15.Bölüm:Konuma gerek yok, o bizi bulur!

16 8 29
                                    

İyi okumalar ... ( ˘ ³˘)♥




***

Arda ile ne zaman bizimkilerin yanında ayrılsak , mutlaka başlarına bir bela alıyorlar yada belayı akşam yemeğine davet ediyorlar.
"O soruyu sormaya korkuyorum ama ne oldu ?"
"Buzdolabı yok!"
"Lan gözünüzün önündeki herifi nasıl kaybettiniz?" dedi arda.
Herif? Buzdolabı?
"Tabi ya ayakları çıkmıştır  , yada kanat takıp uçmuştur ."
Kanatları olan bir buzdolabı... Düşünmeyi bıraksam çok iyi olacak.
Bu arkadaş kanlı canlı insan değilse buradan gidemez , muhakkak birileri götürmüştür .
Biz bunu nasıl düşünemedik ya?
Sen sus bir kere.
Yada , yada lanetli bir buzdolabı değilse.
Beynim artık düşünme yetkisini kaybetmiştir...
Korku filmlerinde aynalar kaybolur , yada başka ev eşyalar.
Bizde de buzdolabı ?  Allahım beni yanlış korku filmine almışlar . Hayır millete sorsalar filmin konusu ne diye , 'kaybolan buzdolabının yaşam hikayesi' mi diyecekler. Bu ne biçim korku filmi demezler mi adama.
"Ben istifa ediyorum , başka bir oyuncu bulun kendinize!"
"Ne diyorsun kumsal?"
"Ha şey , şey diyorum . Tansiyonum düştü benim ondandır , takmayın beni."
"Te Allahım yarabbim , şimdi bu herifi yani buzdolabını nereden bulacağız? Fikri olan ?."
Yine herif dediler elemana.

Oturduğum taşı göstererek " Ben burada oturup  hayatı sorgulayacağım , sizde buzdolabını mı arayacaksınız ne yapacaksanız yapın."
Dere depe düz gittiler , buzulları aşıp çöllerden geçtiler . Ama ne hikmetse bizim buzdolabını bulamadılar. Hayır görünmeyecek kadar küçük de değil.
"Hava iyice kararmadan buradan gidebilir miyiz? En son ormanda geceyi geçirdiğimizde gulyabaniler 4 bir yanımızı sarmıştı."
"Nereye gideceğiz ? Buzdolabı ne olacak?"
"Buzdolabı bizi bulur merak etmeyin." dedim
"Neden bize gitmiyoruz? Siz eve gidene kadar bizde kalırsınız." dedi doğu
Bence çok makul bir teklif , kaç gecedir uykusuz dolaşıyorum.
"Peki madem gidelim ."

Güç bela eve geldiğimizde , hepimiz aynı anda kapıdan geçmeye çalışmıştık.
Bazılarımız bu uğurda sakat kaldı , kolsuz kaldı. Ama ben kafamı berkayın koca kafasına çarpmıştım. Sanırım burnum kırıldı.
"Abi neden hepiniz aynı anda geçmeye çalışıyorsunuz?"
"Demi yani kapıda antilop gibi dikileceğine çekil de geçelim." saçımı savurarak içeri geçtim.
"Birşeyler yemek ister misiniz?"
"Yok ya rahatsızlık vermeyelim , yatalım biz."

Oturma odasında ceyda ile birlikte yatmayı tercih etmiştim. Az önce uykusuzluktan ölen bendim değil mi ? Ne hikmetse şimdi bir gram uykum yok.
Bir gram uyku nasıl oluyor? İki gram nasıl oluyor?
Seni için seslikten men etmemi istemiyorsan sus!
Ceyda uyuduğu için sessizce odadan ayrıldım.
Balkona çıkıp hava almaya karar vermiştim. Tabi balkona gidene kadar ,
üç tane kapıya çarpıp , iki tane halıya takılıp , bir tane de bardak kırmadım.
Asla öyle birşey olmadı!  Kendimi öldürmeden balkona ulaştığım için koyun kesmeliyim.  Belki uykumu getirir diye yanıma bir bardak süt aldım.

"Boyunu uzatmak için geceleri gizli gizli süt içmeye çıktığını bilmiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Boyunu uzatmak için geceleri gizli gizli süt içmeye çıktığını bilmiyordum."
"Aman ne komik . Bak ölmekten gülüyorum şuan , gördün mü?"
Çıkardığım seslere uyanmış olduğunu düşündüğüm doğu , kendini balkondan aşağı atma mı istiyor gibiydi .
"Neden uyumadın?"
"Uykum kaçtı, sütü de uykumu getirsin diye içiyorum."
"Tamam hadi inanmış gibi yapayım."
"Senin işin gücün yok mu ya , beni rahat bıraksana."
"Seninle uğraşmak hoşuma gidiyordur belki."
Normalde romantik filmlerde yada kitaplarda , ana karakterler bu sahnede aşkla birbirlerinin gözlerine bakarlar ve mutlu son olur. Ama bizimkisi 'normal' başlığının çatısı altında birleşmediği için içtiğim süt o anda boğazıma takılıp , öbür taraftaki ışıkları görüp gelmeme yol açmıştı.

"Daha iyi misin?" dedi sırıtarak.
Hayır yani komik mi?
"İyiyim saol , birden şey oldu ."
"Ne oldu?"
"Şey işte , aaa doğu gidip uyusan mı acaba."
"Böyle iyi , uykum yok."
Sabaha kadar tepemde mi dikileceksin dersem çok mu kaba olur?
Sırtımda hissettiğim battaniyenin varlığı , içimi ısıtmaya yetmişti.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Battaniye için."
"Önemli değil."
Hayatımın en saçma konuşmasını yapıyorum sanırım.
Gökyüzünü izlerken kapanan gözlerimi açmak istemedim. Biraz uyuyup içeri geçerim diye düşündüm. Ama öyle olmadı tabiki de .

Gözüme çarpan güneş ışıklarına bir süre alışmayı bekledim .
Omzumdaki battaniyeyi itip doğuya baktım , oda mı burada uyumuştu?
Ayağa kalkınca öğrendim ki her yerim tutulmuş, harika! Bir bu eksikti zaten!
Kafamı balkondan aşağı doğru çevirdim , ben size demiştim demi. Alın işte buzdolabı bizi bulmuş. Attığım kahkahalara uyanan doğu , büyük ihtimalle kafayı sıyırdığımı düşünüyordu.
"Ne oluyoruz be sabah sabah?" dedi Berkay.
Diğerleri de balkona toplandığında müjdeli haberi vermeye hazırdım.
"Aşağı bakın aşağı."
"Ama bu nasıl olur?"
Oluyor işte , artık buzdolabı konuşmaya başlasa şaşırmam . Hatta ilk kelimeleri de 'ben hamileyim' olacağına eminim.


















Kod Adı : BuzdolabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin