[2]

4.3K 319 380
                                    

"megumi"

"oi, kime diyorum"

ağırlaşmış kafasını tutarak diklendiğinde ilk olarak etrafına bakındı megumi, bir süre kestirmeye karar vermişti fakat arkadaşı yuuji, bir türlü rahat vermiyordu.

"hm, ne var" diye homurdandı megumi, rahatsız olduğunu belli ediyordu ses tonu.

"sıkıldım, bir şeyler yapalım" avucunu çenesine yasladı dik pembe saçları olan. iş yerinde yapabilecekleri fazla bir şey yoktu, müşterinin gelmiyor oluşu ilgilenecek bir şey olmadığı anlamına geliyordu.

yorgun ve bunalmış bir durumdaydılar.

"ne yapacağız" ardından ekledi. "şu an yapmak istediğim tek şey eve gidip güzel bir uyku çekmek"

itadori sıkıntılı bir nefes verdiğinde, mekanın kapısı gıcırdadı. içeriye kahverengi, küt saçlı bir kız girdiğinde yüzüne canlılık geldi pembelinin.

"nobara, seni gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim doğrusu" nobara elindeki poşetleri rastgele bir masaya bıraktı ve yuuji ile megumi ikilisine doğru yaklaştı.

"çok komiksin, tanrı aşkına" gözlerini devirdi küt saçlı. giydiği kot şort ve sarı tişört içinde oldukça şirin bir görünüme sahipti doğrusu.

onu tanıyorsanız düşünceniz değişebilirdi tabi.

"neler aldın" yuuji ayaklanıp masanın üzerindeki poşetleri karıştırırken, nobara yuuji'nin yerine oturdu.

"bir kaç atıştırmalık aldım, açlıktan ölecek gibi duruyorsunuz" az sonra sesini biraz yükseltti fakat daha çok endişeli bir tondaydı sesi. "kendinizi aç bırakmayın, sonra sizi doyurmak zorunda kalıyorum"

megumi histerik gülüşünü ortaya bıraktığında yuuji'nin ona uzatmakta olduğu sandviçe uzandı ve bir ısırık aldı.

"dükkanı ne zaman kapatacaksınız" ters oturduğu sandalyenin sırt kısmına çenesini yasladı nobara.

"bir saatten fazla var, niye sordun" ağzındaki lokmayı çiğnemeye devam ederken yanıtladı yuuji. "yoruldunuz biliyorum, fakat biraz gezmek size iyi gelebilir diye düşünüyorum" nobara yarım gülümsedi.

"bilemiyorum doğrusu, yoruldum fakat aynı zamanda da sıkıldım, biraz kafa dağıtmak fena olmaz diye düşünüyorum, ne dersin megumi" dirseğiyle megumi'yi dürttü yuuji.

"ben eve gideceğim" diye yanıtladı mavi kürelerini yere çevirirken.

"hadi ama"

"hem sukuna ile de tanışma fırsatın olur"

megumi'nin kaşlarının arası kırıştı. "sukuna" dedi sorguya çekerek. "o kim itadori"

yuuji elini ensesine attı kaşımak üzere. "tanışacağınız zaman görürsün kim olduğunu" gülerek yanıtladı.

"oi, burada değilmişim gibi davranmayı kesin" nobara mırıldandı. megumi elindeki sandviçten son bir ısırık aldı, çiğnedi ve yuttu.

"pekala, size söz geçiremeyeceğim anlaşılan"

ekledi. "dükkanı erken kapatabiliriz belki"

nobara neşeli bir çığlık attığında yukarı sıçradı. "yaşasın, hadi çabuk, çabuk"

arkadaşları ile kafa dağıtmayalı uzun zaman olduğunu söylüyordu bu neşeli sesler.

megumi, küçük mekanın kapısını kilitleyip anahtarı cebine attı ve diğer iki arkadaşı ile yürümeye başladılar.

"sukuna'nın kim olduğunu biliyor musun, nobara" diye sordu yanına yaklaşırken.

önlerinde yürümekte olan yuuji'ye çaktırmadan fısıldaştılar. "doğrusunu istersen kim olduğunu bilmiyorum, arkadaşı falandır"

kafasını salladığında dik saçları hareket etti mavilinin. "giderken eve uğrayacağız, ondan sonra isterseniz dışarı çıkarız"

"isterseniz de evde vakit geçiririz" seçeneği arkadaşlarına bıraktı pembeli, nobara öne doğru atıldı yürümeye devam ederken.

"oh bir saniye, hava bozacak gibi duruyor"

"eve gitsek daha iyi olur"

"nobara haklı, bu yorgunluğun üzerine bir de ıslanmak isteyeceğim son şey" küt saçlı kızı onayladı.

"öyleyse buraya giriyoruz" yönünü beyaz bir evden yana değiştirdi yuuji. küçük, tek katlı, kendine ait bahçesi olan sevimli bir evdi.

elinde tuttuğu anahtarı ittirip çevirdiğinde, alçak bir sesle kapıyı ittirdi.

"ben geldim" dedi yüksek sesle uzatarak.

ses gelmeyince bozuntuya vermeden içeri adımladı ve arkadaşlarını içeri buyur ettikten sonra kapıyı kapadı.

"oi, sukuna" diye sitem etti.

"yuuji" dedi nobara. "tanıştıracağın biri olduğuna eminsin değil mi"

"kafan karışmıştır belki, biliyorsun bazen-" yuuji'nin arkasında beliren kişi ile cümlesini tamamlayamadı kız.

"hm, arkadaşlarını getirirken kimden izin aldın" yuuji'nin gözleri nobara'dan önüne kaymış ve kendisine benzer yüz hatlarıyla buluşmuştu.

nobara çığlık attı. "hadi oradan, ikizin mi vardı"

megumi'de yuuji'nin bir ikizi olduğunu tahmin etmemişti doğrusu, şaşırmıştı.

"oi sukuna, bu ev bir tek senin değil, istediğim kişiyi getiririm"

"seninle tanıştıracaktım, belki asosyal ergen gibi evde oturmak yerine biraz sosyalleşirsin" dedi alay ederek.

sukuna onu dinlemiyordu bile, üzerindeki bir kaç beden büyük eşofmanın üzerinden beyaz tenini kaşıdı yavaşca.

tıpatıp yuuji'ye benziyordu, tek farkı yüzündeki ve vücudunun diğer bölgelerindeki siyah dövmelerdi.

ve yüzünden hiç silinmeyen garip gülümsemesi.

"dostum, ikizin tam bir baş belası gibi görünüyor" diye mızmızlandı nobara. yuuji sıkıntılı bir şekilde onayladı kızı, sukuna'ya alışmıştı fakat yabancı insanların yanında da böyle olması canını sıkıyordu doğrusu.

salona geçtiklerinde, dövmeli ikiz, uzun koltukta kıvrılmıştı. "tanışmayacak mısın onlarla"

kafasına kadar çektiği yorganın altından seslendi. "ben sukuna, lanet yuuji'nin ikiziyim"

üçlü rastgele koltuklara oturdu ve karşılarında ki enkazdan farkı olmayan sukuna'ya baktılar.

"ben nobara"

"yuuji'nin böyle bir kardeşi olduğunu tahmin etmemiştim"

megumi oturuyor ve hiçbir şey demeden sessizce sukuna'yı izliyordu. ne kadar da umursamaz diye iç geçirdi.

sukuna ile göz göze geldiğinde sukuna gülümsemiş ve göz kırpmıştı yorganın altından.

yaptığı bu şeye bir anlam veremeyen megumi gözlerini başka bir yöne çevirdi.

cdleri karıştıran yuuji elini havaya kaldırdı. "oi buldum" diye bağırdı.

"bu filmi izleyelim"

"gerçi nobara korkabilir ama" diye alay etti güldüğü sırada.

"ne alaka"

"ben çok eskiden korkuyordum, eskiden" kollarını göğsünde birleştirdi.

"bir kaç ay öncesine kadar öyleydi" diyerek güldü megumi.

üzerinde bir çift göz hissettiğinde yatarak ona bakan sukuna ile tekrar göz göze geldi, sorunu neydi bu adamın?

"neye bakıyorsun, sukuna" diye sordu mavili, nobara ve itadori ikilisi tartıştığı sırada.

"yuuji'nin böyle tatlı bir arkadaşı olduğunu bilmiyordum"

-ayrhee

it's me, your idiot ♤ fushisuku ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin