it's me, your idiot ♤ fushisuku ✔

[17]

evet, bu bölüm arayı en çok açmış olup sizlerle buluşturduğum bölüm olmakla beraber, bu hikayenin son bölümü, diğer bir deyişle final bölümüdür.

şimdiye kadar ki tüm oylarınız, yorumlarınız ve hikayeye olan ilginiz için sizlere minnettarım, kısa bir süre sonra yeni bir fushisuku kitabı çıkaracağım. takipte kalın :D

her neyse, keyifli okumalar canlar ♡

-ayrhee

fushiguro'yu seviyorum.

aslında, tam olarak bir sebebim yoktu, ki zaten bir sebebim olmaması ikimiz açısından da iyidir diye düşünüyorum.

hiçbir zaman, ilk olarak iç güzelliğe bakan biri olmadım, öyle tasdik edenlere de pek inandığımı söyleyemem doğrusu.

ister istemez, yeni tanıştığınız birinin, ilk olarak dış görünüme dikkat edersiniz. çünkü göze çarpan tek şey dış görünüştür, kişi ile sohbet etmeden, nasıl biri olduğunu bakarak anlayamazsınız.

sadece ufak tahminlerde bulunursunuz.

"hm, düşünceli gördüm seni sevgilim" elindeki bardak dolusu kahveleri önümüzde kısa masaya bırakırken, yanağıma buse konduruverdi, fushiguro.

"ah, öyle mi duruyorum" gülümseyerek ona baktığımda, gözlerimin içine bakıyordu.

nefes verir bir şekilde güldü. "sukuna," dedi devam edeceği sırada. "gel" kollarını açtığında, tereddüt etmeden yaklaştım ve sırtımı onu göğsüne yasladım. burnunu saçlarıma sürttü.

"biz... ne ara böyle olduk ya" güldüm.

"hmm" dedi megumi düşünceli bir şekilde.

"iki tane genç varmış, biri siyah saçlı, öteki dudakları gibi pespembe, öpülesi bir renk" dedi hikaye anlatmaya başlar gibi.

"bir gün yolları ansızın bir ziyarette kesişmiş, gel gör ki, ikisi de ilk görüşte birbirlerinden etkilenmiş. ardından..." durdu. o sırada kahve dolu bardağa uzanmıştım yudumlamak üzere.

"uhm, bir kaç yiyişme öpüşme derken sevgili oluvermişler-"

duyduğum şey ile, içtiğim kahve boğazımda dans etmişti misali, öksürdüm.

"öküz müsün fushiguro" dedim, öksürmekten gözlerim doluyken.

"ne," dedi masum bir şekilde. "böyle olmadı mı, peri masallarına benzer bir aşk hikayemiz mi var, ben mi bilmiyorum?"

"tanrım, hem odun hem de öküzsün"

"hem bir kere, ilk görüşte etkilenmedim ben, sen etkilenmiş olabilirsin"

çenesini omzuma yaslayıp burnunu boynuma sürttü. "hmm, doğru olabilir"

"şu an bana deliler gibi aşık olduğunu değiştirmiyor" güldü.

kafamı yan tarafıma doğru çevirdiğimde mavi irisleriyle göz göze geldim. "oh, öyle tabi"

bir şeyi hatırlar gibi oldu. "uhm, bu arada gojo ile itadori'nin arasında bir şey mi var"

gözlerimi devirdim. "tanrı aşkına, ikizimden mi konuşacağız? tam da romantik bir atmosfer yaratmışken"

boynumu öperken kıkırdadı. "sukuna beni affedebilecek mi acaba"

"affetmedim" yanağımdan öpmeye çalışırken kafamı ondan uzağa çevirdim. "kes şunu, istemiyorum"

"hadi ama, öpeceğim sadece" bebek gibi surat astığına ses tonundan emin olmuştum.

"dünde öyle demiştin" gözlerimi devirdim.

"tamam o zaman, gel uyuyalım, sadece uyuyacağız"

zilin çalmasıyla ikimizde kapıdan tarafa çevirdik kafalarımızı.

bir şey demeden koltuktan kalktım, fushiguro'da arkamdan kalkıp geldiğinde, kapı kolunu aşağı doğru çektim.

tahmin ettiğim gibi... yuuji yine arkadaşlarını getirmişti. bugün megumi ile yalnız kalacağımızı sanıyordum!

"selam! biz geldik" yuuji neşeli neşeli içeri adımladı. onun bu tavrına karşın, gözüm bir kaç kere seğirmiş olabilirdi...

"niye geldiniz" kollarımı göğsümde birleştirdim.

"çevre komşular evden çok ses geldiği iddiasıyla beni aradılar," "her türlü bela olabileceğini düşünerek çok sevgili kardeşim ve dostum megumi'yi kontrol etmeye geldim"

"ne" dedi megumi. "ne sesi"

kıkırdadım. "dalga geçiyor sevgilim"

"her neyse, neden bunları ayakta konuşuyoruz" derken ikizimin arkasında salona girdik büyük toplulukla.

maki ile nobara'yı tanıyordum. ayrıca gojo'da buradaydı. fakat diğer iki kişiyi ilk defa görüyordum.

"unutmadan," dedi yuuji. "bu inumaki-san ve bu da todo, kardeşim"

sonunda oturdum. "ben sukuna" dedim.

"memnun oldum, kankamın ikizi" todo şeklinde tanıttığı iri yarı adam eliyle selam verdi.

"memnun oldum" gülümseyen krem saçlı, dudaklarının iki yanından dövmeli adama baktığımda kafamı eğmiştim.

fushiguro onlarla tanışıyor olmalıydı.

"uhm, evet. bu ansızın toplanmanın bir sebebi vardı aslında" dedi yuuji, ortaya konuştu.

"sizlere söylemem gereken bir şey var"

herkes pür dikkat ona bakıyor ve dinliyordu.

nefes aldı. "çok değerli ikizim sukuna,"

"iyki doğdun, iyki doğdum"

son