The Striptease Artist ▪ TaeKook

Git Ya Da Kal. •

Selaamm!!! 🥵 Ara geçiş bölümüne hoşgeldinizz 🍒

Oy verir misiniz? Yorumlarınızı esirgemeyin ballarrr..🍒💋♥️

Yb ve kitaplardan haberdar olmak için beni takip edebilirsiniz. 🖤🖤

-

Bileğimi sıkıca kavrayıp kendine doğru bir anda sertçe çevirmesiyle, burun buruna gelmiştik, "Sen.." Dedi, gözlerimin içine bakarken, "Aşamadığım bir problem olduğunu biliyordun, sana ilişkimize başlamadan önce de defalarca kez sana güvenebilir miyim? İkinci kez bir insana güvenebilir miyim? Diye, sormuştum ki zaten bir daha çalışanımla ilişki yaşamama yeminimi sen bozdurdun, Taehyung, böylesine riskli bir ilişkiye başlamak, birisine bağlanmak yapım gereği bana ekstra zor geliyordu ve şöyle bir düşün, eski ilişkim neden bitti? Aldatıldım, güvenim sarsıldı ve elime; onu, gözlerinin içine bakarak zevke getiren adamla öpüşürken fotoğrafların geçti." Dediği sırada gözlerimin içine bakan bedene karşı kaşlarım çatılmış, öfkeyle söylenmiştim, "Öpmedim seni sikik! Öpmedim, bir anda öpünce geri çekildim ve tokat attım." Jeon ise saliselik olarak gözlerini kapattı, sakinleşmeye çalışır gibi bir hali vardı, ben ise lafımı devam ettirdim, "Eğer dinleseydin, eğer bir kez olsun beni merak etseydin.." Gözleri yavaş hareketlerle suratımın her yerinde dolaşıyordu, özellikle de moraran göz altlarımda, "Bir şans verseydin.."

"Bana bak, güzelim." Kavradığı bileğimi bıraktı ve hâlâ aynı mesafede sıcak nefesleri, yüzümü yalayıp geçiyordu, "Ne olursa olsun, gitmeden önce bana söylemeliydin, ayaküstü kırk tane yalan uydurup beni bıraktın ve sonra aldatan fotoğrafların elime geçti." Aynı şekilde kollarımı göğsümde birleştirmiş ve çatık kaşlarımla lafa girmiştim, gözlerimiz birbirleriyle öyle bir savaş veriyordu ki tarif etmek mümkün değildi, "Dinlerdim, seni en azından bir kez dinlerdim, sana en azından bir şans verirdim, bak ne hale geldim, bu senin eserin.." Gözlerim yavaş yavaş doluyorken, Jeon ise dudaklarını birbirine bastırdı, "Suratım, çelimsiz bedenim.. hepsi senin eserin çünkü sikeyim ki sen hayatımdan gidince nefes almak ne demek onu unuttum."

Başı geriye doğru düşmüştü, beyaz teninin büründüğü yanağının üzerinde ise hâlâ tokatım yüzünden parmaklarımın izi duruyordu, biraz üzülsem bile hak etmişti o yüzden fazla kurcalamamaya karar verdim, "Seni dinlemediğim, bu hale soktuğum için özür dilerim." Aynı şekilde tekrardan bakışmaya başladığımız sırada onunda gözlerinin dolduğunu fark ettim, "Çökmüşsün, çok kötü hissediyorum, Taehyung ama inan ki ben de çok zorlandım, intihar etmeyi bile düşündüm, içimde ki acıyla yaşıyamıyordum." Dediği zaman da yakasını anlık refleksle kavramış ve inci tanelerimin yanaklarımdan süzülmesine izin vermiştim, ağladığım için ses tonum da boğuk çıkıyordu, "Salak mısın! Ne intihar etmesi?" Burunlarımız iç içe geçmiş bir şekilde duruyorduk, "Ben ne yapardım? Yemin ederim ki hiç beklemeden arkandan gelirdim, Jeon çünkü siktiğimin Dünyasında sensiz yaşamakla ölmek arasında bir fark yok."

İşte o sırada Jungkook'un da yanakları ıslanmaya başlamıştı, resmen birbirimize bakarak ağlıyorduk, bana  hissettirdikleri gerçekten de o kadar ağırdı ki kalbime sığmıyordu, "Hayır, Taehyung, asıl senin olmadığın bir yerde bana huzur yok, acı var bu yüzden de günlerdir deli oluyorum ama o resimler o kadar canımı sıktı ki hele ki ikinci kez o adamın sevdiğimi elimden alması düşüncesi beni mahvetti, lütfen, lütfen ama lütfen beni biraz da olsa anlamalısın." Tek nefeste cümlelerini dizmiş ardından da ağlayan gözyaşları şiddetlenmeye başlamıştı; ıslak kirpiklerine, koyu gözlerine bakarken gerçekten de yok olmak istemiştim.