Woo ve Min-Kyung birlikte eve gittikten sonra bile Woo ağzını açmamıştı. Min-Kyung endişelendi;
+Woo, neyin var? Neden konuşmuyorsun?
-...
+Woo kendine gel. Elini yüzüne yıka, seni salonda bekleyeceğim.
-Tamam
Woo, lavobaya gitti aynaya baktığında San'ın Seo ile birlikte yarı çıplak hali gözünün önüne geliyor ve gözleri doluyordu. Kendini biraz daha toparladı ve salona yürüdü. Orda raflarda duran içkilerden birini aldı ve yere oturdu.
+Bardakları getireyim
-Gerek yok
+Saçmalama, çok ağır bir içki o.
-Peki
Min-Kyung bardakları almak için mutfağa gidip döndüğünde Woo çoktan içkiyi açmış ve kafasına dikmişti. Min-Kyung koşarak elinden içkiyi aldı.
+Yapmamanı söylemiştim
-Efendim bir şey olmaz lütfen verin.
+Ne olduğunu anlat
-Anlatmayacağım, boşverin.
Woo, telefona bakmaya başladı. San ile birlikte çekildikleri resimlere baktı. "Aşkın bu kadar mıydı?, Bu kadar basit mi? Seni sevdim.. gerçekten sevdim. Bunu hak etmemiştim" diye söylenmeye başladı. Yaklaşık yarım saat sonra içki tam etkisini göstermeye başlamıştı. Woo başının dönmeye başladığını söyledi Min-Kyung ise ona ilaç getirdi.
+Çok içmişsin şu ana kadar durman bile mucize.
-Efendim ben sevilmeyecek bir insan mıyım?
+Ne? Nereden çıktı bu?
-Cevap verin lütfen
+Hayır değilsin, ben seni seviyorum
-O zaman neden o— bir dakika ne?
+...
Woo bunu söyledikten sonra içki yüzünden bayıldı. Eğitmen onu kucağına alıp yatağına götürdü. Woo'nun yüzünde kalan son gözyaşlarını elleriyle sildi ve onu izlemeye başladı.
+O senin kıymetini bilmiyor.. Seni bu hale getirmesi.. Onu neden bu kadar seviyorsun?
Min-Kyung onun yanına yatıp arkasından sarıldı ve öyle uyudular. San ise Seo evden gittikten sonra Woo'yu bir an olsun aklından çıkabilir ihtimaliyle televizyon izlemeye başladı fakat karşısına onunla birlikte izledikleri dizi çıktı. Telefonu eline aldı ve aramalara girdi.. Her ne kadar onu aramak istese de arayamadı. Ayağa kalkıp Woo'nun odasına gitti. Yatağına yatıp Woo'nun yastığına sarıldı.
+Neden bize bunu yaptın Woo? Seni seviyordum, hâlâ seviyorum.
Dedikten sonra ağlamaya başladı ve öylece uyuyakaldı.
Yaklaşık 3 hafta böyle geçti.
Min-Kyung sürekli Woo kendinde değilken onu taciz etmeye devam etti. Yine bir gün uyandığında mutfağa gitti ve birlikte kahvaltı yaptılar. Bir süredir birlikte kaldıkları için Woo onu kendisine daha yakın hissediyordu. Kahvaltıdan sonra yine şirkete gittiler. Woo ve San artık pek denk gelmemeye başlamıştı. San sadece derslere giriyor ve evine gidiyordu, çalışmak için ise geceleri yine şirkete dönüyordu çünkü Woo'yu eğitmenle gördüğünde çıldırıyordu.
O gün çalışmak için Woo'da sabahlamaya karar vermişti. 3-4 saat sonra yorgunluktan bitkin düştü ve dans odasında uyuyakaldı. Eğitmen ona su getirmek için odaya girdiğinde uyuduğunu görünce yanına gitti ve onun üzerine oturdu. Dudaklarına dokunmaya başladı. Woo uyandı ve eğitmeni üzerinde gördüğünde kendini geri çekmeye çalıştı.
-Si-Siz ne yapıyorsunuz? Kalkın üzerimden
+Sende istiyorsun.
-Ne-Neyi? Lütfen kalkın üzerimden
Woo, onu elleriyle itmeye çalışsa da olmuyordu. Birden Min-Kyung ellerini Woo'nun bedeninde aşağıya indirip;
+Bunu.
-Bırakın beni.
+Hadi ama bu zamana kadarkilerin hiçbirini hissetmemiş olamazsın.
-Ne? Bu zamana kadarkiler mi?
..
-Kimse yok mu? Yardım edin.
+Bu saatte kimse olmaz şirkette. Yalnızız.
Woo'nun travması tekrarlandı ve ağlamaya başladı.
-Lütfen, kimse yok muu?
San, çığlıkları duyunca sesin geldiği yere doğru koşmaya başladı. Bağıran kişinin camdan Woo olduğunu ve Min-Kyung'u o halde gördüğünde kanıt olması için birkaç resim çekti ve hemen odaya daldı.
+Woo..
-San..
San eğitmeni yakasından tutup ayağa kaldırdı ve yumruklamaya başladı. Bazı çalışanlar sesi duyup yanlarına geldi ve eğitmeni San'ın elinden aldılar. San arkasını döndüğünde Woo'nun kenarda ağladığını gördü, Koşarak yanına gitti.
+İyi misin? Sana bir şey yaptı mı?
Woo, kafasını kaldırdı, yaşlı gözlerle San'a bakıp.
-Seni seviyorum. Seni çok seviyorum.
+Bende seni seviyorum..
Woo'nun gözlerinden yaşlar düşerken San elleriyle sildi ve sarıldılar..