Final

7.2K 355 368
                                    

18 yıl sonra...

"Banu!"

"Efendim!"

"Amcanlar geldi!"

"Geliyorum hemen!" Banu önündeki test kitabına hızla göz gezdirdi. Bir sorusu kalmıştı. Onu da yaptıktan sonra aşağı inebilirdi. Soruyu okuyup gerekli işlemleri yaptıktan sonra cevabını kontrol edip kitabını kapattı.

Son senesiydi ve çok sıkı çalışması gerekiyordu. O da babaları gibi doktor olmak istiyor amacına ulaşmak için bir hayli çaba sarf ediyordu. Bu kadar uğralmasa bile tıp kazanabilecek potansiyeli vardı ama bir yandan da Türkiye birincisi olma hayali vardı.

Kapısı yavaşça açıldığında gülümseyerek o tarafa döndü. Gelen kişinin kim olduğunu daha merdivenlerden çıkarken anlamıştı. "Hoşgeldin aşkım." oturduğu yerden kalkıp kendisinden on santim kadar uzun olan çocuğa doğru ilerledi.

"Ya kaç defa daha diyeceğim bana böyle seslenme diye. Millet duyacak yanlış anlayacak."

"Sus! Kuzenim değil misin? Aşkım da derim, bok da derim. Kimse karışamaz."

"İyi be. Gel sarılayım. Özledim seni salak."

"Daha dün beraberdik Gökhan." kollarını iki yana açmış ona sarılmasını bekleyen çocuğa karşı gülerek söylemişti bunu. "Bu seni hiç alakadar etmez. Sarılmak için üç saniyen var. Üç..."

Banu hızla kuzenine doğru ilerleyip uzun ve yapılı kolları arasına girmişti. Birkaç saniyelik sarılma faslından sonra Gökhan elini Banu'nun omzuna, Banu ise elini Gökhan'ın beline koymuş ve birlikte odadan çıkmışlardı.

Aşağısı ise tam bir curcunaydı. Çocuk sesleri şu an güzel gibi gelsede herkes biliyordu ki bir saat bile olmadan beyin denilen şeyin b'si bile kalmayacaktı.

Banu ve Gökhan arka bahçeye çıktıklarında Banu amcasını görmesiyle Gökhan'dan ayrılıp Serkan'a doğru koşmuştu. Serkan bir anda kendisine sarılan bedenle gülmüş ve sarılışına karşılık vermişti.

"Hoşgeldin amcacığım."

"Hoşbuldum prenses."

"Çok özledim sizi."

"Dihi din biribirdik Gikhin." Banu kendisiyle dalga geçen kuzenine göz devirip dil çıkardıktan sonra sevinçle Fatih'e de sarılmıştı. "Ee ne yapıyorsun?"

"Ne yapayım amca? Ders çalışıyordum."

"Kızım yeter be. Sana bakarken benim beynim ağrıyor. Tamam en birinci sensin tamam."

"Asıl sana bakarken benim beynim ağrıyor. On sekiz tane çocuğun var be adam. Alınmayın canlarım hepinizi çok seviyorum."

"Onlar evimizin neşesi bir kere nasıl yorulayım? Minik bebeklerim."

"Minik dediğin insana dön bir bak istedim baba."

"Sus! Siz hep bebeksiniz benim gözümde." onalr kendi aralarında laf dalaşına girmişken Banu diğer on yedi kuzenine daha sarılmış bir yardıma ihtiyacı var mı diye sormak için babasının yanına gitmişti.

"Babacığım, yardım edebileceğim bir şey var mı?"

"Şu anlık yok tatlım ama babanı ararsan çok sevinirim. Söyle de gelirken tatlı alsın."

"Tamam. Telefonum yanımda değil seninki nerde?" Erkan eliyle mutfak masasının olduğu yeri göstermişti. "Sandalyenin üstünde bak hemen." Banu, babasının telefonunu alıp kilidi açtıktan sonra rehberden Lanet Adam kişisini bulduktan sonra gülerek numaranın üstüne tıklamıştı.

HousemateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin