The Striptease Artist ▪ TaeKook

Tanımak. •

İçime sinmedi ama oy verin yine de pls vee yorummmm 💗💗

Umarım beğenirsiniz.. ❤

-

"Evim sadece yüz metre ileride bulunuyor, dört daireli bir apartman ama zaten olabildiğince yetiyor." Biraz gaza basmış ve aynı hızla sigara dumanını açık camdan dışarıya doğru savurtmuştu.

"Tek mi yaşıyorsun?" Yan profilini incelerken parmaklarım istemsizce emniyet kemerine doğru gitmişti ve başımı sallamakla yetindim ama yola baktığı için fark edemedi, "Bir süredir, evet." O sırada araba durmuş ve tarif etmemin üzerine apartman dairesinin önüne gelmiştik, gecenin karanlığından sadece sokak ışıkları aydınlanıyordu ayrıca hava fazlasıyla soğuktu.

"Sevimli." Dedi, iri gözleri yavaşca apartman dairesinde gezinirken, onun nasıl bir eve sahip olduğunu tahmin etmek güç değildi ama tek başıma yaşadığım ve zamanımın genelini iş yerinde harcadığım için dört daireli bir aile apartmanına taşınmak istemiştim, ev iki katlı bile olsa minik bir daireydi; giriş katında sadece mutfak ve oturma odası, üst katta ise iki büyük odaya ek olarak banyo vardı.

"Öyledir." Arabadan indiğimiz an kapılar ve camlar otomatik olarak kilitlenmişti, Jungkook ise yol boyunca dudağından eksik etmediği sigara izmaritini yere fırlattı ve kaba botlarıyla hafifçe ezdi.

Soğuk havaya rağmen üzerinde sadece siyah, bol ve oldukça uzun bir kapüşonlu vardı ayrıca alttan sarkan beyaz tişörtünün uçları gözüküyordu, altına ise iki dizi yırtık, siyah kot pantolon ve siyah bot tercih etmişti, düne nazaran dalgalı olan saçları özenle dağıtılmış ve düz biçimindeydi, boynunda da demir, uzun bir kolye vardı.

Apartmana girdiğimiz sırada direk asansöre yönelmiş ve sessiz bir kısa yolculuğun ardından en üst kata sonunda gelebilmiştik, "Evin en sevdiğim yanı kesinlikle terası olması.." kilidi çevirdim ve kapıyı açtım ardından da ayakkabılarımızı çıkartmış ve içeri girmiştik, "Eğer istersen terasa geçelim ve şömineyi yakayım, üzerinde şeffaf kaplama olduğu için geceleri manzarası çok huzur verici oluyor." Kapıyı arkamdan kapattığım sırada etrafa kısa bir bakış atan Jungkook'a bakmaya başladım ama o tamamen alakasız bir şekilde, "Sigara içiliyor mu?" Diye sordu.

"Elbette, ne içersin?" Parmakları yavaşca kapüşonlusunun ceplerine ilişmişti, "Belki varsa eğer bira olabilir."

"Pekala, bir şeyler hazırlıyorum.. sen üst kata çık ve terasa geç istersen."

Jungkook'un onay verip gözden ayrılması üzerine hızlıca mutfağa girmiş ve buzdolabından iki kutu bira çıkartmıştım, yanına da bu sabah yaptığım çikolatalı pastadan dilimler kestim ve biraz da cips aldım ardından da hazırladığım tepsiyle yukarı kata çıkmaya başladım.

Çok fazla konuşmaması sanki durduk yere saçma konular açtıracakmış gibi geliyordu, geniş terasa çıktığım sırada şöminenin önünde bulunan deri koltuğa oturduğunu gördüm, teras çok genişti ve böylelikle istediğim gibi dekore edebilmiştim; yağmur ve kara karşı üzerine şeffafla kaplatmayı da unutmadım böylelikle karanlık manzaranın tadını çıkartmak çok hoş oluyordu.

Yanan şömineden vuran sıcaklıkla iyice mayışırken kanepenin hemen önünde bulunan masaya yavaşça tepsiyi bıraktım ve Jungkook ile biraz mesafe kalacak şekilde kanepeye yerleştim.

"Keki bugün yaptım ve çikolata sevdiğini umuyorum." Tepsidekileri bir bir masaya yerleştirirken mırıldanmıştım, Jungkook cebinden paketini çıkarttı ve bugün yaktığı bilmem kaçıncı sigara dalını dudakları arasına götürürken arkasına yaslandı ardından da anladığına dair başıyla onay verdi, yanan ışıkla yarım yamalak yüzünü seçiyorken yanağımı kanepe başına gelecek şekilde yasladım ve ona doğru dönerek bacaklarımı da kendime çektim.