9-Büyük Balık Küçük Balığı Yer

473 49 46
                                    

Yine ben geldimm.

İyi okumalar canlarım...

🌻

Arabanın içindeki sessizliği bozan şey radyodan yükselen müzikti.

"Mesain başlıyor Erel."

Sonunda benden ne istediğini anlayacaktım ve bu durum içten içe beni mutlu ediyordu. Çünkü kafamın içindeki soru işaretlerinin yaptığı ağırlıktan bir nebze olsa kurtulacaktım ve bu başlangıç için oldukça iyidi.

Fakat öğreneceklerimin omuzlarıma yükleyeceği yükün bu soru işaretlerinden daha ağır olduğunun da bilincindeydim.

Kafamı Duhan'a çevirerek sağ profilini izledim. Çatılmış kaşlarıyla ve düşünceleri yüzünden koyulaştığını tahmin ettiğim gözleri orman yolundaydı. Oturup sakin kafayla düşündüğümde böyle bir adamı karşıma çıkartan hayatın, bana yarın neler getireceğini merak ediyordum ama bu mideme ağrıların saplanmasına neden oluyordu. Bilinmezlik. Herkesi korkutan şey bu değil miydi zaten?

Derin bir nefes vererek önüme döndüm. Her geçen saniye oturduğum yere sinerken benden ne yapmamı isteyeceğine dair beş yüz bininci senaryoyu yazıyordum.

Onun gibi birilere zarar vermemi mi? Ya da ona insanlara zarar vermesinde yardım etmemi mi? Belki de insanlara zarar verirken onun düşünemediği şeyleri düşünerek risk analizi yapmamı isterdi?

Araba patika yola girdiğinde canavar sallanmaya başlamıştı. Refleks olarak bir yere tutunma ihtiyacıyla ellerimin altındaki şeylere yapıştım. Sağ elimle kapının yanındaki tutma yerine sımsıkı parmaklarımı sarmışken sol elime bakmaya korkuyordum. Çünkü elimin altındaki sıcaklığın arabaya ait olduğunu sanmıyordum.

Gerginlik dolu bakışlarımı yavaşça sol elime çevirdim. O da aynı şekilde vitesi tutan elinin bileğimi kavrayan elime bakarken, elimi elektrik çarpmışçasına geri çektim. O hiç bir şey olmamışçasına önüne dönerken, birkaç saniyeliğine nefes almayı unutmuştum. Gerginliğim verdiği etkiyle tüm duygularımı olması gerektiğinden daha yoğun yaşıyordum.

İlk defa bir erkeğe dokunuyor değildim ama...bu küçük temas bile neden iyi hissetmeme neden olmuştu? Gözümün önüne, alayla gülümsediğinde bile dudağının altında belirginleşen çukur geldi.

Kendine gel Anı! Seni tehdit eden, seni zorlayan-

Zorlamadı.

Her neyse, sana bunları yapan adamdan bu kadar kısa sürede etkilenmiş olamazsın!

Olamam.

Olamazsın.

Evet.

Araba durduğunda kafamın içindeki sesle kavga etmeyi bir kenara bıraktım ve nerede olduğumuzu anlamaya çalıştım. Uçurumun kenarındaydık ve her yer alayına yeşillikti. Ben arabadan inerken Duhan hala içerideydi. Kapıyı kapattığımda ses neredeyse tüm ormanda yankılanmıştı. Abart. Uçurumun kenarına adımlayarak bakışlarımı eşsiz doğa manzarasında gezdirdim.

Ağaçların arasına bir vadi gibi inşa edilmiş malikaneyi görmemle kaşlarım çatıldı. Ormanın ortasında böyle bir eve sahip olmak biraz korkutucu değil miydi?

Yaklaşan adım seslerinden Duhan'ın arabadan indiğini anladım. Kapı sesini duymamıştım oysaki.

Omzumun üzerinden sorgulayan bakışlarımı ona çevirdiğimde sarı gözleriyle elinde tuttuğu dürbünü işaret etmekle yetindi. Uzattığı yeşil dürbünü aldığımda artık tam olarak yanımda dikiliyordu.

Güneş KapanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin