Buse: DenizTerbiyesiz: Efendim
Buse: Nasılsın?
Terbiyesiz: İyiyim
Buse: Saol bende iyiyim
✔️✔️Buse: Bir sorun mu var?
Terbiyesiz: Hayır
Ne gibi bir sorun olabilir ki?Buse: Bilmem
Bir ihtimal benimle konuşmak istemiyor olabilir misin?Terbiyesiz: Hayır
Aksine bunu çok fazla istiyorum
✔️✔️Kalbim yine git dudaklarına yapış şarkılarını mırıldanırken Şebnem'e döndüm. "LAN NE DİYECEĞİM BEN ŞİMDİ?!" "YANINDAYIM BEN NE DİYE BAĞIRIYORSUN?!" "NE BİLEYİM BEN, SEN NEDEN BAĞIRIYORSUN?!" "BEN NE BİLEYİM!!" Biz daha sakince ne yazacağımızı dahi konuşamamışken ikinci bildirim sesiyle aynı anda başımızı ekrana gömdük.
Terbiyesiz: Bu gece benimle kalsana
Buse: (yazıyor...)
Terbiyesiz: İzin işini ben hallederim
"Tabii sevdirdi kendisini teyzeme, kafası rahat." Kulaklarıma varan gülücüklerimle ne dediğini dahi anlayamadığım kıza dönmüştüm. "Ha, evet aynen." "Ohooo kime ne anlatıyorum ki ben..."
Buse: Tamam o zaman
Şebnem'e anlatmak için döndüğüm sırada beni koca bir boşluğun karşılamasını beklemiyordum.
"Vay hınzır, bulaşıkları bana kitleyip kaçtı yine"
2021 için ışınlanma teknolojisi fazla üst bir düşünce değil miydi, bu kız bunu nasıl her seferine başarabiliyordu ki? Tam azar için Şebnem'i arayacağım sırada bildirim paneline düşen mesajla onu azarlamayı yüz yüze görüşmemize bırakmıştım.
Terbiyesiz: Ama önce annenin numarasını atman lazım
"Ah doğru ya..."
***
Kapıdan çıkıp Deniz'in evine doğru yürürken omzuma uzanan tanıdık elin yönümü değiştirmesine izin vermiştim. Yanımdaki kişinin kim olduğuna bakma ihtiyacı dahi duymazken gülümseyerek yürümeye devam ettim. "Nereye gidiyoruz?" Avucunu omzuma koyup beni biraz daha kendine çekmişti. "Bilmem, sahile geçer içeriz olmaz mı?"
"İçeriz mi?"
Aman aman hayır en son içtiğinde hiç hoş şeyler yaşamamıştık (he gulum salla)
bu riski göze alamazdım. "İçmesek?" Tavırlarından olmasada mimiklerinden bozulduğunu az çok anlamıştım. "Neden, Selen'le içmek benimle içmekten daha mu çekici?""Ne alaka lan?"
"Hayır, nerden çıktı şimdi bu?" "Bir yerden çıkmadı, itiraz etmeni istemiyorum." (Ay gotum)
Her ne kadar emrivakilerden hoşlanmasam da sanırım bugünlük alttan alabilirdim. Sessizliğimden kabul ettiğimi anlamış olacak ki geçen tek başıma girdiğim markete bu sefer el ele girmiştik. Bir şeyler alıp oradan ayrıldığımızda geçen Selen'le beraber takıldığımız banka geçtik. O gün yanıma gelmeyişi aklıma geldikçe daha da sinirleniyor, onun her dediğine hemencecik inanmamı kendime yediremiyordum. Aklıma gelen düşüncelerimin hırsıyla ellerimizi ayırmış banka yaslanmıştım. Elindeki şişeyi bana uzatırken belki de her şeyi altüst edip değiştirecek olan konuşmamızın başlangıcını yapmıştı. "Selen'den uzak dur." Bu emrivaki tavırlarını asla hoşnut karşılayamıyordum. Benim sormama bırakmadan nedenini açıklamıştı. "Araştırdım onu, pek tekin bir kız değilmiş. Üzülmeni istemiyorum." Selen'i şu 1.5 hafta içinde tanıdığım kadarıyla Deniz'in kullandığı tabirlerle hiç uyuşmayan birisiydi. "Tekin değilmiş derken?" "Normal birisi değilmiş işte." Konuşmaların sonu umarım düşündüğüm yere gitmezdi çünkü eğer gidecekse kalbini kırmaktan asla çekinmezdim. "Normal değilmişten kastın ne Deniz, açık ol." "Bizim gibi değilmiş işte." Ellerim istemsizce saçlarıma giderken parmaklarımı sabır isteyerek saçlarımın arasından geçirdim ve tekrar Deniz'e döndüm. "Açık konuş." Pekala artık kesinlikle emindim ki konuşma düşündüğüm yere varacaktı. Her ne kadar içimden oraya varmaması için dua etsemde karşımdaki kız durup dururken beni öptükten sonra homofobilik yapabiliyordu. "Kızlardan hoşlanıyormuş." Konuşmamın başından bu yana beklediğim cümleyi sonunda işitmiştim. Pekala daha fazla sakin kalabileceğimi düşünmüyordum. "Ne yani, iki insanın birbirini sevmesinin nesi garibine kaçtı anlayamıyorum?" Ben kabardığımda o da dediğim şeyi beklemiyor olacak bir süreliğine sessiz kalmıştı. O da bir anda kabardığında böyle bir şey yapacağını bende beklemiyordum. "Bana burda o iğrenç şeyi savunmayacaksın değil mi?""İğrenç şey?"
"Deniz sen iğrenç dediğin şeyin ne olduğunun farkında mısın?!" Sesim istemsizce yükseldiğinde daha fazla burda durmak istememiştim. Oturduğum banktan kalkınca dediği şeyle Deniz'e döndüm. "Neymiş iğrendiğim şey?" Bu kız gerçekten asla tahmin edilemeyen birisiydi. Ciddi ciddi bunu sorabiliyor muydu? "Sevgiyi" Sesim içimde kırılan şeyleri saklamaktan bir haber fazlasıyla belli ediyordu. Deniz'in gözlerinde o aşağılayıcı ifadeyi gördükten sonra burda durmamam gerektiğini anlamıştım. "Sevgi bu değil Buse, böyle sevgi olmaz." Sen çok biliyorsun ya nasıl sevilir." Pekala küçümsemek asla yaptığım bir şey değildi ama şu an onun yaptığının yanında benim dediğim hiçbir şeydi. Gerçekten artık daha fazla bir şey duymak istemiyordum. "Sevginin böyle bir şey olmadığını iyi biliyorum." Kendini beğenmiş tavırlarıyla uyumsuz kaçamak cümleler kurduğunda artık onu anlamaya çalışmak dahi istemiyordum. "Deniz sen beni ö- neyse ne gerçekten." Bazı gerçekleri ortaya dökerek olayı daha da çıkmaza sürüklemek istemiyordum. Şu an yapmam gereken tek şey burdan hızlıca uzaklaşmaktı.
***
Sonunda haftanın sonuna gelmiştik. Şu bir hafta boyunca Deniz'le bu konu hakkında muhatap olmaktan kaçınmış, başarılı olamadığım durumlarda da birkaç tartışma sonrasında o da benimle bu konuyu konuşmaktan vazgeçmişti. Anlayamıyordum Deniz bu kadar homofobik olmasına rağmen Ayşe Zeynep'le nasıl bu kadar yakın olabiliyordu anlayamıyordum. Acaba onun yönelimini bilmiyor muydu? Bunu çıkışta sormayı aklıma kazımış ve tekrar önümdeki teste odaklanmaya çalışmıştım. Uzun paragraflar iyice canımı sıkarken odaklanmamı engelleyen tek şey aklımdakiler değildi. Deniz başını masaya koymuş pür dikkat beni izliyordu. Her ne kadar görmemiş gibi yapmaya çalışsam da 6. hissim sana bakan birisi var diye alarm veriyor, görmezden gelme planımı sürekli suya düşürüyordu. "Ne var Deniz?" Gözlerim ona dönerken sakin çıkmasına özen gösterdiğim sesim benden bağımsız şiddetlenmişti. "Çok güzelsin"
"Git dudaklarına yapış
Git dudaklarına yapış
Git dudaklarına ya- hayır orospuçocuğu sus artık"Yanaklarımın kızardığını hissetsemde şu an bunun sırası asla değildi. Sessiz kalıp tekrar önüme döndüğümde bu sefer ellerini koluma geçirmişti. "Hadii barışalım artık." Deniz'in bu tavırlarına inanmıyordum artık. Benim lezbiyen olduğumu, hatta ondan hoşlandığımı öğrense tek kalemde silerdi ve ben ona kendimi daha fazla bağlayacak kadar salak değildim. (He ayn yavrum)
"Testine dön." Omuzları düştüğünde başarılı olduğumu fark ederek derin bir oh çekmiştim çünkü bu hareketlerine daha fazla karşılıksız duramaz ve dediği şeyleri göz ardı ederek yumuşayabilirdim.***
Zil çaldığında Ayşe Zeynep'e olanları anlatmak için koşar adım okuldan çıkmıştım. Şebnem'de benimle beraber sorgusuz sualsiz koşmaya başladığında doğru kişiyle arkadaşlık ilişkilerimi güçlendirdiğimi anlamıştım. Sonunda Ayşe Zeynep'e yetişmişken arkasından seslenip durmasını sağladım. Şu an anlatacaklarımı onunla beraber Şebnem'de ilk kez duyacaktı. Önceden söylemeyip Deniz'i Şebnem'in elinde kalmaktan kurtarmıştım. Dar görüşlü insanlara assla tahammül edemiyordu ve ben bunu fazlasıyla öğrenmiştim. "Bir sorun mu var?" Ayşe Zeynep'i endişelendirdiğimi fark edip biraz soluklandım. "Hayır hayı- aslında var..." daha da endişelendiğini hissettiğimde onun sormasına bırakmadan konuya girmiştim. "Deniz..." "Kötü bir şey mi oldu Deniz'e!" "Hayır öyle bir şey değil bu, Deniz homofobikmiş." Ayşe Zeynep rahat bir nefes verdiğinde bu rahatlığına şaşırmadan edememiştim. "Korkuttun beni, bir şey oldu sandım."
"Ee zaten olmuştu?"
Sorgular bakışlarımı üzerine diktiğimde dediği şeyle neden öyle dediğini anlamıştım. "Biliyorum." "Ama nas-" nasıl onunla yakın olduğunu soracakken beni susturup cümlesine devam etmişti. "Ona söylemedim" benimle beraber Şebnem'in de gözleri açılmıştı. Ben ağzımı açmadan bu sefer Şebnem söze atıldı. "SEN DE Mİ LEZBİYEÖĞM-" boşta kalan elini de Şebnem'in dudaklarına kapatırken Şebnem'in dediği ikimize de aynı anda dank etmişti. "Sen de mi derken?!"
"Sen de mi derken, yaktın bitirdin bizi Şebnem..."
_______________________________
Dam dam dam dam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
If I Really Love u | gxg |
Teen FictionDemek ki seninle muhattap olmak, o iğrenç sesini duymak, aptal şakalarına maruz kalmak istemiyorum? Uzak dursana benden? Madem senden kaçtığımı anladın siktir olup gitsene! Hayır Gece, gitme Burası soğuk..