Sabah yine alarm sesiyle uyandım, elimi yüzümü yıkadım ve San'ı kontrol etmek için odasına gittim uyanık ama hâlâ yataktaydı, kafetaryaya gidip kahvaltı tabağı hazırladım, tekrar odasına çıktım ve içeri girdim;
-Günaydın
+Günaydın
-Nasılsın bakalım?
+İyiyim
-Sana kahvaltı tabağı getirdim
+Gerek yoktu. Zaten şimdi derse gitmem gerek
-Yemek istersen yersin o zaman, gidiyorum
Ne diye soğuk davranıyor ki? Yalnız kalmak istiyor madem kalsın. Yanında kalmama istemiyorken kendimi yanında tutamam. Akşama kadar derslere girdim sonrasında da akşam ki buluşma için hazırlık yaptım. 7 buçuk gibi Suho aradı ve beni almaya geldiğini söyledi. 5 dakikaya ineceğimi söyledim ve telefonu kapattım.
San o sırada camdan dışarı bakıyordu, birisinin yurdun önünde arabada beklediğini gördü, kim olduğunu ve neden geldiğini merak etmişti. 1-2 dakika sonra Woo'nun o arabaya bindiğini gördü. O da soju içmek için sahilde bir markete gitti.
Suho ve Woo'da sahile yakın bir cafede konuşuyorlardı. Suho, Woo'ya yaşattıkları için pişmanlığını anlattı, gerçekten pişmandı. En azından sadece arkadaş olup olamayacaklarını sordu, Woo'da o o kadar özür diledikten sonra hayır diyemedi ve kabul etti. Sahilde yürümeye başladılar, birbirlerinden ayrı geçen sürede neler yaptıklarını anlattılar. O sırada ilerdeki markette birinin çalışanla kavga ettiğini gördüler ve oraya gittiler. Markete vardıklarında Woo kavga eden kişinin San olduğunu gördü.
-San, iyi misin?
+Sizin arkadaşınız mı?
-Evet
+Marketi kapatacağız lütfen onu burdan götürün. Gitmemekte ısrar ediyor.
-Tamam, kusura bakmayın, iyi geceler
+Sizede
Woo, San'ı kendine getirmeye çalıştı ama çok sarhoş olduğundan bayılmıştı. Suho'nun yanına gidip;
-Onu bu halde yurda götüremem. Acaba.. bu gecelik... sende kalabilir miyiz?
+Olur da, kim bu adam?
-Bir arkadaşım, bugünlerde kötü şeyler yaşıyor..
+Tamam madem, ben arabayı alıp geliyorum
-Tamam, bekliyoruz
Bir kaç dakika sonra Suho arabayla döndü ve birlikte San'ı arabaya taşıdık. Onu arka koltuğa yatırıp ön koltuğa oturdum.
-Kusura bakma lütfen, gidebilecek başka bir yer aklıma gelmedi.
+Ne kusuru, senin arkadaşın benimde arkadaşım.
-Teşekkür ederim..
+Ne demek.
Yaklaşık yarım saat sonra Suho'nun evinin önüne gelmiştik. Asansöre binip yukarı çıktık, içeri girer girmez San'ı salon koltuklarından birine yatırdık.
-Teşekkür ederim yine, bizi evine alıp yardım ettiğin için.
+Sorun değil demiştim, keyfine bak.
-Yorucu bir gündü, bende uyuyacağım hemen, iyi geceler sana
+Sanada, ama sen nerede uyuyacaksın? İstersen benim odamda yat ben burda yatarım.
-Yok ya sen yat yatağında, benim burda yatmam daha iyi olur.
+Peki,nasıl istersen..
Suho odadan çıktı bende San'ın ayakkabılarını çıkarıp kapının önüne koydum sonrada üzerini örtüp yattım.
Suho odasına dönmüş olsa bile aklı Woo'daydı. Çünkü her ne kadar ona söylememiş olsa da hâlâ onu seviyordu ve onu salonda o sarhoş adamla bırakmak istemiyordu.
Sabah olduğunda ilk kalkan Woo olmuştu. Kahvaltıyı hazırlayıp ilk önce Suho'yu uyandırdı.
-Suhoo, kalk hadi, markete git ben buraları bilmiyorum.
+5 dakika dahaaa
-Yok 5 dakika falan hadiiii
+Off kalktım tamam
-Mutfağa dönüyorum tekrar uyuyayım deme sakın.
+Anlaşıldı.
Woo odadan çıktığı an Suho kafasına yorganı geçirip tekrar yattı. Woo, bunu yapacağını bildiği için hemen odaya girip onun üzerinden örtüyü çekti
-Artık biraz büyüsen mi sanki?
(İkiside gülüyordu)
+Tamam bak gerçekten uyandım
-İyi, üzerini değiştir markete git.
(Suho gülümsedi)
-Neye gülüyorsun?
+Aklıma bir şey geldi de ona..
-Ne geldi?
+Eskiden de böyle uyandırırdın beni.. zorla üstümden örtüyü çekerdin.
-Gevezeliği bırak da markete git
+Tamaaamm
Ben kahvaltı için malzemeleri taşırken Suho'da markete gitti. O gittikten 10 dakika sonra San uyandı.. İlk önce etrafa baktı sonra da bana..
+Burası neresi? Nasıl geldik buraya? Sen neden buradasın?
-Bir arkadaşımın evi, dün sarhoştun yurda götüremem diye buraya getirdim.
+İyi yapmışsın. Teşekkür ederim. Uyandığıma göre gideyim ben artık.
-Saçmalama, kahvaltı yapacağız daha.
+Ben dışarda yerim bişeyler
San ayağa kalkıp kapıya doğru gitti, Woo onu durdurmaya çalışsa da onu dinlemedi. Tam kapıyı açıp çıkacakken, kapı çaldı, açtı.
-Suho, geldin mi?
+Evet, de senin arkadaşın gidiyor heralde..
-Kalmasını söyledim ama dinlemedi.
+İlk önce seninle bir tanışalım, ben Suho. Woo'nun eski s—
-Eski bir arkadaşım.
+Heh? Aaa evet arkadaşı..
San bir tuhaflık olduğunu sezdi, şimdi gitse Woo ve bu adam tek başına kalırdı, buna izin veremezdi.
-Bende San, Woo'nun arkadaşı.. Masaya geçelim mi?
+Gitmiyor muydun?
-Çok acıktığımı fark ettim, hem birbirimizi daha iyi tanırız.
+Bencede kalmalısın.