Selamlarrrr umarım bölüm hoşunuza gider 👁️👄👁️
-Şimdi bu çocuk çok mu fakir ailesiyle sürekli çorba mı içiyor?
-Evet Bora artık anlar mısın şunu?
Yalçın hoca bizi evlerine getirmişti ve Bora'yla ders çalışacağımızı söyleyip odasına geçmiştik, þimdi de... Charlie'nin Çikolata Fabrikası'nı izliyorduk. Garip bir ortamdı ama şaşırmayı bırakmıştım, hem Bora'nın sürekli sorduğu sorularla film izlemek eğlenceliydi -ki normalde bundan nefret ederdim-
-Yazık ya biri þu garibana altın bilet versin, bütün aç köpekler aldı bir bu alamadı ya.
-Sakin olur musun Bora, bulur şimdi o da biletini.
Şaka gibi, Bora'yı bilet gelecek diye teselli ediyorum, Allah'ım sabır ver.
-Ay buldu lan bileti buldu, Asya buldu, oley buldu, garibanın yüzü de güldü.
Neredeyse kalkıp oynayacak Bora'ya şaşkın gözlerle baktım, bu çocuğun bu kadar değişken ruh hallerinin olması gerçekten garipti.
-Bora otur oturduğun yere yenilgi kafa yaptı sende herhalde.
Sanırım hatırlatmamam gereken bir şeydi çünkü anında yüzü düşmüştü
Yerine oturdu ve Charlie ilk kez çikolata fabrikasını gördüğünde yüzünde oluşan ifadeye bile yorum yapmadı.
-Şey affedersin ben yenildiğinizi hatırlatmak istemezdim.
Özür dilemek bir erdemdir. Aynen öyle.
-Önemi değil.
Film bitmişti ben kimseye yakalanmadan filmi bitirdiğimiz için mutluydum, iyi ki İpek teyze bize bir şeyler getirmemişti ya da ne çalıştığımıza bakmaya gelmemişti.
-Yiyecek bir şeyler hazırlayalım mı? Acıktım ben, dedi Bora.
-Olur hazırlayalım.
1-Bora'yla ders çalış.
2-Bora'yla film izle.
3-Bora'yla yemek hazırla.
Kaliteli vakit geçiriyorduk, Gökçe ve Ekin'le bile daha önce yemek hazırlamamıştım... Biraz üzücüydü ama ben beceremezdim zaten, Bora hazırlasın ben yiyeyim işi ne?
-Anne biz Asya'yla yiyecek bir şeyler hazırlıyoruz, dedi oturma odasının kapısına yaslanmış annesine bakan Bora.
-Tamam oğlum da Asya'ya neden hazırlatıyorsun sen hazırlasana ayptır ya.
Yerim sizi İpek teyzeciğim, ama olmaz sorry.
-Yok yok ben de yardım edeyim elime mi yapışacak.
-Peki kızım sen nasıl istersen, yorulursan Bora'nın üstüne yığarsın.
Gülerek onayladım ve mutfağa doğru ilerledim.
-Ne yapacağız? Dedim.
-Makarna yapalım, yoğurtlu.
;)
-Olur yapalım.
Gözlerimden kalp çıkıyor mu bakayım bir, tamamdır çıkmıyormuş.
Tencereye su koyup kaynamasını beklemeye başladık, kaynayınca tuzu ardından da makarnayı içine attım, şimdi de bir şeyler yapıyormuş gibi gözükmek için makarnayı karıştırıyordum.
-Sence makarnayı karıştırmana gerek var mı?
Tam arkamdan gelen sesle bir an duraksamıştım, tövbe estağfurullah. Uzaklaşana oğlum biraz haram.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Öyle Bakma
Teen Fiction-Bu soruyu böyle çözebileceğine emin misin? Arkamdan gelen sesle irkildim, büyük ihtimal 12. sınıf olan inkar edemeyeceğim kadar yakışıklı olan biri sandalyeme doğru eğilmiş ukala ve çok bilmiş bir tavırla bana bakıyordu. Sinirlenmiştim kim tanımad...