25-Ağır Yükler

202 20 56
                                    

Upuzun ve dolu dolu bir bölüm oldu. Düzenlemesini (bakiyim şu an saat kaç) gece ikide yaptığım için yazım yanlışları ve bazı cümle hataları olabilir.

Ayy çok güzel bölüm oldu ayol ilham aktı bildiğin.

Birde yeni kapak nasıl olmuş?

Daha fazla uzatmıyorum ve sizi bölümle başbaşa bırakıyorum.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın <3

Yorumların her birini teker teker okuyorum. Eğer anlamadığınız, unuttuğunuz veya takıldığınız bir yer olursa çekinmeden sorabilirsiniz. Hemen sizi aydınlatırım.

İyi okumlar canlarım...

1 Yıl Önce

Alışkanlıklar zamanla benliğinize işlerdi. Yavaşça kök salan bir ağaç miseli en derinlerinize doğru yayılır ve siz, alışkanlıklarınızın bir parçası haline gelirdiniz. Sizi var eden şey alışkanlıklarınız olurdu.

Duygusuz, taşlaşmış bir adam değildim. Olamazdım da. Yaşamaya devam edebilmek için duygularıma ihtiyacım vardı. Ancak, bu duygularımın beni ele geçirmesine izin verdiğim anlamına gelmiyordu. İzin veremezdim. Vermemeliydim.

Bu noktada denetleyici merkez, alışkanlıklarım oluyordu. Duygularım aşmamaları gereken sınıra yaklaştıklarında, alışkanlıklarım onlara susmaları gerektiğini hatırlatırdı.

Şu an da olduğu gibi.

Bakışalarımı ay ışığının vurduğu denizden çekerek ızgaraya koyduğum etleri kontrol ettim. Henüz pişmemişlerdi bu yüzden hazırladığım çoban salatasını da alarak verandaya çıktım.

Ocak aynın ilk haftasındaydık ve Riva bu zamanlar insanın kanını donduran soğuk bir havaya sahip olurdu. Fakat bu önceki yıllarda da olduğu gibi umrumda değildi.

Artık tek kişilik, sadece bir tane sandalyesi olan masama salatayı bıraktım ve acele etmeksizin çatal, bıçak, tabak üçlüsünü içeriden getirdim.

Eskiden bu masa benim için olduğundan daha fazla anlam ifade ederdi. İlk başta sadece iki sandalye vardı. Sonra dört oldu ve en sonundaysa sadece bir sandalye kaldı.

Hazırladığım yemeği ve rakı şişesini alarak evin kapısını ardımdan kapattım.

Sandalyede geriye yaslanırken boğazlı kazağımın yakasını çekiştirdim. Hava belkide eksi beş dereceydi ama yinede yandığımı hissediyordum. Yemeğe başlamadan önce kendime bir bardak rakı doldurdum. Üzerine su eklemeden önce yüzüme buruk bir tebessüm yayıldı.

İki yıl öncesine kadar bu rakı sofrasının değerinin farkında değildim. Her baştan doldurulan bardakta derinleşen sohbetlerin değerini, bir daha aynı kişilerle bu masaya oturamayacağımı farkettiğimde anlamıştım.

Alihan Alkan, kötü şeyler yapan iyi bir adamdı. Ellerine kan bulaşmıştı ama omzuma koyarak bana güç veren ellerde, o kanlanmış ellerdi. Alihan Alkan benim sadece babam değildi. O benim bu hayattaki en büyük şansımdı. Eğer bugün hala hayattaysam, bu onun sayesindeydi.

Geleneğe uyarak ilk bardağı tek seferde kafama diktim.

Alışkanlıklar iradeni güçlendirir, derdi. Eskiden bunu abartılmış bir söz olarak düşünür ve umursamazdım. Fakat zamanla, akıl sağlığımı sorgulama noktasına geldiğimde, bu sözün altındaki anlamı fark etmiştim.

Güneş KapanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin