6.Bölüm:Herşeyin Başında

34 8 21
                                    

En sevdiğiniz yazarınız geldi mdmdmd .
İyi okumalar... ♡




"Biri bizi polise şikayet etmiş..."
"Nasıl , ne sebepten?"
"Geç saatlerde harabe binalar içinde eğlence düzenliyormuşuz."
"nE? Hangi ruh hastası böyle bir şikayet de bulunur?"
"O ruh hastası bulunur. Ama neden  buraya çağırdı , neden şikayet etti."
"Bunların cevaplarını bilmiyorum ama bidaha böyle işler yapmak yok anlaşıldı mı. Not zırvalıkları gelmeye devam ederse bizde polise gideriz. "
Tebessüm ederek ardaya kafa salladım.

Berkay , gelen polislerle konuşup "kedi kesen sadist" gençlerden olmadığımıza ikna etmişti. Ah hadi ama , ordan bakınca kedi kesiyor gibi bi halim mi var? Ben çok hayvan severim hem. Mesela berkayı seviyorum ,sonuçta oda orangutan familyasına mensup bir birey .

Kafam yastıkla buluşunca uyumayı planlarken , hafta içinde yaşadığım şaçma olaylar beynimde halay çekmeye başladı.
Buzdolabında bulduğum aptal not , ben istemeden hayatıma müdahale etmeye başlamıştı bile. Birilerinin şaka anlayışı oldukça kötü ama kimin? Bilinç altımdaki milyonlarca soru ile tatlı bir uykuya daldım.

Yatağımın sağ tarafı çökünce istemsizce gözlerimi araladım. Orangutan familyasının yüz karası berkay gelmiş. Hoşgelmemiş, neden gelmiş?
"Ne var berkay , niye geldin . Senin yüzünden uykum açıldı."
"Gideyim mi?" Ne olmuş buna böyle, süt dökmüş kedi gibi.
"Sen iyi misin? Normalde , ne kadar mal a benzediğimden.
Fillerin beni buraya üvey evlat olarak getirdiğinden bahsederdin. "
"Dün olanlar için özür dilerim. Bağırmak istememiştim."
Yok bu çocuk hiç iyi değil.
"Öyle diyorsan... Sorun yok , affedildin." hala mutsuz gibi gözükyordu . En önemlisi yüzüme bakmıyordu! Acaba sabah sabah iguanaya mı benziyordum ki?

Bi süre sessizce bekledim , berkay ses vermeyince konuşmam gerektiğini fark ettim.
"Abiiiş."  yavaşça kafasını kaldırıp tebessüm ederek yüzüme baktı.
"Uykum geldi , uyuyalım." diyip kafamı göğsüne yasladı.
Sanırım şuan dünyanın en huzurlu yeri burası.
"Lan ben asıl gelme sebebimi söylemeyi unuttum."
"Neymiş asıl gelme sebebin abiş? "
"Kızım alışkın değilim bak , birden söyleme şunu."
"Abim değil misin istediğim zaman söylerim."
Normalde aramızda 1 yaş olduğunu ona abi demek yerine turşulara abi diyeceğimi söylerdim. Ama bugün pek bi sevgi pıtırcığıyım.
"Arda aradı buraya gelmeden , yaşadığımız saçma olaylar yüzünden güzel bir tanışma olmadığını. Hoş bir yemek eşliğinde yeniden tanışmak istediğini söyledi. Bende bana mı yavşıyorsun it? Diyince , hepimizden bahsettiğini söyledi. Rezil olduk iyi mi."
"Aaa güzel olur aslında , bende Ceyda ya haber vereyim."
Ceyda diyince nasıl da gözleri parlıyor , minikkk panda yia.

"Ayol üstüme iyilik sağlık, benim kaç yıllık çocuklarım , normal abi kardeş gibi sarılıp yatmışlar. Beey yetiş yetiş,
çocuklarımız normal çocuklar gibi davranıyor. Allahım bu günleri de mi görücektim , çok şükür." kapıda bizi izleyen annemin ,sanki biz kanlı bıçaklı kardeşlermişizde barış ilan etmişiz gibi konuşmalarının ardı arkası gelmiyordu.
Berkay la göz göze gelip sanki hiç duymamışız gibi gözlerimizi kapattık. Ama annem bir saat kapıda dualar edip, mahalleye adak dağıtmaya gitti. Ailecek sorunlarımız var diyorum , neden anlamıyorsunuz.

Arda verdiğim lahmacunun sözünü hatırlatarak bizi lahmacun yemeye getirdi.
"Berkay istersen sana muz söyleyelim."
"Ne alaka kızım."
"E orangutanlar muz sevmiyor muydu?"
"Kumsal hadi güzelim yemeğini ye ,kaşınma."
"Doğu senin gözüne noldu lan?" berkayın söyledikleriyle gözlerim doğunun gözünü buldu. Gözünün altı morarmış.
Arda ya öldürücü bakışları atarak anlatmaya başladı
"Sabah bu malla kahvaltı hazırlıyorduk. Bi elinde tava bi elinde çırpma teli vardı. Bende o sıra krep yapıcaktım, dedim şu teli at. İt oğlu it çırpma telini atmak yerine , koca tavayı kafama fırlattı. Bide diyorki yanlışlıkla oldu."

Gülmemek için bastırdığım dudaklarım artık daha fazla dayanamadı.
"Püjahahahahahah ay sus anlatma Allahım ahahaha karnım çok ağrıdı. Biri beni sustursun." benim gülmemle doğu hariç masadaki herkes gülmeye başladı. Ta ki gözlerim , ceydanın gülüşünde takılı kalan berkayı görene kadar...
Şapşallar.

Bir buzdolabı macerasında tanışmış beş kişi. Ya bu masada olduğu gibi mutlu kalacak , yada hayatın bize sunduğu sürprizlerle karşı karşıya kalacağız. Belki mutlu , belki üzgün ama beraber atlatacağız. Yada sorunları nasıl tek başıma çıkardıysam , yine tek başıma çözeceğim...

"Afedersiniz! Siyah giyinimli bir beyefendi bu notu size teslim etmemi istedi. İyi akşamlar." diyip restorandan ayrıldı tanımadığımız adam.
"Notu okuyacak mıyız?"
"Bu anı bozmasına izin mi vereceğiz?" doğu haklıydı ama bir tarafımız da okumak istiyordu .
"Okuyacağız , ne olucaksa olsun. Beraberiz." kırk yılın başı doğru konuştun berkay.
"Peki o zaman oku kumsal."
Yavaşca katlı olan kağıdı açtım ve sesli bir şekilde okudum.

"Herşeyin başında , hiçbir şeyden habersiz beş genç,
Huzur dolu kahkahalarla yaşarken.
Yaşamları ,ölüm çığlıklarının acı sesiyle son bulacak..."

Kod Adı : BuzdolabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin