• boy epic/dirtymind
Göz göze gelmek. Her şey bununla başlıyordu işte.
Aslında yalnızca her zamanki yerimde, her zamanki pozisyonda sırf bateristimizin arkadaşı istiyor diye iki gün önce söylemiş olduğumuz tüm şarkıları bir saate sığdırmış, herkes sarmaş dolaş ortalıkta dolanırken ben sıkıntıdan patlamıştım. Sırf söylemek için söylemiş bulunuyordum, rutin işlerimin yolundan sapması hiç hoşuma gitmemişti. Kızgın ve agresiftim, almam gerekenden fazla alkol almıştım, brendi ile alabileceğimin en fazlasıyla başlamıştım. Oturamıyordum, kaslarım sızlıyordu, dans etmek geliyordu içimden, dans edemediğimi bilmeme rağmen sanki durdurulamaz gibiydim. Birkaç kez uyarılmıştım ama onları küfür ederek başımdan savdığımda benimle uğraşmaktan vazgeçmişlerdi. Sadece yerimde dönüyor, mikrofonu sallıyor, klasik bir rock şarkısından disko şarkılarına kadar söylemiştim. Yalnızca cümleyi söylüyor, ardından gelen ritimle herkesin bana eşlik etmesini bekliyordum.
Sonrasında her şey çabucak gelişti. Sarhoş olmama ramak kalmıştı, ayakta durabiliyordum fakat zihnimi cinsel arzularımın yönettiği zaman dilimine girmiştik sanki. Gözlerim etrafta gezinirken aynı masada, aynı kıyafetlerle fakat tek bir farkla, kucağına oturttuğu bir kadın varken görmüştüm onu. Göz göze geldik, halatlar bende koptu, şarkıyı yarıda bırakıp kirli sözleri olan cümleler dökülmeye başladı, dudaklarımı mikrofona yaslamışken kıvırdığım vücudumla anın akışına bırakmıştım kendimi. Evet, yapmayı sevdiğim şey. Kanımda gezinen alkol, gözlerimi yumduran yumuşak his, dudaklarımın karıncalanması, parmaklarımın vücudumda sürtünen aceleciliği ve müziğin gerçeği yansıtma anı.
Onu arzuluyorum.
Kucağındaki kadının belinde ve kalçasında duran büyük elleri haftalar öncesinde benim üzerimde geziniyordu. Sırıtan yüz ifadesini en son gördüğümde boşalmama izin vermediği için sızlandığım sıradaydı. Kıpraştırdığı kirpikleriyle güzel olduğumu söylediğinde öpücükten hemen önce öyle bakıyordu, üstündeki ceketi sevişme esnasında çıkarmasına izin vermemiştim, onların üzerini kirletmiştim. Karşımdaki adam bana ait olmasa bile, benimleydi. Haftalar önce. Ertesi öğlen güneşi tepedeyken evimden çıkıp gidene ve bir daha ne karşıma çıkıp ne de beni arayana kadar. Hoş, numaram onda yoktu ama her akşam bu barda sahneye çıktığımı, nerede olduğumu biliyordu.
Fitili ateşleyen benim bardağımdaki son yudumu boğazımı yakmasına rağmen hızlıca yutup sahneye biraz ara vereceğimi söylemem ve soyunma kabinlerine gitmem olmuştu. Arkamdan beni takip eden kişiyi gayet de net biliyordum, eğer saplantılı hayranlarımdan biri değilse, mutlaka oydu. Biliyordum çünkü... biliyordum işte, gelirdi.
Aynada terlemiş suratıma bakarken siyah tişörtümü çekiştirerek vücuduma yapışmasını engellemeye, rüzgar yapmaya çalışıyordum. Saçlarım yüzüme dağılmıştı, alnıma yapışan tutamlar zerre umrumda değildi, dudaklarım soyulmaya başlamıştı, boynumda solmaya başlamış, neredeyse gözükmeyen morluklar vardı. Kapının açılma sesini duymama rağmen gözlerimi üzerimden ayırmadım, basit bir tişört ve yırtık kot pantolona rağmen bu suratla arzulanabilir olduğumu düşünüyordum. Kapı sürgüsü çekildi, küçük kabinde iki kişi olduğumuzu bilmenin verdiği heyecanla titrek bir nefes verdim.
İyice yaklaşmaya başladığında kendini kalçalarıma ve sırtıma yasladığında çenesini omzuma koydu, bir eli bileğimi sarmışken boştaki kolu karnıma sarılıyordu. Dudakları enseme değerken dokunduğu yerler karıncalanmaya başlamış, bütün vücudumu ateş sarmıştı. Aynadan görüntümüze baktığımda geniş göğsüne o kadar güzel yakıştığımı düşünmüştüm ki, kendimi geriye doğru yaslayarak başımı omzuna yasladım, elleri kumaşın üzerinden vücudumu okşuyordu. Üzerinden yayılan alkolle sigara kokusu ne kadar leş olursa olsun, tiksinmeden başımı yan çevirip izin verdiği kadar yanağına sürtündüm. Kalçalarıma yaslandığında beni baldırlarımdan tuttu, arada boşluk kalmasına tahammülü yokmuş gibi sertliğini sürtüyordu. İri dudakları dudaklarıma sürtündü, ağzındaki naneli şekeri dilinde döndürüyordu, kolumu ensesinden dolayarak yakınıma çektiğinde dudaklarına uzanıp kuvvetle öpmeye başladım. Bana izin verdi, onun üzerinde hakkım varmış gibi öpücüklerime karşılık verirken sızlanmışlarıma engel olamamıştım. Aralık dudaklarından dilimi itip şekeri aldığımda dişlerimle ezdim, öpmeyi bir kez olsun bırakmadan dudaklarını da dişledim.