[13]

1.6K 180 91
                                    

selam, biraz gecikmiş olabilirim, hasta gibiydim ama buradayım bebeklerim, keyifli okumalar ♡~

-ayrhee

megumi, mahvetmişti.

pekala, sukuna'nın onunla görüşmemesini dile getirdiği ilk vakit megumi bu kadar da ciddi olduğunu farketmemişti.

fakat anlayamıyordu kehribar gözlüyü, ciddi bir ilişki içinde olabilecek bir tipe benzemiyordu, ki megumi'ye olan tutumu da o tarzdandı.

megumi çok arada kaldı. ya sukuna duygularında daha açık olmalıydı, ya da megumi onunla konuşmadan önce iki kere düşünmeliydi.

sukuna'nın kırılabileceğini aklının ucundan geçirmezdi, bunun için kendini bir ara pataklayacaktı. nasıl unutabilir veya göz önünde bulundurmazdı bu noktayı?

aslında, sukuna üzgün değildi. sadece durgun hissediyordu ve konunun bu raddeye geleceğini hiç tahmin etmemişti, düşüncesizce kararlar vermenin pişmanlığını yaşıyor olmalıydı.

ve, şimdiye gelecek olursak, megumi kendi evindeydi ve yuujilerden dün gelmişti.

beklediği bir tepki almamıştı yuuji'den, daha çok kendisine karşı çıkmasını veya delirmiş gibi bakmasını bekliyordu fakat söylediği tek şey "mutluluklar dilerim" olmuştu.

koltukta sırtüstü uzanırken, gülümsemesine hakim olamadı. noluyordu ona?

hem sukuna'yı sevmediğini söyleyip, hem de gözünde canlandırdığı vakit bir gülümseme beliriyordu suratında.

doğru bir şey mi yapmıştı? sukuna, gerçekten bir daha onunla görüşmeyecek miydi?

megumi, ne yapacağını bilmiyordu. ilkini yaşamıştı, sukuna ile. ilk defa birini öpmüş, bu kadar yakınlaşmıştı.

hiç kimseyle böyle bir ilişki içine girmemişti, garip bir hissiyatı vardı ama megumi'yi mutlu eden sayılı şeylerdendi.

beynini biraz daha zorladı oğlan.

aklına gelen fikirle parmağını şıklattı, koltukta diklendi ve eşofmanının cebindeki telefonunu aldı.

"hm" dedi telefonunu açıp, yuuji'nin numarasını ararken. ara tuşuna bastı ve kulağına uzattı, bir süre bekledi, çalıyordu.

yuuji meraklı bir sesle sordu. "alo, fushiguro"

"itadori, seninle konuşmam gereken bir şey var"

"hmm" düşündü yuuji. "ne konuşacağız"

"benim eve geri dönmemin sebebi vardı"

yuuji dinlemeye devam etti.

"sukuna, size bizim sevgili olduğumuzu söylemişti, hatırlarsan"

"biz sevgili değildik, yani, ben öyle düşünüyordum fakat sukuna öyle düşünmüyormuş, siz odadan çıktığınızda, sukuna'ya sordum ve... bu konu hakkında biraz tartışmış olabiliriz"

"sonucunda, sukuna onunla bir daha görüşmememi söyledi ve ben ne yapacağımı bilmiyorum, aklıma başka kimse gelmedi"

telefonun karşısından ince bir ses duydu. "tanrı aşkına, aklına benim gelmem gerekmez miydi" bu nobara'nın sesiydi.

ve bunun için tavır yiyeceğini çok iyi biliyordu.

"ah, sende mi oradaydın, kugisaki, her neyse lütfen şuna bir çözüm bulalım" uzamasını istediğinden geçiştirmişti.

"sukuna sözünden kolay kolay dönmez" dedi yuuji düşünceli bir ses tonuyla.

"yani... bilmiyorum ki, sukuna bu, net bir şey söyleyemiyorum"

nobara sıkıntılı bir nefes verdi telefonun ardından. "tanrım... birer umutsuz vakalarsınız, bir insanın gönlünü almak o kadar da zor bir şey değil"

"küçük bir şey olsa bile anlamı ve değer büyükse çok kolay"

megumi sordu. "hediye mi alayım"

"aptal fushiguro" diye bağırdı. "hediye mi, hangi yüzyılda yaşıyoruz seni ahmak, istese kendiside alır alabileceğin her şeyi"

"kugisaki, sadede gel o vakit, anlamıyorum işte"

"sevdiğini söyle"

bir süre sessizlik oldu. "ne"

"ne, ne" " sevdiğini söyle diyorum"

"maki san her şeyden bahsetti, onu sevmediğini söylemek için dil dökeceksen boşuna uğraşma"

megumi'nin yanakları pembeleşti.

"yani... bildiğin, ona onu sevdiğimi söyleyeceğim, öyle mi" sordu.

"hm, hm" nobara son olarak konuştuğunda, telefon yüksek ihtimalle sahibindeydi şu an.

"uhm, şey, neyse fushiguro, benim kapatmam gerek,"

"umarım aranız düzelir, görüşürüz"

megumi, bir şey demeden telefonu kapattı.

"sukuna'yı seviyormuşum"

cidden seviyor muydum?

-ayrhee

it's me, your idiot ♤ fushisuku ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin