Siz isterseniz de ben size hayır diyebilir miyim? Hemen yazdım!
Bu konseptte kitaptaki dünyada değil kendi dünyamızda olduğumuzu varsayarak yazıyorum o yüzden siz de öyle düşünün lütfen.
Uzun süredir yazmıyorum o yüzden formumdan düşmüş olabilirim, affediniz lütfen...
-
NEWT
Kapının tanıdık açılma sesini duyunca geriye itemediğin gözyaşlarını ellerinle silip oturuşunu düzeltiyorsun. Çünkü Newt'in geldiğini ve seni perişan görürse ne kadar derinden üzüleceğini biliyorsun.
"Ben geldim ve sana en sevdiğin pastadan getirdim." Adımlarının mutfağa gittiğini ve poşeti masaya bıraktığını duyuyorsun. Sonra senin yanına geleceğini bildiğin için yanağında ıslaklık kalıp kalmadığını kontrol ediyorsun ve derin bir nefes alıyorsun.
Biraz sonra tanıdık yüzü odanın kapısından kendini gösteriyor. Elinden geldiğince gülümsemeyi deniyorsun ama onun gözlerindeki canlı bakış solunca bunu pek de beceremediğini anlıyorsun.
Bir süre boyunca hiçbir şey demeden sana bakıyor ve gerilmeye başlıyorsun. Bakışlarında sırasıyla pek çok şeyi hissediyorsun. Gerginlik, üzüntü, sevgi... Sonrasında tekrar eski haline dönüyor ve kapının yanında durmaktansa yanına gelmeye karar veriyor. Yavaşça dibine oturup ellerine uzanıyor.
"Kötü bir gün müydü?" diye soruyor parmaklarınla oynarken. Parmaklarınıza bakarken başını evet anlamında sallıyorsun.
"Biliyorsun böyle zamanlar mutlaka olur..." Parmaklarınızı birbirlerine kenetliyor. "Ama bunu benden saklamana gerek yok."
Kendini ona karşı kötü hissederek onun gözlerine bakıyorsun. O da seninle göz temasını kesmeden kenetli ellerinizi kaldırıp elinin üstüne minik bir öpücük konduruyor. "Çünkü ben daima kötü geçen günlerini senin için iyi yapacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent İle Hayal Et
FanfictionMerhaba! Sizler de benim gibi Labirent aşığı mısınız? O zaman bu kitap tam da okumanız gerekenler listesinde. Adı üstünde kitabı yazarkenki amacım bölümleri okurken kendinizi labirentte sevdiğiniz karakterle maceralara atılıyormuş gibi hissetmeniz...