MUZMERAT Bölüm1:Kayboluş

310 61 102
                                    

 Gözümü kapattığımda zihnimde beliren ve beni alaşağı eden görüntülerden kurtulmak için kendimi başka bir ateşe atıyordum.

Kendimi atacağım bu ateşte canımın fazlasıyla yanacağını biliyordum ancak başıma nelerin geleceğini ve bu problemlerle nasıl mücadele edeceğimi bilmiyordum. Kimse de öğretmiyordu zaten. Sadece yap diyorlardı.

Sadece yap.

Bu hayatta birçok şey için fedakarlıkta bulunmuştum. Hiç düşünmemiştim bunun sonunda bana ne olur diye. Ama artık farkındaydım. Canım şu anda fazlasıyla yanıyordu ve ben kendimi yeni acılara atmaktan hiç çekinmiyordum.

İçinde bulunduğum ve beni her an tüketen düşüncelerden kendimi alarak karşımda bana beklenti ve merakla bakan gözlere döndüm.

"Amca peki bu plan tutmazsa ve bu zamana kadarki hedeflerimiz elimizde patlarsa ne olacak?"

Cümle daha ağzımdan çıkar çıkmaz söylediklerim için pişman olmuştum. Artık amcamı o kadar iyi tanıyordum ki gözlerindeki perdenin ardında oluşan o küçümseyici bakışlar bütün vücudumu olduğum yerde rahatsız etmeye yetmişti. O mükemmeldi. Nasıl başarısız olacağı bir plan yapabilirdi ki? Tüm gücü elinde tutan benim amcam değil miydi? Şu anda var olan beni yaratmaya çalışırken bana hem fiziken hem de ruhen türlü acılar veren insan değil miydi? Ta kendisiydi işte. Ama tüm bu yaşananların bir amacı vardı. Bundan sonra yaşanacakların olduğu gibi.

"Sen bunları düşünme Mehlika. Sen sadece bunu başarabilecek misin bana bunu söyle. Ayrıca bu zamana kadar olan yetiştirilme amacını sakın ola hiç unutma. Zira unutacak olursan sana her şeyi hatırlatmak için daima en yakınında bulunacağım. Biliyorsun değil mi kızım?"

Kızım.

Ruhumun her hücresinin ihtiyaç duyduğu bu kelimenin vücudumda böyle sarsıcı bir acı yaratması ne kadar da ironikti. Bir kelimeye bu kadar anlam yüklemek belki de geçmişimin suçuydu. Geçmişimi değiştiremezdim ancak geleceğime yön vermek benim elimdeydi değil mi? En azından ben öyle sanıyordum.

" Ne için bu güne geldiğimi biliyorum amca ve unutmaya da hiç niyetim yok," derince bir soluk verdim "Bu işi başaracağım. "

Cümleler ağzımdan çıktıktan sonra daha kararlı bir duruş sergilemek için ellerimi masanın üzerinde buluşturdum. Halbuki bunların hiçbirine gerek yoktu. Amcam benim tek bir kılımın kıpırdamasından aklımdan geçen her şeyi okuyacak kadar zekiydi.

"Biliyorum Mehlika. Seni ben büyüttüm. Her daim başarılı olacağını biliyorum," yüzünde zoraki bir gülümseme oluştu "O zaman ben gidiyorum. Halletmem gereken işlerim var. Görkem sana ayrıntıları anlatır."

Sözlerinin bitmesiyle ayağa kalkan amcamla beraber odadaki herkesin ayağa kalkması bir oldu. Ben de sandalyemi ses çıkartarak geriye doğru sürttüm ve ayağa kalktım. Amcam kendinden emin adımlarla yanıma geldi. Tek elini omzuma koyup uyarıcı bir şekilde sıkarak konuşmaya başladı.

"Sana güveniyorum Mehlika."

Bu açıkça bir tehditti. Üzerime binen sorumluluk duygusu artık yük taşıyamayacak duruma gelmiş omuzlarımı biraz daha çökertti. Artık her şey fazla geliyordu bünyeme ve buna karşın daha her şeyin başındaydık.

Amcamın ve adamlarının odadan çıkmasıyla Görkem yanıma gelerek beni masaya yönlendirdi. Masaya oturmamızla beraber konuşmaya başladı.

"Mehlika, Polat Bey'in yanına yardımcı koordinatör olarak yerleştirdiğimiz ve üç senedir bize muhbirlik yapan bir adamımız var. Aldığımız haberlere göre şu an şirketleri için finans direktörlüğü hizmeti alabilecek zeki bir elemana ihtiyaçları var," masadaki kalemi elinde çevirmeye başlarken benimle konuşmaya devam etti "Ki bu kişi de sen oluyorsun. Bundan sonra tek yapmamız gereken şey, seni Polat Bey ile aynı ortamda bulundurup sendeki ışığı görmesini sağlamak. Sonrası çorap söküğü gibi gelecek zaten. Bunun için de seni bir restoranda yarı zamanlı bir çalışan olarak göstereceğiz."

MUZMERATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin