11. Bölüm

11 4 129
                                    

Selamlarrr, umarım seversiniz bölümü kalpler🖤

O üç kişiden hangisi en mantıklısı diye bakarken Bora konuşarak beni kurtardı.

-Yalçın hoca benim babam.

Simay benim karım lan.

-Aaa bizim sınıf hocası Yalçın hoca.

Nasıl aklıma gelmemişti ki bu... Bora'nın soyadını dün öğrendiğin için olabilir Asya.

Bora servisten çıkıp Yalçın hocaya el salladı, Bora'yı görünce o da servise doğru geldi.

-Oğlum maçı kazanmışsınız, tebrikler. Selim çok iyi oynadılar dedi.

-Sağ ol baba, normal oynadık işte.

-Ooo Asya nasılsın?

Kim derdi ki en sevdiğim hoca Bora'nın babası... Birbirlerine hiç benzemiyorlardı, belki de Bora evlatlıktı?

-İyiyim hocam, siz nasılsınız?

-Ben de iyiyim canım sağ ol. Tanıştınız mı Bora'yla?

-Tanıştık baba, hatta düzenli olarak beraber ders bile çalışıyoruz.

HA? Biz Bora'yla beraber ders çalışıyoruz bu doğru ama hep tesadüf eseri karşılaştığımız için oluyor. Amacı ne ki şimdi bu çocuğun?

-Tanıştık hocam.

-Çok iyi böyle güzel güzel arkadaş olun. Asya bak Bora beraber ders çalışıyoruz deyince aklıma ne geldi; ben seni çok sevdim ortaokul notlarına bakıyorum zeki kızsın, Bora senin derslerine yardımcı olsun. Haftada bir iki gün bizim eve gel ben annen ve babanla konuşurum. İster misin?

Evet geldik fasulyenin faydalarına... Açıkçası güzel bir fikirdi ama ben Bora'yla tartışmaktan ders çalışabileceğimi sanmıyordum. Ama Yalçın hocaya olumsuz bir cevap da vermek istemiyordum.

-Peki hocam, annem ve babam da izin verirse gelirim.

Yalçın hoca kafasını sallayınca Bora'ya baktım, anlamadığım bir sebeple bu fikir çok hoşuna gitmiş gibi sırıtıyordu. Sapık mısın?

Ekin ve Gökçe sonunda kapıdan çıktıklarında tek olmadıklarını gördüm, yanlarında Özgür ve Hamza da vardı, bunlar neden sürekli bir yerlerden çıkıyorlardı ki?

-Ya kardeşlerim helal size ne güze kazandınız, dedi Hamza gayet keyifli ve maçtaki halinden eser kalmayan Aras'ın üstüne atlarken.

Hamza'yı taşıyamayan Aras kucağındaki Hamza'yla yere düşünce manzaranın ne kadar hoş(!) olduğunu tahmin edebilirsiniz...

-Lan Hamza, oğlum ayı mısın kalk Aras'ın üstünden, dedi olaya müdahale etmeye gelen Selim hoca.

-Yok hocam bırakmam Aras'ımı.

-Hocaaaaam, diye bağırdı zavallı Aras.

-Lan ben sana kalk demiyor muyum lan, diyerek her kelime arasında Hamza'ya vurdu Selim hoca.

-Hocam kalktım hocam eliniz ne sert sizin hocam.

Özgür Aras'ın kalkmasına yardım etti, şu an ki yüz ifadesine bakınca Hamza'ya içinden çok güzel küfürler saydığına emindim.

-Tamam artık, kızlar gelin sizi eve bırakalım, dedi Selim hoca.

-Hocam hiç gerek yok zaten yoruldunuz yeteri kadar bir de bizimle eve mi geleceksiniz? Yarım saatlik yol gideriz hemen otobüsle, dedi Ekin.

-Aynen hocam hiç zahmet vermeyelim, biz diye onayladık Ekin'i.

-Emin misiniz bakın, dedi Yalçın hoca kararsız gözlerle.

-Tabii hocam ne gerek var. Görüşürüz yarın.

Bütün takıma el sallayarak okuldan çıktık. Kızlara Bora'nın Yalçın hocanın oğlu olduğunu ve beni evlerine ders çalışmaya çağırdığını anlatmam lazımdı.
...

-Abi hiç benzemiyorlar nasıl baba-oğul bunlar lan, dedi bugün 3763292819. kez Ekin.

-Ne bileyim kardeşim öyleymiş işte aaa.

Bu konuyu yeteri kadar konuştuğumuza karar vermiş olacak ki hemen başka bir mevzu açtı Ekin...

-Lan Asya, Elifler barışmış ya lan, dedi Ekin.

-Çüş ama artık, valla bunlar beyin diye bir şeyin var olduğundan habersizler.

Biz onlara ne kadar acıdığımızı anlatırken sınıftan içeri giren Aras, Barış ve Hamza'yla duraksamıştık.

-Naber fıstıklar? Dedi Aras.

-İyi de, ne yapıyorsunuz burada? Dedim.

-Valla Aras sürükledi bizi buraya sizi "resmi kankaları" ilan etmiş, dedi Barış.

Kanka? Biz? Biraz yavaş gel be Aras...

-Ee Gökçe nerede?

-Salak mısın Aras o farklı bir sınıfta ya çöpe sıkışan kızı izlemek için gittiğimizde aşağıdaydı sınıfıyla, dedi Barış.

Mantıklı çocuksun Barış.

-Ay canlarım biz çıkışta kafeye gidiyoruz, siz de gelsenize bizimle.

Daha tanışalı iki hafta bile olmayan birileriyle kafeye gitmek?

-Yok gelmeyelim biz, dedim.

-Aynen aynen işimiz var.

Hiç üstelemeden onaylamışlardı, ısrar en sevmediğim şeylerden biriydi.

-Görüşürüz güzellerim gidip biraz da Gökçe'yle oturalım ayıp olmasın.

Aras? Ayıp mı olur gerçekten? Onun gibi bu kadar çabuk samimiyet kuran ve alışan birilerini görmemiştim.

-Yok kanka Özgür yanında ya Gökçe'nin, dedi Hamza kaşını gözünü değişik şekillerde hareket ettirerek.

-Hee anladım, gidip Bora'yı rahatsız edelim bari. Öptüm.

Üçü de el salladıktan sonra gittiler, cidden değşiklerdi.

-Nasıl bu kadar samimi oldunuz siz bu yakışıklılarla ya, dedi yılışık bir yüz ifadesiyle Elif.

Onunla göz göze bile gelmek istemediğim için kafamı çevirdim.

-Arkadaşlarımız, dedi Ekin.

-Bayağı yakınsınız herhalde.

-Evet Elif çok yakın arkadaşlarız neden ilgilendiriyor bu kadar seni?

Omzunu silkerek yanımızdan uzaklaştığında arkasından ona üzülerek baktım, cidden yazıktı.

-Lan söylemeyi unuttum Yalçın hoca akşam annemi aramış konuşmuşlar işte. Annem diyor ki; özel ders gibi böyle bir fırsat tepilmez gidip çok çalışacaksın.

-E iyi demiş kanka valla şanslısın he. Bora'yla çalıştıklarını bize de anlatırsın değil mi?

-Tabii ki abi hepimiz için faydalı olur.

Yarın okul çıkışı Bora'yla onların evinde gidecektim. Yalçın hocanın dersi yoktu ve annesi eve erken geliyordu. Biraz gerilmiştim ama nasıl bir sorun çıkabilirdi ki?

Aha öğrendik Bora'nın babasını🤭

Kısa bir bölüm oldu ama ne olacak yani 🤭🤭

Hoşunuza gittiyse yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayınnn😚😚

Bana Öyle BakmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin