1- Hey yeni kız!

9.1K 258 20
                                    


Gözlerim perdenin hafif aralık kısmından yansıyan ayın görüntüsünü seyre dalmışken içimde ıslak gözlerimi kırpma isteği uyanmıştı. Gözlerimi kırpmamla beraber akmayı bekleyen yaşlar yavaş yavaş yanaklarıma süzüldüğünde yanaklarımı gıdıklayan minik damlaları elimin tersiyle silip güzüme yalandan bir tebessüm yerleştirdim. cesaretlenmek istercesine yattığım yatakta dikleştiğimde her gece olduğu gibi kendi kendime sohbete daldım.

"Yapabilirim, hem ne kadar zor olabilir ki arkadaş edinmek? sınıfa gireceğim hafifçe gülümseyerek kendimi tanıtacağım, eminim fazlasıyla çok arkadaş edinirim."

Söylediğim yalanlara ben dahi inanmazken yeni yeni gardını çeken yaşlar tekrar akmaya başladığında kalktığım yere uzanıp bu sefer akmalarına izin vermiştim.

***

"Ahh Buse sen hâlâ uyanmadın mı?"
Annemin bağırışmalarıyla gözlerimi araladığımda neden bu kadar sinirlendiğini anlamak için bakışlarımı ona çevirdim. Soru sormak için araladığım dudaklarımdan sadece "ha?" sesi çıktığında annemin ellerini bileklerimde hissetmiş ve yatağımdan çekildiğimin farkında varmıştım. Gözlerim karşımdaki kadının aceleciliğini hâlâ anlamlandıramamış komodinin üzerindeki saate takılmıştı. "Eyvah! geç kaldım."
alelacele annemin yatağa fırlattığı kıyafetleri üzerime geçirirken bir yandan da gözlerimi saatten ayırmıyordum. hızlı olursam yetişebilirdim.
"Eyvah geç kaldın ya, akşam yatmayı bilmez sabah kalkmayı."
Annemin azarını kulak ardı edip çantamı koluma taktıktan sonra banyoya koştum.
"Kahvaltı hazır bir şeyler yemeden çıkma sakın, bak hiç dinliyor mu beni."

"Üzgünüm güzel anneciğim bu yıl hayatımı düzeltmem için tek bir şansım var ve onu da seninle tartışarak kaybedemem"

Kendimle olan konuşmamı tamamladıktan sonra aşağı inip masanın üzerinde duran tostlardan bir tanesini kaptıktan sonra ağzıma atıp ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Şu an koşsam dahi yetişemezdim ve ben ilk günden geç kalmak istemiyordum, hemde hayatımı düzeltmeye bu kadar yakınken. Sıkıntıyla iç geçirirken duvarın kenarında gözüme ilişen bisiklete doğru adımladım. Bizim sitenin çocuklarından birine ait olsa gerek kilit takmadan bırakıp gitmişti.

"Başarıya giden yolda her şey mübahtır, söz geri getireceğim gün içinde."

Şu an okulda olma ihtimaline karşın yine de vicdanımı rahatlatmak için kendisi karşımdaymış gibi bir şeyler mırıldanıp bisiklete atladım. Pedalları gücümün yettiği hızla çevirdikçe okulun evime pekte uzak olmayışına sevinmiştim. birkaç dakika pedal çevirmemin ardından okul görüş alanıma girdiğinde telefonumun saatine baktım. Dersin başlamasına beş altı dakika kadar oluşunu farketmemle yüzüme zafer gülücüklerimi yerleştirip dinlenmek adına hızımı biraz daha azaltıp yoluma devam ettim. okulun kapısının önüne geldiğimde bisiklet yerlerine bisikleti yerleştirirken aklıma gelen şeyle irkilerek kendime geldim. "Siktir." İşte şu an sıçmıştım. burası pek tekin olmayan bir sokaktı ve benim yanımda bisikleti kilitleyecek bir kilit yoktu. Ne yapacağımı düşünürken çalan zille bisikleti Allaha emanet oraya bırakıp okula adımladım.

...

Sınıf kapısının girişinde öğretmenin içeri gelmem için bana seslenmesini bekliyordum. ağzıma gelen metal tadıyla heyecandan dudaklarımı kemirdiğimi yeni fark edip pantolonumun cebindeki peçete paketinden peçete alarak kanayan yere bastırdım. Tam o sırada hocanın adımı seslenmesiyle elimdeki peçeteyi yanımda duran çöp kutusuna atıp sınıfa girdim.

"Sakin ol Buse yürümeyi biliyorsun, sakin ol yürümeyi biliyorsun, saki-SAKİN OLAMAM YÜRÜMEYİ BİLMİYORUM."

Adımlarım birbirine karışırken düşmemek adına yavaşlayıp sınıfa girdiğim andan bu yana kaldırmadığım başımı ayaklarıma indirerek adımlarımı düzene soktum. Görüş alanıma bir çift ayak daha girdiğinde kafamı kaldırıp ayakların sahibine bakmadan yüzümü sınıfa çevirdim. Bakışlarımı tek bir kişi üzerinde sabitlersem daha rahat olacağımı düşündüğümde gözlerimi sınıftaki öğrencilerin üzerinde gezdirip en arka sırada oturan ve başını sıraya gömmüş olan bir kıza sabitledim. "Öncelikle sınıfımıza hoş geldin Buseciğim, seni daha iyi tanıyabilmemiz için kendini kısaca bize anlatır mısın?"

"anlatamam"

şu an her ne kadar bunu haykırmak istesemde bu düşüncemi bir kenara bırakıp yalandan öksürerek söze girdim. "Ben Buse" sınıf sessizliğe büründüğünde gözlerimi odakladığım ve geldiğimden bu yana kafasını sıradan kaldırmamış olan kız dahi gözlerimin içine bakıyordu. Bir anda tüm gözler üzerime sabitlenmişken derince bir nefes çekip kendimi daha fazlası için zorladım. "Babamın işi nedeniyle buraya taşındık, umarım iyi anlaşırız." Çok güzeldi, çok güzel bir şekilde halletmiştim. Şu an kendimle o kadar gurur duyuyordum ki okula adım attığımdan bu yana üzerime çullanan stres bedenimi terk etmiş gibiydi. Hoca gülümseyip en arka sırada oturan konuşma boyunca gözlerimi diktiğim kızın yanına oturmamı söylediğinde bu sefer gözlerimi o hariç her yerde gezdirmiştim. Yürürken gözlerim ona kaydığında hâlâ bana baktığını fark edip tekrar gözlerimi çevirmiştim. Masasının dibine gelene kadar gözlerini üzerimden çekmeyen kız sıra bana yer vermeye geldiğinde kafasını tekrar sıraya gönmüştü. Bu "yanımda birisini istemiyorum git başka bir yere otur." demek olsa da şu an buraya oturmaktan başka çarem yoktu. Ona seslenmek yerine arkasından dolaşıp yanına oturdum.

***

İlk dersi güzelce atlattıktan sonra arkadaş edinmeye bir yerden başlamam gerektiğini fark edip yüzüme kocaman gülümsememi takınarak yanımdaki kıza döndüm. Kafası hâlâ sıraya gömülmüşken ilk onunla tanışmak istemediğime kanaat getirip gözümü sınıftaki diğer kızlara çevirdim. Hepsi birer grup oluşturup kendi aralarında konuşuyorken istemsizce yüzümdeki gülüşüm silinmiş, omuzlarım düşmüştü. Hayır vazgeçmeyecektim bu sefer olmazdı, hemde zafere bu kadar yakınken. Yüzüme büyük gülümsememi tekrar yerleştirdiğimde elimi tanışmak maksadıyla havaya kaldırarak yanımdaki kıza tekrar döndüm.
Ne zaman geldiklerini anlamadığım kız grubunun bu kızında başına toplandığını görünce şaşırmıştım. Elim hâlâ havadayken yanımdaki kız başını sıradan kaldırmış ve karşımızda duran kızlara bir şeyler söylüyordu. Karşımdaki kızların bakışları bir anda bana döndüğünde hafifçe yutkunup elimi indirdim. "Kanka bir şey söylecekti galiba sana." Karşımdaki kızlardan birisi gözlerini yanımda oturan kıza çevirdiğinde yanımdaki kız bana dönmüş ve bütün bakışlar tekrar üzerime çevrilmişti. "Bir şey mi oldu?" Sesi gereğinden sert çıkan kıza karşın tekrar yutkunduğumda ağzımı açıp tek kelime edememiştim. "Sana diyorum." Sesi yine aynı sertlikteyken gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Gözümden birkaç damla aktığını hissedince oturduğum yerden kalkarak kızların arasından hızlıca geçip kızlar tuvaletine koştum. Boş bulduğum ilk kabine girdikten sonra klozet kapağının üzerine oturup tutmaya çalıştığım yaşları serbest bırakmıştım.

Bir süre sonra kendime geldiğimi hissettiğimde erkenden sınıfa girmemek ve tekrar sorulara maruz kalmamak için zilin çalmasını beklemiş tuvalette biraz daha oyalanmıştım. (Fesatim mk, neyse drama devam) Hocanın sınıfa girdiğine emin olduktan sonra peşinden bende adımlayıp sırama geçmiştim. Yanımdaki kızın soru soracakmışçasına üzerimde gezinen bakışları fark ettiğimde onu taklit edip kafamı sıraya gömdüm.

***

Ders bitiş zilinin çalmasıyla yanımdaki kıza bana bir şey sorma fırsatı vermeden çantamı sırtıma takıp koşar adım sınıfın kapısına varmıştım. "Hey yeni kız!" Arkamdan bağırmasıyla gözlerim ona kaymış şu an yapabileceğim en iyi şeyin onu duymamazlıktan gelmek olduğunu düşünüp sınıftan çıkmıştım. Giriş kapısının önüne tutunup biraz soluklanırken gözlerim gördüğüm şeyle istemsizce kocaman açılıvermişti. Omzuma dokunan elle dikildiğim yerde istemsizce sıçramıştım. "Siktir." Korkudan ağzımdan kaçan küfürle ellerimle dudaklarlarımı kapamıştım. "Siktireyim mi? Ama daha yeni gelmiştim." Kulağıma dolan kıkırtı sesin sahibinin kim olduğunu hatırlamama yardımcı olmuştu.

"Asıl şimdi sıçtın."

If I Really Love u  | gxg |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin