Bir çok kez mutlu olmayı istedik ve olmaya çalıştık. Hikayemizin konularından birisi...
Sizde bizim gibi sıkıldınız.
Mutlu olmak istemek, üzülmemek.Belki kafanızda diyeceksiniz ki..
-Ulan bu adamlar ne yapıyor ki mutlu olamıyorlar, Dünya sadece bunlara mı kötü ?
Hayır arkadaşlar. Asıl konumuz bizim hep üzülmeye rağmen mutlu olmak istememiz değil. Asıl konu, hepimizin başına birşeyler geldiğinde bir süre sonra güçlü durup sıkıntıyı kontrol altına almak ve gülümsemek istememiz.Dıştan bakıldığında ne güzel konuşuyorum. Tam bir psikoloji doktoru edasında. Heheheh. Fakat gelin birde şu düşüncelerime ortak olun...
Hepimizin bir gün kazanmak istediği o sınavlardan biri olan üniversite sınavımız mesela.
Tarih 2021'i gösteriyor. Bu yıl Mehmet ve ben üniversite sınavına hazırlık yapamadık. Açık konuşmak gerekirse buna ne düşüncelerimiz, ne zamanımız nede halimiz yetmedi. Meslek lisesi mezunu olduğumuzdan son yılımızda staj gördük. Kendi çapımızda okuduğumuz bölümün meslek sahipleri olduk.
Hali ile sınavdan iyi bir sonuç elde edemedik.Tamda ailenin, akrabalarının üzerine baskı vereceği an gelmişti bile. Cevap vermedim.
Kaç puan aldın ?
-İyi sonuç elde edemedim.
Hayırlısı olsun senin için. Ama kaç puan aldın merak ettik ?Ne de kötü bir durum.
Asıl amaç utanmak yada başarısızlıktan kaçmak değil. Başarısız olmanı sebepsiz yere millete hesap vermiş gibi hissetmen.Aramızda bu durumu daha iyi anlatan doğru yolu yorumlayan kişiler vardır elbet. Fakat bu bizim için hiç iyi olmamıştı.
Bu yıl kötü geçecek ve ben bunun farkındaydım.
Ailenin üzerinde gereksiz nedenle kötü hitap etmesi, boş nedenle kötü yorum yapması ve çocuğuna geleceği hakkında çözüm üreteceği yerde ona gelecekte başına nelerin geleceğini söylemesi belkide en acı şeydi.
Bizde biliyoruz çalışmaz da bir baltaya sap olmazsak başımıza ne iş geleceğini.
Ama okursak çok iyi adamlar olacağını.Bu yüzden bu şey kişiyi çok kötü hissettiriyor. Bugün bu bölümde ilk kez sayın okuyucularıma ne anlatmak, ne tavsiye etmem gerektiğini bende bilmiyorum.
İnsanın kendisini küçük görmesinin yan etkilerini mi anlatayım, kaçma duygusunun kişi üzerinde bırakılan izlerini mi yoksa kişinin ailesinden nasıl nefret duymaya başlar onu mu anlatayım. Ne dersiniz ?Bu gün öyle bir düşünce kurbanı olacaktım ki, belkide artık ailemin yanında olmayacak, sizlere bu şeyleri anlatmayacaktım ve bunları artık yazmayacaktım.
Çünkü bugün bir kez daha boş nedenden ailem ile kötü oldum ve bu sefer gerçekti. On sekiz yaşıma bir ay kaldı beni idare edin basıp gideyim. Nereye gidecektim ki zaten ?
Hep istenmeyen kişi oldum hayatınızda basar giderim. Demiştim.
Peki bu çözüm yolu mu ?Kaçmak korkakların işidir deyip intihar düşündüm sonradan. Tam elime jileti alıp bilekleri kesmeye çalışırken o kahrolası duygu beni ofsayta çoktan düşürmüştü bile. Yapamadım.
O duygu ne mi ?Sen ölür gidersin ve geride kalanlar senin için ne kadar üzülür yada sevdiğin kişilerden kötü şekilde ayrılacağın gelir aklına. Sonra canının yanacağını hissedersin.
Düşüncelere kurban olduğun o an gerçekten ölmesende, ölmüş ruhlardan farksız olursun.
Öyle korkunç gelmişti ki bu hissiyat.
Ölümü arzulayıp hemde düşüncelerine küfür ettikten sonra vazgeçmen, tamamen paranoya olmanın en kötü nedenidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşünce Kurbanları
Fiksi UmumDünyamızda mutlu bir hayat yaşamak için çırpınıp, mutsuzluğa mahkûm edilmek. Mehmet: dış yaşantısına karşı sevilen,iç yaşantısıyla düşman olan genç bir arkadaşımız. Sıkıntıları bir sigara dumanı gibi içine çektiği gibi birgün de o sıkıntıları üfleyi...