Sevdiğim bir şarkıyı bölümü okurken dinlemeniz için koyuyorum.
İyi okumalar dilerim <33Bir süre gözleri beni süzdü. İçeri alıp almama konusunda mı tedirgindi yoksa o da haberleri mi görmüştü bilmiyordum. Ne olursa olsun kabul edecektim onu. Yaşadığı daha doğrusu yaşattığım her türlü iç karışıklığına tamam diyecektim. Beni dövebilirdi, beni öpebilirdi, kapıyı yüzüme çarpabilirdi. Bunun yerine kolumdan tutup içeri çekti. Ayakkabılarımı çıkaracaktım fakat buna fırsat vermeden sarıldı. O kadar sıkı sarılıyordu ki haberi gördüğünden neredeyse emindim. Bir eliyle sıkıca boynuma sarılıp diğer eliyle saçlarımı okşamaya başladı.
'İyi misin?'
Gözlerim dolmaya başladı. İyi olup olmadığımı bugünlerde kendime hiç sormamıştım. Sadece anlamsızca yaşamak için çırpınmıştım. Oradan oraya sürüklenmiştim sadece. Ellerimle belini kavrayıp kendime daha da çektim vücudunu. Başımı omzuna yasladım.
'Seni özledim.'
Ağzımdan çıkan kelimeler neredeyse ben onları yönlendirmeden çıkıyordu. Sadece küçük bir his yetiyordu dudaklarımdan dökülmesine. Benim de kendimi durdurmaya niyetim yoktu. Ona ihtiyacım vardı ve hayatımda ilk defa birinin beni kabul etmesi için içimden deli gibi yalvarıyordum.
Sarılmayı bırakıp yüzüme baktı. Bense ellerimi belinden çekmemiştim. Ona olan özlemimi bir anda dile getirmem onu şaşırtmış olmalı ki bir süre yüzümde gözlerini gezdirdi.
'İyi misin? Nerede kalıyorsun?'
'Dün hastanede kaldım.'
Sertçe omzuma vurdu. Sinirleneceğini biliyordum. Yine de aşırı tepki vermemeye özen gösteriyor gibiydi.
'Senin yaptığını biliyorum Jaemin ama ondan sonra buraya gelebilirdin.'
'Merak etme. Arkadaşımın evine geçtim.'
Elleriyle belindeki ellerimi kendinden ayırarak salona geçip koltuğa oturdu. Benim için bir şeyler yapmak istediğini biliyordum. Sanki onun bütün hayatını kurtarmışım gibi sürekli bana karşılığını vermeye çalışıyordu ama benim buna izin vermeye niyetim yoktu. O da bunun farkındaydı. Kızdığı şey buydu.
Yavaşça ayakkabılarımı çıkardım. Üzerimdeki ceketi çıkartıp kenardaki küçük sandalyenin üzerine koyduktan sonra yanına oturdum. Ondan biraz alçakta duruyordum. Ellerim koltuğun üstündeydi ve ona inanılmaz yakındım. Bir süre gözlerinin içine baktım. Heyecanını hissedebiliyordum. Yaklaştıkça nefes alış verişleri daha da derinleşiyordu. Ellerimi koltuktan ayırıp başımı boynuna yasladım. Hafif bir çiçek kokusu burnuma sonra da beynime vurmuştu. Bu kokuyu ilk kez duyuyordum.
Boynuna yasladığım başıma elini koyarak saçlarımı okşamaya başladı. O kadar iyi hissettirdiği oluyordu ki dudaklarımdan sessiz inlemeler çıkıyordu ve duyduğunu biliyordum.
'Delice bir şey yapmadığın için teşekkür ederim.'
Kafamı ona doğru döndürüp yüzüne baktım ve istemsizce gülümsemeye başladım.
'Ev kundaklamayı delilik olarak görmüyorsun sanırım.'
'Sen yapınca hayır...'
'Sende böyle bir izlenim bıraktığımı bilmiyordum.'
'Aslında bırakmadın. Sadece ne yapabileceğini tahmin etmek çok zor.'
Gözlerini yüzümde gezdirdi ve alnıma düşen saçları geri atarak dudaklarıma yapıştı. Açıkçası bunun olacağını biliyor olmama rağmen bu kadar erken olmasını beklemiyordum. Ellerini çeneme hafifçe koyup dudaklarımı dudaklarına daha çok çekti. Onu yavaş yavaş öpmeye çalışıyordum ama o inanılmaz bir tutkuyla yaklaşıyordu bana. Açıkçası çok iyi hissetmeme rağmen içimdeki pişmanlık rüzgarlarının da esmesini durduramıyordum. Sevgilimi, onun gülüşlerini, öpüşlerini düşünüyordum ve onu düşünerek genç kadına deli gibi haksızlık ettiğimi biliyordum. Yine de kendi düşüncelerime savaş açarcasına onun tutkulu öpüşlerine karşılık verdim. Onun kadar tutkulu olamasam da onu tatmin ettiğimi düşünüyordum. Dudaklarında geceden sürdüğünü tahmin ettiğim dudak balmının vanilyalı tadı geliyordu. Belinden tutarak bana doğru gelmesini sağlayacakken o ani bir hamle ile kucağıma oturdu. Bunu beklemediğim için bir süre durup yana doğru attığı siyah saçlarını düzeltmesine odaklandım. Nefes kesiciydi ve muhtemelen bunu bilmiyordu. Ona bunu nasıl anlatabilirdim bilmiyordum ama bilmesini sağlayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
symphony | jaemin
Fanfiction15 yaşımdan beri -ya da bir şeyleri fark etmeye ve canımı acıtmaya başladığından beri diyelim- hayatın benim için daha sakin ve daha acısız geçmesini istemiştim. Huzurlu ya da mutlu bir hayata ihtiyacım yoktu. Keza bunun imkansız bir şey olduğunu da...