Yalan. •

4.3K 539 416
                                    

Hellloo!!! Geri döndüm çünkü sınav bittiii 💗 nasılsınız? Beklediğiniz için minnettarım..🍉

Başlamadan bi oyunuzu alırım 💝

Finale çok az kaldı.. 💋

-

Boğuk düşünceler kafamda salise salise yer ediniyor, nefes alış-verişlerim yavaşlıyordu, karşımda bulunan aynaya, bakarak ne yapacağımı düşünmeye devam ediyorken, aşağı katta tatmin bekleyen beden ise gözlerimi kapatmama sebep olmuştu, gitmem lazımdı, Namjoon'un sikik araması üzerine işleri bok etmemek için gerçekten de gitmem lazımdı ama tek merak ettiğim şey; nasıl gidecektim?

İlişkimiz de yalana yer yoktu ama öfkeli ve en ufak bir şeyde herkesin canını okuyan Jungkook'un verdiği korku hissi yüzünden kafam karışmış, içimden kendime defalarca sakin olmamı söylüyorken asla fayda etmiyordu çünkü işleri bok etmekten en kötüsü de asla bir hatayı kabullenemeyen Jungkook'dan korkuyordum; Min Yoongi ne alakaydı veya ben nasıl bir oyunun içerisindeydim? Gerçekten de gitmem mi lazımdı yoksa umursamayıp, Namjoon ve uyarılarını hiçe sayıp sadece aşağıda oturan sevgilimin kucağına mı dönmeliydim?

Seneler boyunca yaşamadığım gerginlik ve kararsızlık üzerimde an ve an dolaşıyorken, dakikalardır, bu odada beklediğim için Jungkook endişelenmiş olacaktı ki aşağı kattan ismimi seslenmeye başlamıştı, hemen kendime gelmeye çalışmış ve sanki hiç Namjoon ile konuşmamış gibi odadan çıkarak merdivenlere yönelmiştim, "Kim aramış?" Şakayla karışık bir şekilde sorması üzerine zorla da olsa tebessüm etmiş ve son basamağı da indiğim zaman yanına doğru ilerlemeye başlamıştım ama yüzüne bakmak dahi istemiyordum çünkü asla gözlerine bakarak yalan söyleyemezdim.

"Babam aramış, bir ihtiyacım var mı, onu soruyor." Jungkook çoktan işini halledip altına boxerını giymiş bir şekilde oturduğu yerde sigara içiyordu; gözleri, çektiği dumanın etkisiyle kısılırkan başını geriye doğru düşürerek, çektiği dumanı tekrardan dışarı doğru savurtmuştu, "Güzel zamanlamaydı, babana çok selam söyleseydin." Diyerek sırıtmaya başladığı zaman yanına oturdum, yüzümde belli bir mimik yoktu daha doğrusu yalan söyleyemediğim için davranışlarım da buna el vermiyordu, "Jungkook." Dedim, sesimin endişemi el verdiği kadarıyla.

Öne doğru uzanıp izmariti söndürdüğü sırada arkasına yaslanmış ve bir anda belimi yandan kavramıştı ardından da kırmızı kahküllerimin üzerine bir buse kondurdu, "Efendim, güzelliğim, bir tanem?" Diyerek utanmamı sağladı, ne bok yiyeceğim hakkında hâlâ bir fikre sahip değilken, "Markete gideceğim yani gitmem lazım." Demiş ve istemsizce dilimden o yalan kelimelerin dökülmesine sebep olmuştum, "Bu saatte, bir anda mı? Ben giderim, ne istiyorsan söyle." Dediği zaman da gözlerim saliselik olarak kapanmıştı.

Ama sonra beklemediğim bir atak yaparak önce adımı ciddi bir şekilde seslenmiş ve ardından da, "Bebeğim, sen iyi misin yani değişik davranıyorsun." Diye, endişeli ses tonuyla sormuştu, "Yanlış bir şey mi yaptım ya da seni kıracak bir davranışta mı bulundun? Garip davranıyorsun." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve o an gerçekten de yok olmayı diledim, Jungkook, belimi daha sıkı kavrıyorken eriyip gitmek istemiştim aslında ona söylemek istiyordum ama öfke problemi yüzünden her şeyi batıracağından emindim, "Bir şeyim yok, sevgilim sadece acıktım ve bir şeyler almak istiyorum." Dememin üzerine, "O zaman beraber gidelim, aklım sen de kalmasın demişti." Ben de bunları yaşamamızın ardından, Jungkook'a çoktan bir yalan söyleyerek affı olmayan bir yola girdiğimi fark etmiştim.

"Sakin olmalısın." Yakınımda duran dudaklarına ufak bir buse kondurmuş ve ayağa kalkmıştım, "Sadece uslu bir çocuk ol ve beni bekle, Kookie." Şımarık bir tavırla merdivenlere doğru yöneldiğim zaman da arkamdan, "Geç kalırsan eğer uslu durması gereken sen olursun." Dedi.

The Striptease Artist ▪ TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin