Sabah Woo, San'dan önce uyanıp şirkete gitti. San'a küçük bir notla şirkete gittiğini haber vermişti. Woo şirkete vardığında eğitmen Min-Kyung ile karşılaştı;
-Günaydın efendim
+Günaydın Wooyoung, nasılsın?
-İyiyim siz?
+İyi. Dün dediğim şey için bir şey yaptın mı?
-Henüz değil.
+Hızlı olmalısın, seni düşündüğüm için söylüyorum. Bugün hallet.
-Tamam efendim.
Woo şirkete vardıktan yarım saat sonra San'da şirkete geldi. Woo'nun yanına gitti ve konuşmaya başladılar;
+Sabah neden bir şey demeden gittin?
-Bir şey konuşmamız gerek San
+Bencede, neyin var dünden beri?
-Bu yaşadıklarımız... sanırım...sadece... dürtüydü.
+Ne demeye çalışıyorsun Woo? Ne demek dürtü?
-Ayrılalım
+Ne? Çıldırdın mı? Bişey olduğu kesin ne oldu? Bana anlatabilirsin biliyorsun.
-Birşey olmadı. Sadece...bitirelim
+Woo senin hislerini bilmiyorum ama benim hislerim dürtü falan değildi, ama madem ki bitirmek istiyorsun bir şey diyemem koymuşsun kafana. İstediğin gibi olsun.
"İstediğim bu değil.. Seni delicesine seviyorum" diye haykırmak istesem de ağzımdan tek bir sözcük bile çıkmadı.. Öylece gözlerimdeki yaşlarla onun gidişini izledim.. Tanrım neden kalbim bu kadar acıyor? Ne olacak bundan sonra? Onu tamamen kaybettim.. Ama onun geleceğine zarar gelsin istemedim..
Woo, dersleri bittikten sonra yakınlardaki bir mekana gidip içmeye başladı. Saate baktığında 3'e geliyordu. Birden yanına eğitmen Min-Kyung oturdu;
-Neden buradasınız?
+Bu halde nereye gitmeyi düşündün?
-Ben.. ailemin evine giderim
+Seni böyle görmeleri pek iyi olmaz. Woo istersen seni kendi evime götüreyim. En azından bu gece kalır dinlenirsin.
-Gerek yok.
+Başka gidecek bir yerin yok zaten gel.
Min-Kyung, Woo'ya takıntılı birisiydi. San'la ayrılmasını daha çok kendisi için istemişti. Woo'nun kolunu omzuna atıp onu evine götürdü. Yatağına yatırdı ve üstündeki fazlalıkları çıkardı. Bir süre öylece Woo'nun uyuyuşunu izledi.. Daha sonra ona biraz daha yaklaştı. Elleriyle önce Woo'nun dudaklarına daha sonra boynuna dokundu, elleri boynundan aşağıya doğru indi ve Woo'nun dudaklarından öpmeye başladı.. Woo, sarhoş olup sızdığı için hiçbir şey hissetmiyordu.. Sabah uyandığında başı çok ağrıyordu. Gözlerini açtığında etrafa baktı ama nerde olduğunu anlamadı;
-Neredeyim ben?
Mutfakta olan Min-Kyung yüksek sesle;
+Benim evimdesin, merak etme.
Woo, mutfağa doğru yürümeye başladı.
-Fakat nasıl..?
+Çok sarhoştun, ailenin seni öyle görmesi iyi olmaz diye buraya getirdim.
-Çok teşekkürler efendim, kahvaltı için size yardım edeyim.
+Güzel olur.
Birlikte kahvaltı hazırlarlarken Woo'nun aklına San'la hazırladığı kahvaltılar geliyordu ve duygusallaşıyordu ama belli etmemek için kendisini hemen toparlıyordu. Daha sonra sofrayı kurup yemeklerini yediler ve eğitmen ona kendi kıyafetlerinden bir şeyler verdi. Birlikte şirkete gittiler. San onları birlikte gördüğünde ne olduğunu anlamamıştı bile.
San ona birkaç kez o adamdan uzak durmasını söylemişti ama şuan Woo o adamın yanındaydı. Woo'nun yanına gitmek istedi ama gidemedi. Hâlâ ayrıldıklarına inanamıyordu. Woo, içeri girdi eğitmen ise San'ın yanına gitti;
+San, bugün ilk dersim olan sınıfta yardımına ihtiyacım olacak gelir misin?
-Tabi efendim. Hangi sınıf?
+Wooyoung'ın sınıfı
-A-ama.. Peki gelirim.
Birkaç dakika sonra San ve eğitmen Min-Kyung sınıfa girdi. Woo, bir anda San'ı gördüğünde çok şaşırmıştı. Kafasını kaldırıp onun yüzüne bile bakamadı. Dersin ortasında daha fazla dayanamadı ve eğitmenden izin alıp hava almaya çıktı. Ardından eğitmende 10 dakikalık mola verdi ve Woo'nun yanına gitti. San ise camdan onlara bakıyordu. Woo'nun ağladığını gördü ama yanına gidemedi.. Eğitmenin ona yaklaştığını ve kolunu Woo'nun omzuna attığını gördü. Sinirlenmişti ama yinede bir şey yapamadı. Sonuçta artık Woo ile hiçbir bağı kalmamıştı.
+Woo, neyin var?
...
+San mı?
(Kafasını sallar)
+Üzgünüm, sadece onun yardımına ihtiyacım olduğu için çağırdım.
-Benden neden onunla ayrılmamı istediniz?
+Ben demeseydim de, çıkış yapacağınız zaman bu sizden istenecekti. San 2,5 yıldır burada yani bir grup bulup çıkış yapması çok muhtemel. Dediğim gibi ben sadece senin iyiliğini düşündüm.
-Buna bizde karar verebilirdik.
+Haklısın..
+Bundan sonra nerede kalacaksın?
-Bilmiyorum, ailemin evinde kalırım heralde. Ama ilk önce evimi... Her neyse.
+Söyle lütfen..
-San'la kaldığım evden almam gereken eşyalarım var.
+Onları almaya seninle gelebilirim istersen
-Ben hallederim efendim teşekkürler..
+Nasıl istersen Wooyoung. Şimdi daha iyiysen derse geçelim hadi.
Dersler bittikten sonra Woo, eşyalarını almak için evlerine gitti. O gece de San içki içiyordu yanında ise Seo vardı. Çok içtiği için Seo, San'ın üzerine kustu ve San üzerini çıkarmak zorunda kaldı. O sırada Woo kapıyı çaldı ve San açmaya gitti. Woo, karşısında San'ı üstü çıplak, içerde ise Seo'yu gördüğünde her şeyi yanlış anladı. Hızlıca birkaç eşyasını aldı ve tek kelime etmeden evden çıktı.
Evin önünde öylece durdu, gözleri dolmuştu. Yanına bir araba yaklaştı ve camı açtı, gelen Min-Kyung'du. Arabaya binmesini söyledi ve o da bindi. Min-Kyung hiçbir şey demeden arabayı sahile sürdü. Beraber indiler ve bir banka oturdular.
+Ağlamak istersen, istediğin kadar ağla. Yanındayım.
Woo, ağlamaya başladı, Min-Kyung kolunu Woo'nun omzuna atıp onu kendisine yasladı.. Birkaç dakika sonra Woo biraz daha sakinleşmişti;
+Woo istersen kendini iyi hissedene kadar bende kalabilirsin.
Woo'nun aklına San'ın bu adam hakkında dedikleri gelsede umursamadı;
-Aslında.. olabilir.
+Gidelim o zaman.
-Gidelim.
Woo, hâlâ aklından San'ın o halini çıkaramıyordu. Çaresizce arabaya bindi ve eve doğru yola koyuldular.
![](https://img.wattpad.com/cover/265101353-288-k718994.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WooSan Is Real ∞
Hayran KurguHer şey o dans odasında başladı. Ve ayrı evde devam etti.