Selamlar çok eğlenerek yazdığım bir bölümden. İyi okumlar love🤝
Gülümser... Bora... Gülümser Bora'nın üstüne çıktı çıkacak... Sonra Bora itiyor Gülümser'i...
-Ne yapıyorsun ya sen.
-Ben... Beni seviyorsun sanmıştım sürekli yan yanayız çok yakışıyoruz neden bana aşık olduğunu kabul etmiyorsun Bora?
-Beni dinle seni kırmak istemiyorum saçma bir şey söylemek de istemiyorum ama fazla olmaya başladın. Yaptığının tacize girdiğini söylememe gerek yok sanırım benden izinsiz nasıl öpebilirsin beni?
Bora'nın sırtı bana dönüktü ama Gülümser'in beni görmesi için kafasını yana yatırması ya da etrafına bakması yeterliydi, ben de mal gibi durmuş onları dinliyordum eğer beni görürlerse özel anlarına dahil olduğum için kızma hakları vardı... Ama ulu orta yiyişmeleri benim suçum değildi, arkamı döndüm ve onlar birbirlerine bağırırken ara sokaktan çıktım.
Gülümser'in Bora'yı sevdiği çok belliydi ama bu kadar ileri gidebileceğini düşünmezdim, sonuçta Bora ona karşı pek de ilgili değildi, bunları düşünerek sokağın girişine koyulan iki banktan birine oturdum bir süre oturduktan sonra omzuma bir el dokundu. Gülümser...
-Kimsey- kimseye söyle-me tamam mı?
Ağlayarak konuştuğu için bazı kelimeleri yutuyordu, kafamı şaşkınca salladım ama zaten biliyordum beni görmemesi imkansızdı. Dizlerini kendine çekip oturdu kollarını da dizlerine sardı ve ağlamaya devam etti, güzel bir kızdı uzun, uçları dalgalı sarı saçları vardı beyaz tenli ve yeşil gözlüydü. Yanımda her gün birisi ağlamıyordu ve ne yapmam gerektiğinden emin değildim.
-Biz birinci sınıftan beri tanışıyoruz, annesinin tayini çıkınca buraya geldiler Bora 9. sınıftaydı o sıra, ben yalvar yakar ikna ettim annemi ve babamı Manisa'dan buraya taşındık gittiği okulu öğrendim buraya geldim onlar taşındıktan üç ay falan sonra. Ona sürpriz yapmıştım ama zoraki bir şekilde sevinmiş gibiydi aramızdaki bağı koparmamıştık hiç, sosyal medyadan konuşmaya devam etmiştik, ama o neşeli, eğlenceli, komik çocuk gitmiş soru sormadığın sürece konuşmayan, karamsar çocuk gelmişti. Bora'yı tanıyamıyordum gittiği yerde hemen arkadaş edinme potansiyeli varken içine kapanmıştı. İnanır mısın ondan daha iyi basketbol oynayan yoktur hiç abartmıyorum ama okulun basketbol takımına girmek için çaba bile harcamamıştı, sonradan öğrendiğim kadarıyla anne babasının zoruyla takıma girmek için başvurmuştu. Selim hoca onun oynayışını gördüğü gün takıma aldı bir hafta sonrada takım kaptanı yaptı. Ama Bora hep soğuktu sadece bana öyle davrandığını düşünmüştüm ama hiç kimseyi yanına yaklaştırmıyormuş okula yeni geldiğim sıralar kızlardan duymuştum hiç arkadaşı olmadığını. Onlar da garipsemişler gördün Bora'yı çok yakışıklıdır iyi basketbol oynar.
Şaşkındım, Bora uyum sorunu çekebilecek birine benzemiyordu onun için üzülmüştüm ama Gülümser anlatırken abartıyor gibime gelmişti sanki Bora'ya acımamı istiyordu... Hep beraber Bora için üzülenler kulübü oluşturalım o zaman... Ve son cümlesi dikkatimi çekmişti yakışıklı olması biriyle arkadaş olmak için yeterli bir kriter miydi? Gülümser'le düşünce yapımız o kadar farklıydı ki.
-Anladım onun için üzücü ama bu saydıkların her ortam değştirenin başına gelebilecek şeyler ve farkındaysan şimdi toparlanmış, sen zaten o dönemlerde yanında olduğun için eminim daha çabuk atlatmıştır.
Bunları dedikten sonra daha çok ağlamaya başlamıştı şimdi daha çok şaşkındım ve ne yapacağımı bilmiyordum. Teselli vermeyi de beceremezdim, zaten şu an neye bu kadar fazla ağladığından da emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Öyle Bakma
Novela Juvenil-Bu soruyu böyle çözebileceğine emin misin? Arkamdan gelen sesle irkildim, büyük ihtimal 12. sınıf olan inkar edemeyeceğim kadar yakışıklı olan biri sandalyeme doğru eğilmiş ukala ve çok bilmiş bir tavırla bana bakıyordu. Sinirlenmiştim kim tanımad...