Üzgünüm. Bunun için söz veremeyeceğim.

43 3 0
                                    

Binanın önündeki banklarda oturuyordum. Dinleti yarım saat önce tamamen bitmişti fakat hala binadan yeni çıkan insanlar vardı. Genç kadınla konuşmak istiyordum ama burada oturup beklemek daha mantıklı gelmişti. Nasıl olsa çıkacaktı. Başında zaten şuan onlarca insan vardı. Küçük bir teşekkür etmek için bile yaklaşamamıştım. Umarım kaçıp gidecek kadar kaba bir izlenim vermemişimdir.
Telefonumu çıkartıp saate baktım. 11'e geliyordu. Yarın sabah 5 buçukta kalkacağım aklıma geldiği için derin bir off çektim. Sanırım artık cerrah olma hayalleri o kadar da ilgimi çekmiyordu. Benim için yeni bir tanı, yeni bir deneyim olan hastalar artık gözüme sadece yük olarak gözükmeye başlamıştı. Bunları düşünürken karnım hafiften guruldadı. Sabah kahvaltısı dışında ağzıma bir lokma girmemişti. Burnuma hala saçımı boyarken kullandıkları sıvıların kokuları geliyordu.

'Saçını beğendim.'

Sesi duyunca kafamı arkaya döndürdüm. Aramızda çok az mesafe vardı ama gülüşünden tanıyabiliyordum. Kısa topuklarını yere vura vura gelse de geldiğini fark etmemiştim. Cümlesine karşılık gülümsedim. Gülümseyişimi şaşkınlıkla karşıladı.

'Belki fark etmedin ama şuan gülüşünü ilk defa görüyorum.'

Sözüne karşılık gülümsemeyi yavaş yavaş bırakmaya başladım.

'Hayır. Yanlış anlama. Gülüşün çok güzel.'

'Teşekkür ederim.'

Kısa bir süre etrafa bakındıktan bir süre sonra yanıma oturdu. Ben de refleks olarak yanımı boşalttım. Üşüdüğünü fark etmiştim ama üşümekten keyif alıyor gibiydi. Kolundaki küçük bordo çantasından bir paket sigara ve çakmak çıkartıp sigarasını yaktı. O sigarasını yavaş yavaş ve hissettiğim üzere dertli dertli içerken hiç konuşmadık. İlerideki caddede insanların ve arabaların geçişlerini izliyorduk. Uzakta ağaçların arasından da uçakların kalktığını görüyorduk. O kadar uzun süre sessiz kaldık ki 5 dakikada bir uçak kalktığını fark etmiştim. O ise durmadan sigara yakıyordu. Sanırım onu durdurmak bana kalmıştı.

'Aç mısın?'

'Pek değilim.'

'Ben biraz acıktım. Bana eşlik edebilir misin?'

Sigarasını sol elinde aşağıya doğru uzatmışken yola bakan gözlerini bana çevirdi. Ben de bakışlarını garipsediğim için bakışımla karşılık verdim. Sakin bir şekilde sigarasını içip saçlarıma bakıyordu. Benim için fazlasıyla garipleşen bu bakışmadan dolayı ben gözlerimi yola döndürdüm. Onun ise hala saçlarıma baktığını biliyordum.

'İtiraf etmeliyim. Çok güzel duruyor. '

İltifatına karşılık bir şey demeden yola bakmaya devam ettim. Çünkü güzel durup durmaması umrumda değildi. Yaptırırken tek bir amacım vardı.

'Aslında bir tutam mavi saçını ilk gördüğümde bir anlamı var sanmıştım ama bunu yaptığına göre...'

'Vardı...'

Bir süre bir şey demek istemedim. Bisiklet sürerek yoldan geçen bir kadının bisiklet zili yankılandı sessizlikte.

'Bir anlamı vardı. Ama benim kaldıramayacağım kadar yoğundu.'

'Bence iyi idare ediyordun.'

Ona döndüm. 'Saçımın o renkte olduğunu bile bilmiyordum.' dedim gözlerine bakarak.

O an fark ettim ki genç kadının gözleri kıpkırmızıydı. İçerde gösteriden sonra ağlamış olmalıydı. O kadar ağlamıştı ki göz çevresi ve göz altları kurumuştu. Burnunun kenarlarında da hafif kızarıklıklar vardı. Yine de yaşadığı ve hissettiği her şeye rağmen çok normal duruyordu.

symphony | jaeminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin