Pekala, şimdi de onların baba olduklarını hayal edelim.
Kendinizi bunun için hazırlasanız iyi edersiniz.
Ah, başlıyorum.
___Thomas
Thomas daima ilgili olan o baba olurdu. Çocuğunuza koşmayı o öğretirdi mesela. Çocuğunuzu ayakta durması için belinden nazikçe tutar ve kendisini örnek alması için senin peşinden koşardı. Refleks ve eğlence amaçlı olarak ondan kaçtığında ise daha da hızlanıp seni belinden yakalardı. Ve elbette seni belinden tutmasıyla kendine çekmesi bir olurdu. Kollarını seni kendine bastırdıktan sonra karnına sıkıca sarardı. Onu peşinden gereğinden fazla koşturduğun için sıkça aldığı nefesler boynuna çarpardı. Gıdıklanıp gülümseyerek boynunu geriye atardın ve onun dudakları boynunda gezinmeye başlardı. Buna tepki olarak kısık bir sesle inler ve karnındaki ellerini sıkıca tutardın. Sende yarattığı etkilere sevindiği için gülümseyerek dudaklarını senden çekerdi. Ardından daha da gülümsemesine neden olan şey, çocuğunuz, ilk defa size koşarak yaklaşıyor olurdu.
Minho
Minho kesinlikle sevgisini belli etmeyen ama içeriden deli gibi seven bir baba olurdu. Özellikle onun bir kızı olduğunu hayal etmeden edemiyorum. O zaman haydi birlikte hayal edelim!
Minho'yla bir kızınız olduğunu ve kızınızın ilk defa bir baloya erkek arkadaşı eşliğinde gideceğini düşün. Kızınızın erkek arkadaşı geldiğinde ve artık kızıyla vedalaşması gerektiğinde, Minho gerçekten duygulanırdı. Fakat bunu yine belli etmez, sadece ona bu dünyadaki en güzel şey olarak gelen kızının bu güzelliğini fark etmesi için çok hoş göründüğünü söylerdi. Kızınız bu iltifat karşısında kocaman gülümser ve Minho'nun kolları arasına usulca girerdi. Minho kollarını sıkıca onun beline sarar ve gerçekten uzun bir süre boyunca bırakmazdı. İnan bana, kızınız ayrılmaya kalkışsa bile onu bırakmazdı. Ve hatta bununla da kalmaz kızınızın arkasında kalan erkek arkadaşına "Ne bakıyorsun?" diyerek onu terslerdi. Fakat ne yazık ki kızınız en sonunda Minho'nun kollarından çıkmanın bir yolunu bulur ve seninle de vedalaştıktan sonra erkek arkadaşıyla uzaklaşırdı.
Kızınız gözden kaybolana dek ardından bakardı ve o gittikten sonra sana dönüp dolan gözleriyle şunları söylerdi : "Onun büyümesini istemiyorum. Sadece benim kalamaz mı? "
Newt
Newt kesinlikle çocuğunuzu senin yapman gerekenden kat kat daha fazla korur ve ona dikkat ederdi.
Şunu duyabiliyor gibiyim: "Ellerini yıkamadan ona dokunma!"
Ayrıca çocuğunuzla ilgilenmekten çok hoşlanırdı ve onu sık sık onunla oynarken veya onunla uyurken görebilirdin. Sanırım bu yüzden çocuğunuz hastalansa tüm dünya başına yıkılırdı. Seni aceleyle hazırlanmaya zorlardı ve olabildiğince çabuk bir şekilde sizi hastaneye götürürdü. Onu doktorla yalnız bırakmanız gerektiğinde buna itiraz edecek gibi olur fakat etmezdi. Onun solan gülüşü ve endişeyle etrafta dolanması seni üzerdi. Ona yaklaşıp her şeyin yolunda olduğunu söylerdin ve o seni hemen kendine çekip sıkıca sarılırdı. Ondan şunları duyardın: "O ve sen benim sahip olduğum tek şeylersiniz." Ardından senden ayrılır ve yanaklarını avuçlarıyla kavradıktan sonra devam ederdi. "Ben dayanamam. Canınızın bir saniye bile yanmasına dayanamam." Gözleri dolardı ve o dolan gözlerindeki bakış kalbini delip geçerdi. "Çok seviyorum." derdi. "Kendimden çok. Her şeyden çok."
____
Ağlıyorum şu an cidden. Aşırı duygu yüklenmesi yaşıyorum. Hele Newt'i öyle hayal ederken kalbim paramparça oldu. Dağıldım ben şu an ya.
Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen vote ve yorumları esirgemeyin.
Ay ben ağlamaya devam edeceğim :'( :') İyi geceler, bizimkilerle dolu rüyalar dilerim ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent İle Hayal Et
FanfictionMerhaba! Sizler de benim gibi Labirent aşığı mısınız? O zaman bu kitap tam da okumanız gerekenler listesinde. Adı üstünde kitabı yazarkenki amacım bölümleri okurken kendinizi labirentte sevdiğiniz karakterle maceralara atılıyormuş gibi hissetmeniz...