"Seni takip etmeye devam ediyorlar."
Sinirle söylendim.
"Bana neden yardım ediyorsun, Matatabi. Sen, benim kötü ruh halinde olmamdan hoşlanırsın."
"Zevkimden değil, gerizekalı. Sen yakalanırsan, benim işim de biter."
"Ağzını toplasan iyi olur. Sana yaptıklarımı tekrar uygulamak istemem."
Matatabi, kafesinde sinirle yerine otururken sırıtmam daha da genişledi.
Etrafımdaki az sayıda insan, büyük ihtimalle beni kör zannettiklerinden bana yol verirken kendimi toparladım. Her zaman meyve-sebze aldığım küçük dükkanın önünde durdum.
Dükkanını yeni açan yaşlı teyze bana gülümsedi.
"Hoşgeldin kızım."
Oturduğu sandalyeden kalkıp bana elini uzattı.
"Gel, otur şöyle."
Hep buradan alışveriş yaptığım için işletenleri de tanıyordum. Beni kör zannettikleri için hep bana yer verirler, sonrasında ihtiyacım olanları sorar, onları hazırlarlardı. Bu da benim işime geliyordu.
Elimi tutmasına ve beni nazikçe sandalyeye oturtmasına izin verdim. Ardından, bana istediklerimi sordu. Elimdeki paraya dayanarak istediklerimi söylediğimde kafasını salladı ve içeriden poşet almaya gitti.
"Nine, sabahın bu saatinde müşteri mi geldi?"
Tiz bir çocuğun bağırmasıyla irkildim. Çocuklardan nefret ederdim.
"Minoru, sabah sabah sana bağırmak hiç yakışıyor mu? Burası bir dükkan, açıldığı andan itibaren müşteri kabul edebilir."
Minoru denen çocuk özür dilerken kadının bir an önce istediklerimi hazırlamasını ve buradan defolup gitmeyi diledim.
Çocuğun ayak seslerinden yanıma yaklaştığını hissettiğimde yerimde zor duruyordum.
"Senin gözlerinde neden siyah bir kumaş var?"
Tam sertçe cevap verecekken yaşlı kadın imdadıma yetişti.
"Minoru, ablanın gözlerinde sorun var. O yüzden onu takıyor."
Çocuk cevaptan tatmin olmadığı için yanıma daha çok yaklaştı.
"Gözlerin görmüyorsa bir kereliğine bakabilir miyim? Daha önce kör olmuş bir gözün nasıl olduğunu hiç görmemiştim."
Başımı olumsuz anlamda salladım. Diyaloğa girmeme bile değmezdi.
"Minoru, müşteriyi rahat bırakır mısın?"
Çocuk ayaklarını sertçe yere vurdu.
"Nine! Merak ediyorum ama! Sende hiçbir şey yapmama izin vermiyorsun!"
Bağırışı yüzünden yüzümü ekşittim.
"İçeri gir hadi, Minoru."
Çocuğun uzaklaştığını hissederken bir anlığına rahatladım. Sonrasında, adımları tekrar bana doğru dönüp hızlandı.
"Artık senin istediğini yapmayacağım, nine."
Siyah kumaşın hızlıca gözlerimden çekildiğini hissettim. Aniden olan olayın şaşkınlığına kapılmak üzereyken pelerinimin siyah başlığını hızlıca kafama geçirip başımı eğdim.
Oldukça sinirlenmiştim ama yapacağım en ufak hareket dikkatleri üzerime çekerek insanların meraklanmasına sebep olmaktı ve bunu hiç istemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
True Identity🩸/ Uchiha ⚔️ Hyuuga [TAMAMLANDI]
FanfictionBen bu dünyada var olmaması gereken biriydim. Yapılan en büyük hata, yasaklanan en büyük yanlıştım. Yaşayan bir kinjutsuydum. Buna rağmen dışlanmış dünyada bilmediğim bir şekilde hayattaydım. Kimine göre canavar, kimine göre lanetliydim. Bildiğim t...