Arkama bakarak koşuyordum, nefes nefese kalmıştım. Biraz daha dayan, yaparsın sen hadi diye kendimi gazlamaktan başka bir çarem kalmamıştı. Dalağımın şişmesi koşmamı daha da zorlaştırıyordu.
Dizlerimde derman kalmadı, bir ara tökezleyip düşecek gibi oldum ama kıl payı kurtuldum. Elimde telefon sırtımda çanta üç dakikadır koşuyordum. Dizlerime dolanan uzun montum asla yardımcı olmuyordu.
Ara bir sokağa dalıp izimi kaybettirmeyi düşündüm. Çantamı çıkarıp daha hızlı koşmaya başladım. Gördüğüm ilk aradan sağa dönüp montumu çıkarmaya başladım, elimdeki çantayla zor olsa da bir iki debelenmeden sonra amacıma ulaşmıştım.
Bir elimde çanta ve mont bir elimde telefon koşuyordum. Merdivenleri içe girik bir ev buldum ve hemen merdivenleri çıkmaya başladım. 3-4 basamaktan sonra ellerimi dizime koyup soluklanmaya başladım, yüzüm yanıyordu. Nefes alışverişim son derece hızlıydı, bir anda telefonum çaldı. Telefona cevap verirken kafamı çok az çıkarmış sokağın sonun izliyordum.
"Anneehh"
"Heh kızım napıyorsun?"
"Napayım anne."dedim hızlı nefesler arasında. Sokağın sonunda bu sokağa dalmadan dümdüz aşağı giden köpeği görürken
"İtle köpekle uğraşıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bence Komik
Short StoryDışarıdan duygusuz bir pezevenk gibi görünüp aslında duygusal bi top olmak beni çok yoruyor.