LİHE-8- Yardım Etmenin Güzelliği/Part2

501 29 13
                                    


Merhabalar, umarım iyisinizdir. Yoğun bir dönem ve korona derken mahvoldum ben açıkçası. Sıfır motivasyon yaşasam da elimden geleni deniyorum hayatımı düzgün idame ettirmek için. 

Okunmalar 20.7k'ya kadar ulaşmış! Harika bir haber bu! Yine de aranızda okusa da oy vermeyip yorum yapmayanlar olduğunu biliyorum ve üzülüyorum haberiniz olsun :(

________

THOMAS

"Beni biraz yürümeye ve konuşmaya davet ettiğin için sağol." diyorsun hemen yanında yürüyen Thomas'a. Hala Kayran'da yeni sayılırsın ve bu tarz bir şeye ihtiyacın olduğunun farkındasın. 

Başını iki yana sallıyor. "Benimle vakit geçirmeyi kabul ettiğin için asıl ben teşekkür etmeliyim." diyor sana bakıp gülümseyerek. Onun hakkındaki ilk izleniminin doğru olduğunu düşünüyorsun: O özgüvenli biri. 

"Aslında sorabileceğim çok şey var ama dilim varmıyor." diyorsun dürüstçe. Neler olup bittiğini anlamanın imkanı olmadığının farkında olsan da için bir türlü rahat etmiyor. Diğerlerinin de senin gibi hissedip hissetmediğini merak ediyorsun. "En azından şunu sormak istiyorum," diyorsun ellerinden biri kalbinin üstüne çıkıp tişörtünü sıkarken, "sen de hissediyor musun buradaki ağırlığı?" Göğüs kafesine her saniye daha da bastıran o korkunç histen bahsediyorsun. Güvende olmadığını bağıran o histen bahsediyorsun. 

Thomas bir an bunları söyleyebileceğini hayal etse de bunları duymayı beklemiyormuş gibi şaşırıyor. "Y/N," diyor. Ona döndüğünde sözünü devam ettirecekmiş gibi gözükse de tişörtünü sıkan eline gözlerinin kaymasıyla açılan ağzını kapattığını görüyorsun. Sorunun ne olduğunu anlamak için eline baktığında varlıklarını konuşmaya kaptırıp unuttuğun yaralarını görüyorsun. Hemen elini indirip sırtının arkasına saklıyorsun. 

Thomas kısa sessizliğin ardından "Burada bekle beni biraz." diyip eve doğru koşuyor. Thomas'ın yeterince uzaklaştığından emin olduktan sonra elini sırtının arkasından çekip diğer elinin parmaklarıyla elindeki yaralara dokunuyorsun. Biraz sızlasa da seni rahatsız etmiyor. Çünkü canını asıl acıtan şey yaraların değil, kurabileceğin ilk samimi konuşmanın bu yaralar yüzünden mahvolması oluyor. 

Thomas birkaç dakika içinde koşarak geri dönüyor. Nefes nefese olsa da "Beklettiğim için özür dilerim." diyor. Aniden geldiği için anlık bir içgüdüyle elini tekrar sırtının arkasına saklıyorsun. "Sorun değil." diyorsun. "Ama koştuğun için yorulduysan yürümek yerine oturabiliriz de bir yere." 

"Aslında..." derken sana bir adım yaklaşıyor ve ellerinden biri sırtının arkasındaki elini nazikçe kavrayıp tekrar önüne getiriyor. "Yorulmadım. Ama bunun için bir şeyler yapmalıyız." Bir eli seninkini doldururken, diğer elinin parmakları yavaşça yaralarının etrafında çizgiler çiziyor. Sızı ve gıdıklanmak arasında yeni bir his yaşıyorsun. 

"Yanık gibi gözüküyor." diyor. Elinin üstünde daireler çizen parmakları cebine gidip minik bir kutu çıkarıyor. "Ama merak etme, iyileşeceksin." Eli seninkini bırakıp kutuyu açıyor ve içindeki kremin birazını parmağıyla aldıktan sonra kutuyu yere bırakıyor. Elini bıraktığı bu kısa zaman diliminde Thomas'ın elinin ılıklığı elinden rüzgarla savruluyor. 

Thomas tekrar bir eliyle elini tutup diğeriyle de nazikçe kremi yaralarının üstüne sürüyor. Biraz acısa da dudaklarını birbirine bastırıp hiç tepki vermemeyi deniyorsun. Senin için koşup krem getirmesi bile borçlu olman gereken bir şeyken böyle hafif acılar yüzünden ona nazlanmaman gerektiğini biliyorsun. Tüm konsantrasyonunu vererek dudaklarını sıkıp gözlerini karşıya dikiyorsun ve kendini tutuyorsun. 

Bir anda acı hissi gidince ve sana bakan bir çift meraklı gözü hissedip Thomas'a dönünce seni gülümseyerek izlediğini fark ediyorsun. Şaşkın surat ifadenle yakalanmanla beraber Thomas kahkaha atmaya başlıyor. Sen de gülümsüyorsun fakat utandığını saklayamıyorsun.

"Çok sevimlisin." diyor gülmeye devam ederken. Böyle yaparsa utanmamanın imkansız olduğunu düşünüyorsun. 

Konuyu dağıtmak ve ona hislerinden bahsetmek istiyorsun. "Teşekkür ederim." diyorsun kremli eline bakarken. "Şimdiden seni uğraştırmış oldum ama..." 

"Hayır." diyor bu sefer krem olmayan elini de tutarak. "Sana yardım etmek zorunda olduğum bir şey değil, isteyerek yaptığım bir şey." Gözlerini elinden onun gözlerine çeviriyorsun. "Umarım sen de benim için aynı şekilde hissedersin." 

______

Yine gecenin bir saatinde bölüm atmış oldum... Yeni bölümler için konu önerilerinizi bir kelime de olsa ilham verecekse lütfen belirtmekten çekinmeyin.

Sağlıklı kalın...



Labirent İle Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin