9 • watch me now

1.2K 108 60
                                    

the phantoms/watch me

"go on and crown me king, i'm the best of the best.
just one look, you're gonna be obsessed."

Dakikalar süren hazırlığın ardından plajın en başında toplanmış kalabalığın arasında dikilen Min Yoongi'nin alaylı bakışları üzerimdeydi. Etrafına sarılmış adamlarından tanıdık yüzler seçebiliyordum, uzun zaman sonra ilk defa karşılaşmış olsak da, her zaman yalnız gelmeyi seçtiğinden bugünkü kalabalıkla içten içe sorguluyordum. Hükmünü sürdüğü çete, bir başkasının bölgesinde bu şekilde bulunmaya razı gelebiliyorsa onlar için ortalığı karıştırmanın isyanı olabilirdi, nasıl olsa kıçlarını rahatlıkla tekmeleyeceğim adamların adımla tezahürat yapması için buraya getirdiğini sanmıyordum. Neyse ki umurumda değildi, bir an önce olsun bitsin kafasındaydım.

İç geçirdiğimde üzerimdeki tüm bakışların gerginliğini nefesimle birlikte atmaya çalıştım. Beni her zaman en iyi tanıysa kişi olduğunu iddia eden bir adam tarafından meydan okumaya karşılık verecektim. Endişeli değildim, küçük yaştayken bile en zor arazi yarışında özgürlük adına ona karşı koyarken kendime dair tek bir şeyden fazlasını öğretmemişti bana; hırs yaptığımda karşımdaki kim olursa olsun alt etmenin her halükarda bir yolunu bulurdum. Şehre dönüşü ani bir şekilde gerçekleşmişti, gizli tuttuğumuz yarışlara ne zaman isterse erişebiliyordu, kulağına haberlerim gidebiliyordu, kimler tarafından meydan okumaya çağırıldığımı, motor mu yoksa araba mı kullandığımı bilebiliyordu. Başlarda eli uzun olduğunu düşünerek üzerine kafa yormamıştım, beni yanına aldığı ilk günden beri bunlarla uğraşmak Hoseok'un problemiydi. Aramızda köstebek varsa, Min Yoongi'nin bizi kullanarak kendi işlerini hallettiğini düşünüyorsa tüm sorumluluk Hoseok ve Taehyung'a aitti. Benim tek odaklanmam gereken Min Yoongi'yi tekrar ezip geçmek, sona ulaşana dek sınırlarımı zorlamaktı. Başka bir şey düşünmemeliydim.

"Nasıl gidiyor Tiago?" Burun direklerimi sızlatan tütününün kokusu yoğundu, yüzümü buruşturmadan edemedim. "Görmeyeli daha da ün kazandığını duydum."

"Bana bir daha Tiago ismini kullanmamamı, yoksa bulduğun yerde beni kurşunlayacağını söylemiştin," Omzumun üzerinden ona döndüm. "Şimdi sen böyle seslenince... buna hazır gibi gözükmüyorsun."

Min Yoongi sırıttı. Sağ gözünden yanağına dek inen yara izine bakmaktan kendimi alamamıştım, ben hariç kimse asla ona karşı bu şekilde konuşmaya cesaret edemezdi. Hatta ve hatta Hoseok bile onu karşısına almak istemezdi, herkes neler yapabileceğini biliyordu. O beni ne kadar tanıyorsa ben de onu o kadar tanıyordum, karşılık verdiği takdirde kendimi savunmaktan asla gocunmazdım.

"Eğlencelisin, bu cesaretini yarıştan sonra da sürdürebilecek misin merak ediyorum." İşaret parmağını bana doğru salladı, parmakları arasındaki izmaritini yere attı. Kalabalıktaki kadın ve erkekler bizden biri olduğunu düşünebilirdi ama hayır, Min Yoongi ya da en çok tanındığı adıyla Godzilla'nın yarışlara olan ilgisi tamamen hobiden ibaretti. Bunun arkasında yürüttüğü daha ağır işler vardı. "Anladığım kadarıyla bir koca adamın arkasına sığınıyorsun. O olmadığında nasıl olduğunu görmek isterim."

Kaşlarımı çatmama engel olamadım. "Ne demek istiyorsun?"

Motorlar getirildiğinde kumların üzerine çizgi çekildi, Min Yoongi aramızdaki çekişmeden heyecan duyduğunu gizlemeden motoruna yöneldi, kalçasını yasladı. Oldukça özenle tasarlanmış bir motora sahipti, lastikleri özel üretimdi, baştan aşağı çalıntı mallardan oluşuyordu. Bunu anlayabilirdim çünkü bunu yapan bir zamanlar bendim.

Motorla aklımı meşgul etmemeye çalıştım. Cevapsız kalması beni sinirlendirmişti. Bu şekilde kısa kesip öteleyemezdi. "Ne demek istiyorsun diye sordum!"

dirty • namkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin