsun ne güzel spor yapıyoruz , kalori kaybediyoruz . "
"Sen ne kaybediyorsun bilmem ama ben şuan gençliğimden bi on sene kaybettim. "

Artık cidden yoruldum. Acaba çakma ejderya kılıklının karşısına geçip , 'bana bak bi vurdummu amele sümüğü gibi duvara yapışırsın bidaha karşımıza çıkma' mı deseydim. En fazla nolurdu ki. Bunun kötü bir fikir olduğunu düşünüp , ilerdeki markete kendimizi attık. Dışarda kalan köpek "hır hır" diyerek bize bakıyordu . Bende ona bakıp dil çıkardım.
"Pühahaha noldu lan kaldın mı orda."
"Ayh kumsal romatizmalarım azdı, geberiyorum. Tansiyonlarım düştü. "
Arda yaşlı teyzeler gibi yakınmaya başlayalı 15 dakika oluyor ve hala susmadı.
"Arda baksana gitti galiba çıkabiliriz bence."
"Kesin o it oralara bi yerlere saklanmıştır. Çıkalımda kıymetli mabadıma yapışsın."

Ardayı bi şekilde ikna edip marketten çıktık, çıkmamızla birlikte depar atarak evlerimize dağıldık. Nefes nefese eve girince, karşıma türünün tek örneği orangutan yumurtası berkayı görmek beni biraz üzdü açıkçası.
"Hayırdır atlı mı kovaladı? Nereden geliyorsun."
"Aynen canım hatta zebralarla yarışa girdik, kim daha hızlı giderse madalya takıcaktık."
"Gene boş boş konuşmaya başladın bakıyorumda." bozuk plak gibi aynı şeyleri sayan berkayı arkamda bırakıp odama gittim. Bugün baya yorucu bi gün olmuştu. Bidaha bu denli heyecan arayışına girmemeye karar verdim.